"Şans eseri oluşan koşullar sonrasında, seçim hakkı olmadan, hiç yoktan hayata davet edilmiştir... Ne için? Varoluşunun anlamını ve amacını bulmaya çalışırken ya kimse bir şey söylemez ya da saçmalıktan başka bir şey duyamaz. Kapıyı çalar ama cevap alamaz. Sonra da ölüm gelir, onun seçimi olmadan. Ve işte, ortak talihsizliklerin hapishanede tuttuğu insanların bir aradayken daha huzurlu hissetmesi gibi, analiz ve genelleme konularına yeteneği olan insanlar buluşup zamanlarını mağrur ve özgür fikirlerini tartışarak geçirdiklerinde, insan hayattaki tuzağı fark etmez. İşte bu yüzden zekâ hiçbir şeyin yerini dolduramayacağı zevk kaynağıdır."
"Şüphesiz, zekâ da geçici ama böyle kısmî olmasına neden değer verdiğimi sen zaten biliyorsun. Hayat denilen şey aslında eziyetli bir tuzak. Düşünen insan, olgunluğa erişip tam olarak bilinçlendiğinde, ister istemez kaçışı olamayan bir tuzak içinde sıkışıp kaldığını hisseder."
"Kitaplarımız var, doğru, ama bu insanlarla konuşmakla, karşılıklı muhabbet etmekle aynı şey değil. Tam doğru olmayan bir karşılaştırma yapmama izin verirsen kitaplar; müzik defterlerine yazılmış notalarken, konuşmak şarkı söylemektir."