"Üslûbun kimliğindir." diyordu Cemil Meriç bir makalesinde...Kimliğin, kim olduğun, neye hizmet ettiğin, neyi aradığın ve neye talip olduğun...
Düşüncenin değil sadece, kalbin de, bir kitap gibi satır satır okunması, mühim mevzuların altının çizilmesi, tahlil edilmesi ve belki de en son konuşulması, bunu ne düzeyde
― BİR PEYGAMBER (sallallahu aleyhi ve sellem) DÜŞÜNÜN Kİ;
― Sakal bırakırken sünnetine uyuluyor,
Suyu üç yudumda içerken sünnetine uyuluyor,
Sağ elle yemek yerken sünnetine uyuluyor.
Elbette çok güzel.
― Ama aynı Peygamberin sünneti;
• İkindi ve yatsı namazının sünnetini kılmamayı adet haline getirmişsen,
• Sürekli kaçıncı rekatta olduğunu, hatta hangi vakte niyet ettiğini unutup duruyorsan,
• Selam verir vermez seccadeden kaçarcasına kalkıyorsan,
• Tesbihat yapmıyor, dua da etmiyorsan,
• Tuvalette geçirdiğin süre namazda geçen süreden fazlaysa,
• En büyük mutluluğun
Birkaç genç Ramazan ayında yaşlı birinin kuytu bir köşede gizliden yemek yediğini görürler. Alay ederek, "Hayırdır oruçlu değil misin dede?'' Yaşlı adam: ''Tabi ki oruçluyum sadece su içip yemek yiyorum'' Gençler gülerek ''Gerçekten mi?'' derler. Yaşlı adam: ''Gerçekten tabi, yalan söylemiyorum. Kimseye kötü gözle bakmıyorum. Kimseyle alay etmiyorum. İsraf etmiyorum. Kimseye hakaret etmiyorum. Kimsenin gizlisinin saklısının ardına düşmüyorum. Gıybet etmiyorum. Kimsenin malına göz dikmiyorum. Lakin bir hastalıktan dolayı mideme oruç tutturamıyorum o kadar.'' Yaşlı adam gençlere dönerek: 'Peki siz oruçlu musunuz?'' Gençler utanarak başlarını önlerine eğip: "Hayır oruçlu değiliz sadece yemek yemiyoruz."
İnsan; bazen kendini de okumalı.. Hatta yargılamalı..
-Alıntı
Mina Urgan, diyince sanırım aklınıza sanırım ilk önce güçlü bir Türk kadını profili gelmeli her şeyden önce. Kendisi profesör. İngiliz edebiyatını yalamış yutmuş bi isim. Çeviri kitapları da var zaten. Aynı zamanda da siyasi bir kişi olarak da bakmakta kendisine fayda var. Sağlam bir komunist demek lazım. Türkiye İşçi Partisi üyelerinden. Hiçbir dönem
ོ
― Sakal bırakırken sünnetine uyuluyor,
Suyu üç yudumda içerken sünnetine uyuluyor,
Sağ elle yemek yerken sünnetine uyuluyor.
Elbette çok güzel.
― Ama aynı Peygamberin sünneti;
― Ekonomide yok
💐
Selamün aleyküm herkese, geceniz mübârek olsun.
Bu ay ki kitap çekilişi için şöyle bir karar aldım. Belki de yaparken günah olduğunun dahi farkında olmadığımız gıybet, çevremizi ve kalbimizi öylesine sarmış durumda ki. Bu gerçekten çok üzücü, hangi ortama girsek, birkaç kişiyle ortak konuşsak işin sonunda yüksek çoğunlukla birilerinin dedikodusu yapılıyor. Bilhassa hanımlar arasında daha da yaygın malesef ki. Üstelik Allah (c.c) birçok ayetinde, Efendimiz (s.a.v) hadislerinde lanetlemişken. Her ne kadar kendimize dedikodu, gıybet, vs konularda telkinde bulunsakta insanız sonuçta unutabiliyoruz. Arada bir hatırlatma dozu niyetinde okumalar yapmak lazım fikrimce. Bu ay inşâallah
Dilin Afetleri kitabı ile 2 okurun hatırlatma okumalarına vesile olmak niyetindeyim. Yarın gece 23'e kadar devam eder inşâallah. Yorumlara da diğer ay olduğu gibi hoşunuza giden, etkilendiğiniz âyet, hadis, dua, güzel söz, ezgi, türkü vs paylaşırsanız müstefid oluruz efendim.
