Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nefret
Dünya gizemli bir yer ve modern bilimin yükselişinden önce daha da gizemliydi.
Depresyon, her birimizin içinde oturan bir yabancıdır ve olası nedenleri arasında, yalnızlığın acılı ve karanlık mevcudi­yeti bulunur: Yalnızlık depresyonun sonucu olabileceği gibi, depresyonun nedeni de olabilmektedir ve bunların ikisinin ara­sında gizemli bir döngü vardır. Depresyona, bir başka tabirle melankoliye ve onu besleyen kırılganlığa, acıya ve ıstıraba; bizi içimize, içselliğimize, öznelliğimizin derin sahalarına inmeye davet eden özel ufuklar eşlik eder.
Reklam
Vicdan, insanın kendi içine kendi elleriyle yerleştirdiği bir köle ağasıdır. Onu, kendisine ait olduğunu sandığı isteklere göre hareket etmeye yöneltir, oysa bu istekler, aslında dıştan gelen toplumsal taleplerin içselleştirilmesidir. Sert ve acımasızdır, insanın bütün yaşamını gizemli bir günahın kefareti haline getirerek, zevki ve mutluluğu yasaklar.
Sayfa 111
“Hans aynı gün, sizi ziyaretimizden döndükten sonra, yasak şeyler yapmakla ilgili bir arzu kırıntısını daha itiraf etti. “Baksana, bugün yine kendi kendime bir şey düşündüm.” –Nedir?” - “Seninle trende gidiyorduk, pencerenin camını kırdık, polis de bizi alıp götürdü.” Bu tam da zürafa fantezisinin devamı. Anneye sahip olmanın yasak olduğunu sezer; ensest bariyeriyle karşılaşır. Ama onu herkes için bir yasak olarak görür. Fantezisinde yaptığı yasak muzipliklerde her seferinde babasıyladır ve babasıyla birlikte tutuklanmaktadır. Baba da o gizemli yasak şeyi anneyle yapmaktadır, diye düşünmektedir ve fantezisinde, bir pencerenin camını kırmak gibi şiddet içeren bir eylemi veya kapalı bir alana zorla girmeyi onun yerine koymaktadır.
Başlangıçta bizi ötekine çeken özellikler ayrılığın nedeni olur.
Paradoksal bir şekilde başlangıçta hayran olduğumuz, takdir ettiğimiz, aşk duyduğumuz özellikler, ilişki yıprandıkça itici, yorucu, katlanılmaz hale gelir ve ayrılığın nedeni olur. İlişkinin başında "dışadönük, hayat dolu, eğlenceli" olan sevgili, ayrılırken "yalnız kalamayan, dürtülerini kontrol edemeyen, taşkın" biri olur. Âşıkken "gizemli, entelektüel, güven veren" sevgili, aşk bitince "asosyal, eğlenmeyi bilmeyen, pısırık" biri olur. Başlangıçta "ateşli, seksi" bulunan sevgili, ayrılmak istediğinde "iffetsiz, önüne gelenle yatan" biri olur. Oysaki kadın aynı kadın, adam da aynı adamdır.
“Barışı sağlamak, savaşmaktan daha büyük bir ruhsal güç gerektirir.”
Sayfa 189Kitabı okudu
Reklam
Sıkıntı, patoloji, anormallik…
“Sıkıntı yaşayan bir insanda "doğru" yola sokulması gereken "yanlış" bir şeyler olduğu fikri, son yüz elli yılda gelisen tıbbi ve psikolojik disiplinlerin kesinlikle merkezinde yer almaktadır. Bunun kabul edilen görüş haline gelmesi için, sıkıntının elbette "patoloji" veya "anormallik" olarak tanımlanması gerekirdi, böylelikle acı verici insan deneyimine odaklanma tek bir kişiyle ve biyolojik olarak vücudun içinde veya "psikolojik olarak" maddesel olmayan (ve esasen gizemli) bir tür iç alanda yanlış giden şeylerle sınırlandırıldı.” -David Smail, Mutsuzluğun Kökenleri, Okuyan Us Yayınları, syf: 28-29
başarı bağımlılığı
Bağımlılıkta olduğu gibi, tatmin olabilmek için giderek daha da yüksek dozlar gerekecektir. Alınan dozun gittikçe yetersiz kalması durumu eroinde, uyarıcılarda (amfetaminler), alkol ve uyku haplarında olur. Ayrıca, zenginlik, başarı ve ünde de gözlenir. Niçin? Belki de, belirli bir düzeye ulaştıktan sonra beklentilerinizi otomatik şekilde giderek yükseltiyorsunuz. Heyecan uçup gidiyor. Niye bu gizemli hava sürmüyor? Niye hep daha fazlasına gereksinim duyuyorsunuz? Yanıt açık: "Başarı, mutluluğu garantilemez."
