Laiklik, bireyin ve toplumun Allahsızlığı, Kitapsızlığı, Dinsizliği değildir. (...) Laiklik, “Tek Tanrı, Tek Sezar” önermesinden önceki zamanı aramaktadır. “Ne Tanrı ne de Sezar!” demektedir. Sezar deyince, “Sezar’ın Hakkı Sezar’a” özlü sözün kaynağı olan İncil’e başvuracağım. Öykü
Matta, Markos ve Luka İncillerinde var. İncil’in kötü adamları Ferisiler İsa’yı tuzağa düşürmek için bir düzen kurarlar ve kral Hirodes’in adamlarıyla birlikte kendi adamlarını İsa’ya gönderirler. Gerisini Markos İncili’nden aktarıyorum: “İsa’ya gelip, ‘Öğretmenimiz’ dediler, ‘Senin dürüst biri olduğunu, Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz. Çünkü insanlar arasında ayrım yapmazsın. Peki, söyle bize, sence Sezar’a vergi vermek Kutsal Yasa’ya uygun mu, değil mi? İsa onların kötü niyetini bildiğinden, ‘Ey ikiyüzlüler!’ dedi. ‘Beni neden deniyorsunuz? Vergi öderken kullandığınız parayı gösterin bana!’ O’na bir dinar getirdiler. İsa, ‘Bu resim, bu yazı kimin?’ diye sordu. ‘Sezar’ın’ dediler. O zaman İsa, ‘Öyleyse Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını Tanrı’ya verin’ dedi. Bu sözleri duyunca şaşırdılar, İsa’yı bırakıp gittiler.” (Matta, 22: 15-22) Bu kıssanın anlamı şudur: İsa, yeryüzünün hükümdara, gökyüzünün Tanrı’ya ait olduğunu işaret ederek, kuramsal düzlemde din ile devleti ayırmaktadır.