Sezar'ın hakkı Sezar'a
Bunun üzerine Ferisiler çıkıp gittiler. İsa'yı, kendi söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla bir düzen kurdular. Hirodes yanlılarıyla birlikte gönderdikleri kendi öğrencileri İsa'ya gelip, "Öğretmenimiz" dediler, "senin dürüst biri olduğunu, Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz. Çünkü insanlar arasında ayrım yapmazsın. "Peki ne dersin, söyle bize, Sezar'a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi?" İsa onların kötü niyetlerini bildiğinden, "Ey ikiyüzlüler!" dedi. "Beni neden sınıyorsunuz? Vergi ödemekte kullandığımız parayı gösterin bana!" O'na bir dinar getirdiler. İsa onlara, "Bu resim, bu yazı kimin?" diye sordu. "Sezar'ın" dediler. O zaman İsa onlara, "Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını da Tanrı'ya verin" dedi. Bu sözleri duyunca şaştılar, İsa'yı bırakıp gittiler.
Sayfa 55 - (Mar. 12:13-17; Luk.20-20-26)Kitabı okudu
Akademisyenler bir zamanlar, Tarım Devrimi'nin insanlık için ileriye doğru atılmış büyük bir adım olduğunu iddia ettiler. İnsan zekasıyla gerçekleşen bir ilerleme hikayesi anlattılar. Buna göre evrim kademeli olarak giderek daha zeki insanlar yarattı. Sonuçta insanlar o kadar akıllı hâle geldiler ki, doğanın gizemlerini çözdüler ve bu sayede koyunları evcilleştirip buğdayı ekebildiler. Ve çok kısa bir süre sonra da, bir şekilde acımasız, tehlikeli ve savaşçı avcı toplayıcı yaşamlarını memnuniyetle bırakıp, hoş ve dingin çiftçi yaşamına geçtiler. Bu hikaye tamamen fantastiktir. İnsanların zamanla daha zeki olduklarına dair hiçbir kanıt yoktur. Avcı toplayıcılar doğanın sırlarını Tarım Devrimi'nden çok önce de biliyorlardı, çünkü hayatta kalmaları topladıkları bitkiler ve avladıkları hayvanlar hakkında çok detaylı bilgi sahibi olmalarına bağlıydı. Tarım Devrimi yeni ve kolay bir yaşam biçimi sağlamaktan ziyade, çiftçilere genellikle avcı toplayıcılarınkinden daha zor ve daha az tatmin edici bir yaşam oluşturdu. Avcı toplayıcılar zamanlarının daha büyük bölümünü, çeşitli ve insanı zihinsel olarak uyaran faaliyetlerle geçiriyorlardı, ayrıca açlık ve hastalıkla boğuşma ihtimalleri de daha düşüktü. Tarım Devrimi insanlığın elindeki toplam gıda miktarını kesin olarak artırdı ancak daha iyi bir beslenme veya daha çok keyifli zaman yaratmadı. Daha ziyade nüfus patlamasına yol açarak şımarık seçkinler yarattı. Ortalama çiftçi ortalama avcı toplayıcıdan daha fazla çalışarak karşılığında daha kötü besinlere sahip oldu. Tarım Devrimi tarihin en büyük aldatmacasıdır.[
Reklam
# Gökkuşağı
Dergâhın bahçesinde güllerin yanında Mevlâna ile hasbıhâl ediyorduk. Mevlâna’yı ziyarete felsefecilerden bir grup geldi. Soruları olduğunu bildirdiler. Mevlâna onlara beni göstererek: — Benim sorularımı cevaplayana sorun, diye bana havale etti. Bunun üzerine, gelen felsefeciler üç sual sormak istediklerini belirttiler. — Sorun, dedim. İçlerinden
Tarımsal üretimde verimliliği azaltan böcekler, kemirgenler, kuşlar, istenmeyen bitkiler, küfler ve mantarlar, bakteri ve virüsler gibi zararlıları öldürmek veya kontrol altına almak amacıyla kullanılan kimyasal maddelerin aşırı ve yanlış kullanımı sonucu bu maddeler tarımsal ürünlerde kalıntı bırakır, bu kalıntılar da besinler yoluyla insan vücuduna girer. Bu zehirli kimyasalların akut zehirlenme, kanser, doğum kusurları, kısırlık, sinir sitemi bozuklukları ve başka pek çok zararlı etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Kimyasalların zararlı etkilerinden korunmak amacıyla geleneksel tarıma alternatif olarak geliştirilen organik tarım yöntemleriyle üretim, tüm dünyada hızla yaygınlaşıyor. Doğa dostu organik tarımla toprak ve su kaynakları kirletilmez; çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığına katkıda bulunulur.
Özledik be iki gözüm , Ahmedo’nun Yüzü!
O hep hüzünle yoğrulu ama çocuk masumiyeti ile bakan ve şarkı söyleyen adamın henüz 43’ündeyken yurdundan uzak ve soğuk diyarlarda ardından veda şarkıları bırakıp giden adamın ölüm yıldönümü. Şeyhmus Diken İstanbul Tüyap kitap Fuarı buluşmamın bir akşamında Yaşar Kemal babanın pek kıymetli eşi Ayşe Semiha Baban ablamızın konuğuydum. O evde
159 syf.
·
Not rated
Kapağı ve adı çok hoşuma gittiği ve ilgimi çektiği için okumaya başlamıştım gayet güzel bir şekilde de ilerliyordu kitap güzel bir kitap aslında tek bir konu değil de hikâyelerden oluşuyor ben tek konu sanmıştım ilk başta hikaye olmasında sıkıntı da yok ama ilk hikaye olan morg sokağı cinayeti benim için hayal kırıklığıydı yanlış anlaşılma olmasın güzel bir hikayeydi detayları her şeyi ama sonu beni hüsrana uğrattı çok alel acele olmuş gibi geldi yada kısa olması için mi böyle oldu bilmiyorum (spoiler) her şey gayet güzeldi ama karakterimiz ve arkadaşı cinayeti incelemek için gittiler ve çözdüler de kadının avucunun içinden buldukları kıllar sayesinde katili buldular ama benim mantığıma uymayan kısım onlardan önce zaten cesetlerin incelenmiş olması cesetleri incelediler ama avucunda ki kılları nasıl fark etmediler o kısım dışında güzeldi dediğim gibi sonunu pek beğenmedim o yüzden beni hayal kırıklığına uğrattı biraz sonraki hikayeler de güzeldi onları pek dikkatli okumadım ama yarım bırakmamak için okumuşum gibi oldu biraz o yüzden tekrardan okumak isterim belki o zaman fikrim değişir bilmiyorum (bu arada sonlardaki bir hikâyeyi çok beğendiğimi hatırlıyorum okuyalı yaklaşık üç sene olacak o yüzden tam emin değilim belki şuan ki düşünce şeklimle bende daha farklı etki bırakır bu yorumum o zaman ki benim görüşleri)
Morg Sokağı Cinayeti
Morg Sokağı CinayetiEdgar Allan Poe · EZR Yayıncılık · 201814.9k okunma
Reklam
108 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.