Sayfa 322 - Psikonet Yayınları
Sağlık günümüzde hayatta kalmaya bağlı biyolojik bir buyruktan daha çok statüye bağlı toplumsal bir buyruktur. Sağlık temel bir "değer"den daha çok bir değer yüklemedir. Sağlık, değer yüklemenin gizemli sisteminde doğrudan doğruya güzelliğe eklenen "form"dur. Güzellik ve formun göstergeleri kişiselleştirmede, bedenin işlev/göstergesinin bu arzulu ve mükemmeliyetçi güdümlenmesinde yer değiştirirler. Narsisizım ve toplumsal prestiji birbirine bağlayan, bu bedensel değerli-kılma sendromu tam tersine de, modern etiğin temel öğelerinden biri olarak görülmesi gereken çok geniş bir güncel olguda da okunabilir: Prestije ilişkin herhangi bir hayal kırıklığı, toplumsal ya da psikolojik herhangi bir başarısızlık doğrudan doğruya bedenselleştirilir.
Sayfa 163Kitabı okudu
Çocukluk döneminde travma ihtimali ile toplumumuzda yine hüsran kaynağı olan bir başka unsur ekleyeyim: anatominin, işlevlerinin ve cinsellik hazlarının gizemlileştirlimesi. Cezalarıyla, yetişkin mucizeler vaadiyle, toplumun cinsel mitleri ve uğraşlarının (sıklıkla ebeveynin gizli kapaklı, suçlu uyarımlar vası­tasıyla) iletimiyle birlikte bu gizemlileştirmenin, eğer çok yoğun veya tuhaf ise sapkınlıkta payı olabilir. Durmadan talepte bulunan ancak, gizemli olduğun­dan, çözümden uzak tehlikeli hazların ipuçlarıyla çocuklara boş vaatler vererek onları kurbanlaştırır. Örneğin cinsiyetler arası anatomik farklılıklar, kıyafetler ve çıplaklığı cinselleştiren toplumlarda sapkınlığı -röntgenciliği- teşvik edebi­lir. Bir sınıf -bizim toplumumuzda erkekler- çocukluk döneminden bu yana, bakmayabileceği ancak eğer bakabilseydi görüntünün parmak ısırtacağıyla ilgili açıkça ve bilinçdışı olarak, durmaksızın bilgilendirildiğinde çıplaklık pornografisi yaygın olacaktır.
Sayfa 102 - Sapkınlıkta Düşmanlığın Rolü ve GizemKitabı okudu
Reklam
…melankolik ketlenme gizemli bir etki bırakır çünkü neyin hastayı bu denli içine çektiğini göremeyiz.
Gerek psikotik (depresif), gerekse psikotik-olmayan kaygıda, insan hem özgürdür hem de özgür değildir, şöyle ki, insan, altında ezildiği kaygının nereden geldiğini ve neye yöneldiğini bilmez: Kaygı işte öyle görünmez, öyle somut, öyle uçup kaçıcı, öyle yanılsamalı bir şeydir. Kaygının antropolojik yapıtaslarını ele alan Gebsattel, kaygı halinde dünyanın dış görünümünün nasıl da dönüştüğünü, bizden-başka-olanın nasıl da baş döndürücü bir namevcudiyetle bizden uzaklaştığını ulaşılmaz ve yabancı, tanınmaz ve gizemli hale geldiğini vurgular. Kaygıda, anlamı ve karşılıklılığı yakalanamayan varoluşsal ilişkinin (her özneler arası ilişkinin) içinin boşalması vuku bulur.
Sayfa 73 - Melankolinin Can Çekiştirici EğrisiKitabı okudu
Su gibi bazı yönlerimizle sığ ve berrak olmalıyız. Bazı yönlerimizle de derin ve gizemli... …Su kadar özgür olamadıkça, insan içindeki hazineyi ortaya çıkaramaz.
Melankoliyi (melankoli üzerine) yazmak, bu acılı insani deneyimi ele almak, dile gelmez olanın yanından geçmek demektir: Melankolide meydana gelen, elden kaçan ve gizemli anlamı dile getirebilen fazla söz yoktur. Sadece bir ruh halinden (Stimmung) ibaret olmayıp klinik melankoli (depresyon hali) de olabilen melankolinin sonsuz sayıdaki yönünün derinliklerine inmek ve onları yakalamak (elbette ki) benim için kolay olmayacaktır.
Sayfa 12 - SunuşKitabı okudu
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
717 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.