İdealisttik ama...
“Sen tıbbiyeyi bitirince ne yapacaksın? Köye mi gideceksin?” Öteki birdenbire boş bulunarak: “Ne münasebet!” dedi. Sonra, pek ustaca olmayan bir ricat yaptı: “Mamafih, icap ederse giderim!” “İcap etmesi nedir? Nasıl icap eder? Köyün doktora ihtiyacı var! Sen gitmek istersen kimse de mâni olmaz. Ne bekleyeceksin?” Çocuğun cevap vermeye
Sayfa 189 - YKY, 57.Baskı Temmuz 2019, İstanbulKitabı okudu
BELKİ HİÇ OLMAMIŞTI
Sabahın erken saatleri… Caddeler boş… Kırlangıç çığlıkları havayı bir jilet gibi kesip duruyor. Oyunbaz kargalar kaldırımlarda paytak adım geziniyor. Baygın bir ıhlamur kokusu diğer bütün kokuları bastırmış, gönlünce yayılıyor. Şehir yeni yeni uyanıyor. Binlerce evde aynı anda kahrolası alarmlar çalıyor; düşler belki de en güzel yerinden
Reklam
( Nuh’un büyükbabası Enok ) _Meleklerin Düşüşü ve Masonluk_ _İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. Melekler, göklerin çocukları onları görüp şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.” Liderleri Semyaza onlara dedi ki: “büyük bir günahın cezasını
Girişe bak sen!
Gemici ezgilerine uygun gemici masalları, Fırtına ve serüven, sıcak ve soğuk, Uskunalar, adalar ve adalarda mahsur kalanlar, Gömülü altınlarıyla korsanlar Ve bütün o eski maceralar, Anlatılınca bir daha o eski tarzda, Bu yaşlı halimle bende uyandırdığı keyfi, Verecekse bugünün daha bilgiç gençlerine: — Pekâlâ, işte buyurun! Yok, öyle değilse, Hamarat gençlikte bitmişse geçmişe özlem, Hiç heves kalmamışsa artık okumaya, Kingston ve Ballantyne gibi cesur adamları, Cooper gibi ahşap ve dalgayla boğuşanları: Buna da eyvallah! Ben de o zaman Onların marifetleriyle birlikte yattıkları mezarı Bütün korsanlarımla birlikte paylaşırım!
Annesi girişe en yakın odada başına eşarp sarmış istirahat ediyordu. Giovanni odaya girip pencereyi açtı. (Giovanni) "Bak bugün kesme şeker aldım. Süte katıp sana getireyim diye..." "Aa, istersen önce sen ye. Canım şimdi bir şey yemek istemiyor."