Ev, kimine dört duvar. Kimine hapishane kimine ise en gizli mabed. Bana göre ise ev, annemin mutfaktan gelen huzurlu sesi, tarçınlı kek kokusu, dışarıdan eve geldiğinde seni birinin karşılamasının verdiği eşsiz mutluluk.. En güzel eşyaların, en pahalı mobilyaların yetmediği, duvarlarında yaşanmışlık ya da yaşamışlık hissinin bulunduğu kuytu köşe.Dışarıda gördüğümüz evsiz insanlara çoğu zaman acırız, peki ya bizim evsizliğimiz? Her yeri ev bilip hiçbir yere yerleşemeyişimiz...
Nermin Yıldırım 'ın okuduğum 2.kitabı. Dilinde beni çeken bir şeyler var. Hem huzursuzluğu mu arttıran hem de huzur veren. Kitapta, çocukluğu sıkıntılı , ömrü akrabadan akrabaya taşınmakla geçmiş, kendine ev bileceği bir yeri olmayan bir kız anlatılıyor. Bu kız bir yolculuğa çıkıyor. Yolculuğun sonunda hayatı için nihai karar veriyor. Burası da saklı kalsın. Okuyun derim, ben çok beğendim.