Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir deli otlar büyüyor içimde Sancılıyım, yorgunum, kederliyim Bu halini sevdim, gitme kal Çamurlar, çirkefler içindeyim
Sokakta gezmek, dolaşmak, oynamak varken yetişkinlerin bu eve gitme tutkusunu anlayamadım gitti.
Reklam
Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin. Özdemir Asaf
Gitme (naçizane)
-Neyim var neyim yoksa alıp götürürsün gitme !! -Zaten neyim varki,köküm sıkı sıkıya toprağa tutunmuş,adını kimselerin bilmediği o kokulu ağacım işte -Köküm dağlardadır,köküm kardeş dağlar da,köküm her yanı yara bere olmuş memleketimin dört bir yanında Tutunmalısın toprağa,saçaklarını salmalısın her bir yandan her bir yana,gitme -Gidersen yeni doğmuş,saçları ayçiçek sarısı kızlarım,çocuklarım doğmaz değil,doğar da,ağlar da,yanar da,büyür de.. -Ama yüreği güzel kara kaşlı,kömür karası,anadolumun yiğit,çatal yürekli delikanlısı olmadı mı,eksik kalır yavrum,sevdasını yüreğime sığdıramadığım kızım,çocuklarım yarınlarım eksik kalmaz mı ? gitme !! -Yaşamalısın ! Kışa inat baharlara,çiçek açan zamanlara,meyve verene kadar yazlara.. -Bahar mı gördük ki biz ? Yazımızı kışa çevirme,ne olursun gitme !!!
Bin bir kelime geçti adamın içinden Bin bir kelime tükendi dilinin ucunda Nasıl göze aldın bunu diyecek oldu Diyemedi Gitme diye haykırdı gözleri Bu kez kadın duymadı
Sevilmediğimi anladığım o yerde daha fazla kalmanın bir anlamı yoktu, gitme vakti gelmişti ve yapmam gerekeni yaptım, gittim...
Reklam
Gitmee! Gitme ki dönmen için bahanen olmasın. Bekleme değmez, hepsi geçti dediğinde izi kalmış olur.
Bir deli otlar büyüyor içimde Sancılıyım, yorgunum, kederliyim Bu halini sevdim gitme kal Çamurlar çirkefler içindeyim
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Keşke buralardan gitme şansım olsaydı...
“Karanlığa doğru gitme nice güneşler var”
Sayfa 145 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Canımı sıkma benim Kötü söyletme Gel diyorsam gel, Git diyorsam sakın gitme
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Bazen ansızın dalgınlaşıp, uzaklara dalıp gittiğimde yüzün gölgelenir, beni benden daha iyi tanıdığın için, hiç sesini çıkarmaz, sadece elimi tutar; yine gitme, buradan başka bir zaman yok, der gibi bana bakar, sanki sürüklenmeye başladığım boşluktan beni geriye, yukarıya, sevgine çıkarmak için çırpınıp dururdun içten içe… Bilirdin savrulma zamanımın geldiğini, ellerinden kayıp gideceğimi… Kurduğumuz onca güzelliği nedeni belirsiz bir şekilde elimin tersiyle itip bilinmeyen bir zamana doğru yolculuğa çıkacağımı hissederdin… Öyle büyük bir çaresizlik duyardın ki böyle zamanlarımda, söyle, senin için ne yapabilirim, seni bu halde görünce kendimi suçlu hissediyorum, bu halinin sorumlusu benmişim gibi düşünüyorum, derdin… Oysa asıl çaresiz olan bendim. Çünkü senin içindeki zaman tutmaya, sarılmaya çalıştığım ne varsa kesip koparıyor ve acı bir hızla yok ediyordu… Zaman bende yara açarak ilerliyordu… Beni ne kadar çok sevsen bile kurtulamıyordum içine düştüğüm o mutlak yalnızlık duygusundan. Bu yalnızlık duygusundan derin bir utanç duymasam kendimi bencilikle suçlardım; ama utanıyordum… Sen her durumda benim yanımda olduğunu hissettirdikçe bu utancım daha da artıyordu… Ama yine de karşı koyamıyordum bu yalnızlık duygusuna… Bu duygunun içinde kendimi nerede yitirdiğimi bulmaya çalışıyor, kendimi yıkarak, savrularak, hatta onu arkamda bırakarak arıyordum… İşte bu duygularla boğuştuğum günler.
Sende başını alıp gitme ne olur. Ne olur tut ellerimi, Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar Hiçbir şeyi istemedim, seni istediğim kadar Sende başını alıp gitme ne olur. ne olur tut ellerimi...🥀🥀🥀
Sürünmekten parçalanmış dizlerimle geleceğim kapına. Dur gitme. Ne olursun bekle beni…
Sayfa 216
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.