"En eski Türk dili Sümercedir. Her ne kadar gerek yabancı gerekse yerli akademisyen dil bilimcileri Sümerce'de bulunan Türkçe kelimeleri "alıntı" olarak kabul etseler de biz 500 kelimeye kadar Sümerce kelimenin ve Sümer gramerinin Türkçe olduğunu gösterdik." Selahi Diker, Tarih Sümerde başlar 1 adlı makale, Orkun dergisi, Sayfa 41
Sayfa 76
"Gök Tanrı dininin Türklere özgü bir inanç olduğu, "Tanrı" (Tengri) sözcüğünden anlaşılmaktadır. Gök Tanrı inancı bütün Türk toplulukları arasında yaygın olduğu için, Tanrı sözcüğü de Türkçe aslıyla bütün Türk lehçelerinde kullanılır."
Sayfa 74
Reklam
"Türkiye'de Türk yoksa, Balkanlar'da Türk yoksa, Avrupa'da Türk yoksa bu coğrafyada konuşulan Türkçe ve Türkçe kökenli sözcükler buralara nasıl gelmiş ve bu kadar yaygın şekilde yerleşmiştir?"
Sayfa 32
"Millî kimliğinden ve dini kimliğinden habersiz bir toplum ise, başkaları tarafından güdülmeyi hak eden zavallı bir sürüden başka bir şey olamaz."
Sayfa 18
"Bu konuda da çok kıymetli tespitler yapan J. Churchward'ın "Yaradan'ın Kuş Sembolleri"ne ilişkin tespiti, yaratıcı gücün sembollerinin yayılma alanlarını göstermesi açısından çok önemlidir. Aynı sembollerin Pasifik adalarında, Kuzey Amerika'da, Orta Amerika'da, Mısır'da, Meksika'da ve Asya'da bulunması çok önemlidir. Bundan da önemlisi, bu sembollerin Uygurlar tarafından yapıldığının tespit edilmesidir."
Sayfa 87
"Bize öğütlenen birleşmek değil, bölünmektir. Dünyada başka hiç bir milletin yapmadığı bir Istiklâl Savaşı destanını yaratan bu milletin çocuklarına, bölünmenin ne kadar yararlı olacağı anlatılmaktadır. Doğal olarak aramızdan da kendileri hesabına çalışacak insanlar bulabilmektedir. Çıkar hesapları ile bu güçlere hizmet edenleri tarih affetmeyecektir."
Sayfa 14
Reklam
"Abd halkları, bir millet, bir ulus olma özelliklerinden yoksundur. Buna rağmen abd, yeryüzündeki yetmiş iki milletten toplama unsurlardan meydana gelen bir "amerikan milleti" meydana getirmişse, Türk milleti kendi köklerini araştırmak ve kendi çocuklarıyla kendi gerçek gücüne ulaşmak durumundadır."
Sayfa 14
Kaplumbağa sembolleri...
"Bilindiği üzere, Türk tarihinde Kaplumbağa sembolü sık olarak yer alan bir semboldür. Gücü ve dayanıklılığı ifade eden kaplumbağa, Orta Asya'daki Türk devletlerinde anıtlaştırılmış bir semboldür. Bunun en son örnekleri Orhun abideleridir. Bu yazıtların bazıları bir kaplumbağa üzerinde duran anıt şeklinde tasarlanarak yapılmıştır. Bu kaplumbağa biçimli anıtlar Asya'nın çok uzaklarındaki, Orta Amerika'daki Maya, Inka, Aztek kültürlerinde de karşımıza çıkmaktadır."
Sayfa 89
Kuş sembolleri...
"Uygurların yaratıcı gücü, kuş sembolü ile tanımladıkları bilinmektedir. Niven, Meksika'da yaptığı araştırmalarda çok sayıda tablete ulaşmıştır. Bunlardan 30 tabletin kuş sembollerine ait olduğu bilinmektedir. J. Churchward, "Bunlar bilinmeyen Uygur halkınca çizilmişlerdir" diyor."
