Gizem

336 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
“Dünyada dünya ağrısını dindirecek bir yer var mı? Yok. Dünyanın kendisi ağrı.” Ruha ağır gelen kitaplar vardır işte tam olarak böyle bir kitap Dünya Ağrısı. Yaşadıkları travmatik olayların etkisinde ruhları sancıyan iki adamın, Madenci ile Mürşit’in her akşam aynı masanın başına oturup ruh hallerini, iç sıkıntılarını konuştuğu ve bitmek bilmeyen
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20213,991 okunma
Reklam
88 syf.
9/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Ayfer Tunç’un su gibi akıp giden kaleminden kısacık bir hikaye Aziz Bey Hadisesi. Sayfa sayısı bakımından oldukça kısa oluşu tabi ki yoğunluğunun zirvede olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İncecik olmasına karşın akıcılığı ve hiç sekteye uğramadan ilerleyen kurgusuyla bitirdiğimizde bile dolu dolu bırakan bir hikaye. Kim peki bu Aziz bey? Dikbaşlı,
Aziz Bey Hadisesi
Aziz Bey HadisesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 202210,2bin okunma
106 syf.
8/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Kitap, Tante Rosa isimli karakterin hayatını anlatan 14 farklı kısa öyküden oluşuyor. Bu hikayelerde Rosa'nın çocukluluk hayallerini, çalıştığı sıra dışı işleri, mutsuz evliliklerini ve bir nevi kendini ifade edemeyişlerini okuyoruz. Bütün bunları sayarken hayatı, aşkı öğrendiği ve her hikayesinde gönderme yaptığı Sizlerle Başbaşa dergisini de unutmamak lazım. Tante Rosa hayatının her safhasını kendine özgü yaşayan ve birçok kadının iç sesine tercüman olduğuna inandığım alışılmadık bir karakter. Ancak kaçımız onun kadar cesur ya da kaçımız konfor alanlarımızdan çıkabilmeyi göze alıyoruz ? "Yüreğimi attım ortalara kimseler üstüne basmadan geçti." diyor yazar sona yaklaşırken. Okurken bile kırgınlığını hissettiren bu cümle Tante Rosa'nın düşe kalka yürüdüğü bu yolda aslında umutsuzluğu, kırgınlığı ve sevgisizliği da yanında götürdüğünü hissettiriyor. Üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken ve kendiliğine hayran kaldığım bir karakter olduğu için ilk ve son okuyuşum olmayacak Tante Rosa'yı.
Tante Rosa
Tante RosaSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20193,912 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
208 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Fas asıllı Fransız yazar Leila Slimani'nin Amerika'da yaşanan bir olaydan esinlenerek yazdığı bu kitap hem okurken rahatsız eden hem de okuduktan sonra sindirmesi oldukça zor bir roman. Hikaye Paul ve eşi Myriam'ın bir dadı arayışına girmesi ve bu arayış sonunda onlara büyüleyici gelen Louise'i hayatlarına almalarıyla başlıyor. “Bebek öldü. Birkaç saniye yetti de arttı. Doktor acı çekmediğini söyledi. Onu gri bir ceset torbasının içine koydular ve oyuncakların ortasında duran hareketsiz bedeninin üzerinden fermuarı çektiler. Küçük kız ise kurtarma ekipleri geldiğinde canlıydı hâlâ.” Yazar aslında ilk bölümde yer verdiği bu cümlelerle kitabına sondan başlayarak bize ortada bir suç olduğunu gösteriyor ve devam eden bölümlerde bize bu suça giden yolu mesafeli, soğuk ve bir o kadar da sürükleyici bir dille anlatıyor. Yazarın en büyük başarılarından biri de bu kan donduran olayı dramatize etmeden, ajitasyona yer vermeden bir gözlemci soğukkanlılığıyla anlatıyor oluşu olabilir. Sıkılmadan, keyifle olmasa da merakla okunabilecek başarılı bir roman.
Hoş Nağme
Hoş NağmeLeila Slimani · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2021228 okunma
504 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
"Her şey olmak isterken hiçbir şey olamayan, gün gün, adım adım hem servetini hem kendini tüketen bir adamın, Osman'ın hikayesi bu roman." Ayfer Tunç bu kitabında bizi Osman'ın hayatının derinliklerine götürüyor ve bize Osman'ın bütün hayatının gerçekliğini büyük bir ustalık ve akıcı bir dille yansıtıyor. Öyle ki bir noktada almış karşınıza derdini tasasını dinliyor yeri geldiğinde de mutluluğuna sevinmeye başlıyorsunuz işte öyle bir gerçeklik bu. Kitap hem Osman'ın tuttuğu günlük niteliğindeki defterlerden hem de onu tanıyan insanlarla yapılan röportajlarından oluşuyor. Bütün bunların yanında verilen detaylarla 90'ların İstanbul'una, insanlarına ve değişimine de tanık oluyorsunuz. Ayfer Tunç sevgimin katlanmasına sebep olan bu kitap da tadılması gerektiğine inandığım kaliteli bir kitap oldu benim için. Son satırlara geldiğimde de şu satırlarla sessiz sedasız, ince bir sızıyla baş başa bırakıyor okurunu; "Dağlarca 'Korkuyorum yaşamaktan ki çok güzel.' derken çok yanılmış. Güzel değil yaşamak. Ya da güzeldi bir zamanlar."
Osman
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,721 okunma
Resim