Hoşça kalasınız🌿
*▪ikindi ve yatsı namazlarının sünnetini kılmamayı adet haline getirmişsen.*
*▪Sürekli kaçıncı rekatta olduğunu, hatta hangi vakte niyet ettiğini unutup duruyorsan.*
*▪Selam verir vermez seccadeden kaçarcasına kalkıyor, tesbihat yapmıyor, dua da etmiyorsan.*
*▪Helâ'da geçirdiğin süre, namazda geçen süreden fazlaysa.*
*▪En büyük
SONUNA KADAR OKUYUN!
İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor:
- Bir gün Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi;
- Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir
Faiz olmuş "Kredi"
Zina olmuş "Aşk"
İçki olmuş "Aslan sütü"
Rüşvet olmuş "Hediye"
Gıybet olmuş "İki lafın beli"
Ancak şunu unutuyorlar" Cehennem aynı "
Timurtaş Uçar
Hz. Aişe (ra) şöyle demiştir: "Bir kimseden bahsedince çok dikkatli olun. Ben bir sefer, "Falan kadının eteği uzundur." dedim. ALLAH Rasûlü (as), "Onu gıybet ettin." dedi ve beni bir daha böyle bir söz söylemekten nehyetti. (İbnu Ebid-Dünya)
Ey iman etmiş olan kimseler! Zanların bir çoğundan uzak durun! Zira şüphesiz ki birkısım zanlar (ve tahminler) büyük bir günahtır. (Birkısım zanlar ise mubahtır, nitekim dünya işlerindeki tahminler bu kabildendir. Öyleyse aklınıza gelen düşüncenin hangi kısımdan olduğunu iyice anlayabilmeniz için, her düşündüğünüzü rahatça konuşmayıp, ihtiyatlı davranmanız ve sizi günaha sokacağından emin olmadığınız birçok zandan sakınmanız gerekir.) Bir de (birbirinizin) ayıp(larını) araştırmayın (ve Müslümanların örtmeye uğraştıkları şeyleri açmaya çalışmayın), bir kısmınız diğer bir kısmı (, ardından kötüleyerek) gıybet de etmesin! Sizin biriniz, ölmüş haldeki kardeşinin etini yemeyi sever mi? Tabiî ki onu hiç istemezsiniz! Öyleyse Allâh’tan hakkıyla sakının (da, yasaklarına bulaşmayın)! Şüphesiz ki Allâh, (tevbeleri çokça kabul eden bir) Tevvâb’dır; (yasaklardan sakınanları çok esirgeyen bir) Rahîm’dir.
Bir tebessüme gönülsüz, öfkelenmeye ve nefret etmeye dünden hevesli, gıybet etmeyi alıştırmaya gayretli insanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz.Yolumuzun kesiştiği insanlar, her halükarda örneğimiz, sınavımız, ibretimiz ya da nasibimiz bizim için. Bazen çok yakından tanımak bir insanı hayal kırıklığı yaşatsa da, yanında kendim olabildiğim, kendimle yüzleşmekten, kendime çeki düzen vermekten mutlu olduğum, varlığından gurur duyduğum dostlarım için Rabbime şükrediyorum.
Şu sıkıntılı dönemimde yarınki doğum günümü hatırlayan el emeği göz nuru hediyeleri ile beni sevinçten ağlatan sevgili
Zeyneb Öztürk ve imzalı kitabı ile beni onurlandıran
Mehmet Y. çok teşekkür ederim.
İyi ki varsınız, yüreğinize binlerce kez minnet..