Yokluğun soğuk..
" Bir gittin o gidiş dönüşü varmıdır Şu yürek yangınımın sönüşü varmıdır Gözlerimin gözlerini görüşü varmıdır Mevsimin suçu yok yokluğun soğuk. "
Uzaktakine uzaklığının söylemini söylerim durmamacasına; doğrusu görülmedik bir durumdur bu; öteki gönderge ola­rak uzakta, seslendiğim varlık olarak buradadır. Bu görülme­dik çarpıklıktan, bir tür katlanılmaz buradalık doğar; iki za­man arasında, gönderge zamanıyla söyleyim zamanı arasın­da sıkışıp kalmışım: gittin (bundan yakınıyorum), buradasın (sana seslendiğime göre). Şimdiki zamanın, bu zor zamanın ne olduğunu anlarım o zaman: an bir kaygı parçası. Uzaklık sürer, katlanmam gerekir. Öyleyse onu kullanaca­ğım: zamanın çarpıtılmışlığını gidiş gelişe dönüştürecek, uyum üretecek, dilin perdesini açacağım (dil uzaklıktan doğar: çocuk kendine bir makara yapmıştır, atar, yakalar, böylece annenin gidişine ve dönüşüne öykünür: bir örnekçe yaratıl­mıştır). Uzaktalık (ayrılık) etken bir uygulama, bir yoğun uğraşı olur (başka bir şey yapmamı engeller); çok işlevli bir düşlem yaratımı söz konusudur (kuşkular, serzenişler, istek­ ler, hüzünler). Bu dilsel sahneleme ötekinin ölümünü uzak­laştırır: derler ki, çocuğun annesini daha uzakta sandığı da­kikayla şimdiden ölmüş olduğunu sandığı dakikayı kısacık bir an ayırır birbirinden. Uzaktalıkla oynamak, bu anı uzat­maktır, ötekinin uzaktalıktan dosdoğru ölüme düşeceği anı geciktirebildiğince geciktirmektir.
Sayfa 22 - WinnicotKitabı okudu
Reklam
“Kavuşur muyuz acaba Yoksa serap ülkesinde mi olur buluşmak?”
diye sormuş Emine Kutub, eşi Kemaleddin es-Senaniri’nin ardından ona yazdığı şiirinde. Emine Kutub 1927’de Said şehrinin Esud ilçesin’nin Muşa köyünde dünyaya geldi. Mütedeyyin ve vasat bir ailenin çocuğudur. Beş kardeştirler. Nefise, Şehit Seyyid Kutub , Muhammed, Emine ve Hamide . Babasının vefatından sonra ailecek yerleşmek üzere Kahire’ye göç
Bir hoşuma gittin gidiş o gidiş.
... Ve sonra gittin su misali kayıp ellerimden Sonra sen kokmaya başladı her yer herşey Açılacak her kapının ardında sen varsın gibi Her yerde bakışın Tüm sesler sen gibi "gülüm" der Bu gidiş en çok sana yakışmadı eğreti durdu üstünde. Sen o masumluğunla uyurken gelip alıverdi seni elimden, oysaki sen hiç uyumazdın Tüm kuş tüyü yataklar diken misaliydi sana Simdi nasıl oluverdi de yenik düştün bu defa uykuya. Şimdi nasıl oluyor da sert topraklarda sere serpe , endamlı endamlı uyuyorsun öyle.
Sağanaklar misali yağıp gönlüme Yağmurlu bir gündü gittin o gidiş Aşkın hançerini vurup kalbime Yağmurlu bir gündü gittin o gidiş 🎵🎶
Reklam
142 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.