O yaz günü -unutulmaz yaz günü-
Taksim Meydanındaki kalabalık,
fırtınada kükreyen bir denizden çok,
yumuşak ama sürekli dalgalarla kıyıyı
döven sabırlı, inatçı bir gelgiti andıran hareketlerle siyah giysili, maskeli,
durmadan gaz bombası atan polislerin karşısında önce geri çekiliyor,
biraz kendini topladıktan sonra yine dönüyor, her
Çok sevdiğim bir arkadaşın kütüphanesinde görmüştüm bu kitabı, yazar üzerine ve kitap üzerine o kadar heyecanlı konuşuyordu ki “Bu kitabı okumalıyım” diye içimden geçirdim. İçimden geçirdiğim kelimeleri meğerse dıştan da söylemişim. Önce arkadaştan zorla kitabı aldım okuyacağım diye, sonra baktım kütüphanemde yer alması gereken bir eser, kendime
“İnsan;bir damla kan ve bin endişe.” demiş Şirazlı Sadî. Varlığımızın maddesel ve manasal özüne dair ne isabetli tespit;
her daim sürekliliğini koruyacak bir kaygılar yumağı ve onun canlılığını sağlayan fizyolojik varlık maddesi! Olmak Cesareti bana sürekli bu sözü hatırlattı okurken... Var olmak en temel güdülerimizden biri. İnsan var edilmekle
Dünya hakkında hangi önermeler dünyaya dair bilgiyi içerir?
Kant bu soruyu yanıtlamaya önermeleri iki kategoriye ayırarak başladı: analitik ve sentetik. Analitik önermeler tanım gereği doğru önermelerdir. "Tüm ornitorenkler memelidir" önermesi, analitik bir önermedir. Bize sözlükte "ornitorenk" maddesine baktığımızda
Giyimde edep ahlaksız olanın gözlerinden korunmak için bir kalkandır, unutmayın. Ahlaksız diye bir şey kalmadığında ise giyimde edep prangadan ve zihin kirliliğinden başka nedir ki ?
"Dış görünüme göre karar vermeyenler, olsa olsa sığ insanlardır. Dünyanın gerçek gizemi, görünmeyende değil, görünür olandadır." demiş Oscar Wilde.
Peki gerçekten öyle midir? Giyinme ritüeli insan yaşamına ne derecede anlam katar? Sosyal yapılar dünden bugüne nasıl evrildi de çıplak insan dünyası bu tür düşünceleri üretecek hale geldi?
İspanyol asıllı Fransız yazar Michel del Castillo’dan, lanetlenmiş 1ruhun yalnızlığını, bu büyük temanın en çetin noktalarını en güzel şekilde anlatan kitaplardan 1i olsa gerek "Gitar", dışlanmışlık hikayesinin anlatıldığı diğer 1durum da Afrika Edebiyatı dir ki yine görünüşümüzle dışlanmışızdır hayatta...
İspanyol edebiyatı okuyup da
Antik insan toplulukları ve uygarlıklar benim için araştırmaktan asla sıkılmayacağım bir merak konusu olmuştur. Özellikle yazılı kaynaklar ve destanlar çok ilgimi çeker. Sümer uygarlığı hepsinin içinde ise apayrı bir yerdedir. Bilinen yazılı ilk eserleri vermeleri ile gözümde bambaşka bir toplumdur. Gılgamış destanı da bilinen yazılı en eski eser
Arka Ev’de yaşam…
Yahudi olan Otto Frank, 1934 yılında eşi Edith, kızları Margot ve Anne ile birlikte yaşadıkları Almanya’da, nazi zulmünden kaçarak Hollanda’ya sığınır. Ne yazık ki ailenin Hollanda’daki mutluluğu kısa sürer. Naziler 1940 da Hollanda’yı işgal edince, ailenin kabusu başlar. Aile tam 25 ay boyunca, yakalanıp toplama kamplarına