Sayfa 88
"Düşünün ki bir toplum var, bu toplum yaratılışı kendince yorumluyor. Efsanelerinde işliyor, daha sonra geliştirdiği yazı metoduyla önemli eserler vücuda getiriyor. Bu eserler dünyanın öbür ucunda, Amerika kıtasında ortaya çıkıyor. Bu eserlerin Uygur Türkleri tarafından yapıldığını, bizzat bu araştırmayı yapan yabancılar söylüyor. Fakat bugün baktığımızda, halen ortada bu büyük tarihin ipuçlarını verecek buluntulara ulaşılmamış. Ve bu tarihin aksine, bu büyük millet at sırtında dağ bayır dolaşıp, çapul yaparak geçinen bir toplum olarak anlatılmaya çalışılıyor. Kim tarafından? Kendi torunları tarafından!"
Sayfa 88
Reklam
"Mu kıtasının depremlerle ve tsunamilerle yok olması aşamasında Asya Uygur Imparatorluğu varlığını sürdürüyordu ve Mu Kıtası'nın batışı sırasında meydana gelen dev tsunami dalgalarıyla büyük zarar gördü. Aynı zamanda Mu Kıtası halkından olup canlarını kurtarabilenler doğuda kendilerine en yakın yer olan Orta Amerika'ya çıktılar. Ve burada Maya, Inka, Aztek medeniyetlerinin temellerini attılar."
Sayfa 84
"Anadolu'daki Türk toplulukları, Yunan baskısının arttığı dönemlerde, inançlarını korumak ve baskılardan kurtulabilmek için Kapadokya'daki dört katlı sekiz bin odalı yer altı şehirlerini kurmuşlardır."
Sayfa 31
Y.K. Kutluata, Türk Dehası Ve Dahileri, s.77
"Hz. Muhammed'in ortaya çıkardığı İslâm dini ve o dindeki içtimai, ahlaki rejimler, müeyyideler ve terbiye sistemleri ve bu dinin ruhiyatı tamamen Türk adet ve ananesine ve ahlâkına uygundur. Kur'anı Kerimi anlayarak okuyan; onun bir Arabistan kitabı olmaktan ziyade, ahlâken, ruhen ve bilhassa sosyal açıdan tamamen Orta Asya'dan toplanmış Türk kanunları olduğunu anlamakta güçlük çekmez. Arap damgalı İslâm medeniyeti, Sümerler'den miras olarak alınmış bir Türk medeniyetidir."
Sayfa 209
"Bilinen dünyanın tamamına yakını Türkler tarafından idare ediliyor. Ve bu Türkler bilime, bilim adamına değer veriyor. Onları koruyor, gözetiyor, çalışmalarını destekliyor. Fakat bir şey hep ihmal ediliyor. Şimdi olduğu gibi. Kendi insanının bilimsel alanda gelişmesi konusu hep göz ardı ediliyor. Tıpkı Osmanlı'daki enderun mektepleri gibi mektepler kurularak, buralarda Türk olmayan unsurlar en iyi şekilde yetiştiriliyor. Sonra da onlardan medet umuluyor."
Sayfa 203
"Kendi milletinin varlığını doğru değerlendiremeyen insanlar, dinlerini, belli milletlerin millî dinleri yapmalarına da göz yumup, onların değerlendirmelerini kabul etmek zorunda kalırlar. Doğruları görebilmek için çok uzaklara gitmeye gerek yoktur. Sadece İslâm tarihçilerinin kayıtlarını bile tetkik etseniz, Orta Doğu coğrafyasındaki Türk asıllı milletleri kolayca görebilirsiniz. Ancak, çeşitli etkenlerle kendi millî kimliğinden soyunan düşünce yapısı, Orta Doğu coğrafyasında Türk varlığının Araplaşarak kaybolmasına neden olmuştur."
Sayfa 145
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.