Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gamze

Gamze
@gmylz
Que sera? Sık sık ve defaatle bakmak bir kitabın olağanüstülüğünü daha da ortaya çıkarır.
Lisans
354 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
352 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Cangama biter mi?
Kaç birim pamuk toplarsan o kadar varsın bu yarışta. Yarış ölüm kalım meselesi böyle olunca da çocuk değilsin çuvala konulan fazladan bir pamuksun. O yüzden ihtiyarlık (“…kocalık batsın. Bir adamın beli bükülünce o adamı öldürmeli.”) bu yolda seni geride bırakan bir lanet. Bu hiç bitlemeyecek uzun ve çileli bir yol. Ve Yaşar Kemal bize insanı tanımanın yolu paylaşmaktan geçtiğini gösteriyor. İnanılmaz bir varoluş mücadelesi… Yaşanan yokluk hissini inanılmaz hissediyorum. Ve tabi bize geçmiş kuşaklardan miras kalan toksik haller, yer yer ebeveyn çocuk ilişkisinde değişilen roller ve bunun çocuğa yaşattığı baskı, dillendirilmeyen beklentiler…
Ortadirek
OrtadirekYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20182,628 okunma
Reklam
214 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Şey!
Edebi ya da sanatsal bir tarafı yok bu okuduklarınızın daha çok içimden kopup gelen bir şey, diyor yazar eserini tarif ederken, sanırım Anadolu insanına yukarıdan baktığını düşünenler tarafından çokça eleştiri(haksız ve yersiz bence) aldığı için kendini açıklama ihtiyacı hissetmiş, malum bizim yumuşak karnımız eleştiri, kıyas, değişimi her zaman bir yozlaşma gibi algılamamız. Anlatılan bu şeyin tezahürü ben de bir bunaltı, bir sanrı oldu. Kurtuluş savaşı hem düşmanla hem de insanımızın gafilliği, cahilliği, yobazlığı ile yapılan büyük bir mücadeleymiş çok şey borçluyuz. Hangisi daha çetin yanıtı daha iyi verilemezdi demiyorum hissettirilemezdi diyorum.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,2bin okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Erich Fromm'un "modern dünyada yabancılaşmaya dair hümanist bir bakış" adı altında toplanan çoğu konferans, makale, kendi kişisel notlarından oluşan yine başucu kitabı olmaya haiz, biraz beyin sarsıntılarına mukabil çok şey öğrendiğim bir okumaydı. Modernleşmenin acı reçetesini Fromm kadar evveliyatlı(Karl Marx, Meister Eckhart), öngörülü irdeleyen var mı bilmiyorum. Gelecek projeksiyonu belki kafamızda, etrafımızda, tecrübelerimizde hep pek fena ama Fromm bütün kitaplarında olduğu gibi yine umuttan bahsediyor. Ezcümle "umudu dürt, umutsuzluğu yatıştır." "İnanıyorum ki, pek az şeye sahip olsa bile insanın kendisinin çok olabileceği bir dünyayı; başat varoluş güdüsünün tüketim olmadığı bir dünyayı; her şeyden önce "insanın" amaç olduğu bir dünyayı; insanın özgürce ve yanılsamalar olmadan yaşama gücünü bulabilmesinin yanı sıra, yaşamına amaç kazandırmanın bir yolunu da bulabildiği bir dünyayı gerçekleştirme olanağı vardır."
İnsan Olmak Üzerine
İnsan Olmak ÜzerineErich Fromm · Say Yayınları · 2018722 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
382 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Binaenaleyh
"Hayat yürüyor Hayri Bey... Siz kelimelerle zehirlenin durun, hayat her gün yeni bir şey keşfediyor." Kitabı okurken ne çok Hayri ile karşılaşıyor insan mağlup, direnen, fevri, makul, ama çoğunlukla güçlük çıkarmayan çünkü o da farkında cemiyet bunu gerektirir. Derler ki eğer kaçamıyorsan ve başkalarına bağımlıysan, gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun. Cemiyet içinde kalmanın tek yolu istihzayı gülümseyerek götürmek belki de. Saatleri ayarlamak gibi(!) ulvi bir görev için enstitü kurmak, daireler açmak, bütçeler ayırmak, falanca akrabaya iş bulmak Hayri İrdal için mantık noktasında pek anlamsız gelse de karşı koymaları Halit Ayarcı tarafından yatıştırılıyor ve inanç azizim diyor inanç sen de eksik olan şey işte bu... Bize mantıksız gelen çoğu şeyin kabulune giden yol, imkanı yok daha güzel anlatılamazdı. Kitabın geri kalanı şiir de geçtiği gibi: "Onlar ki, hepsi Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler"
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,4bin okunma
784 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Budala: 1-zekâ yönünden geri, aptal. 2-kafaca, zekâca geri olan kimse, aptal kimse. "Bir keresinde dünyayı güzellik kurtaracak demiştiniz öyle mi prens" Bir konuya birazcık idealist, özveri ile yaklaşan çoğu kimsenin karşılıklı konuşmalarda alt metin olarak içten içe hissettiği, belki de sürekli duyduğu bir tepkidir bu. Doğru bildiğimizi yapmak, kendi çıkarlarımızdan bizzat kendi isteğimizle vazgeçmek, hep iyiliği istemek, affetmek, kibar ve naif olmak ya da olmaya çalışmak hep zayıflık gibi algılanmış duygular... Zayıflık, budalalık nedir? üstüne tekrar düşünmemi sağlayan güzel kitap. Sahi budalalık ne? Olmuş, olacak, olabilirin debdebesi içinde çıldırmak mı? Sürekli kurgularla yaşayıp sana rağmen devam eden hayata karşı planlar yapmak, sürekli arzulayan isyan eden biri olmak mı? Belki de budalalık ceşitlendirilebilir. Bir de prens mişkınvari budalalık var ki onu okumak, özümsemek lazım. Belki de sadece kitaplarda kalmış, kitaplar da olabilecek bir budalalık tipi. Yani sözün özü gardını al hangi türden bir budalasın sen karar ver! "Biliyor musunuz, bir ağacın yanından geçeceksiniz, onu göreceksiniz ve mutlu olmayacaksınız ha, işte bunu aklım almaz! Sevdiğiniz bir insanla konuşacaksınız ve mutlu olmayacaksınız! Ah, anlatamıyorum... Kötü durumda bir insanın bile adım başı göreceği öylesine çok güzel şey varken mi mutlu olamayacaksınız? Bir çocuğa bakın, güneşin doğuşuna bakın, bir otun boy atışına bakın, sizi seven insanların gözlerinizin içine bakışına bakın. "
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201624,9bin okunma
Reklam
496 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
Fazla söze gerek olduğunu düşünmüyorum. Sabahattin Ali Cumhuriyet dönemi edebiyatının en parlak ismi bence ve 41 yaşında talihsiz bir şekilde aramızdan koparılması çok üzücü... Romanlarından farklı olarak öykülerinde daha çok ülke meselelerine eğilmiş ve birilerini rahatsız etmiş olacak ki kitapları yasaklanıp sansüre uğramış. Öyküleri okurken kafamdan geçen şey, köylü kasabalı vs. farketmeksizin her kesimden insanı tanıyıp bu kadar iyi anlatmış olması oldu. Ve kitabın bende bıraktığı hissiyat bütün duyguların, davranışların insana ait olduğu ve hayatta karşılaşılan şeylere verilen bazen "zayıfca" olduğunu düşündüğümüz insanca tepkilerin, çok görülmemesi gerektiği oldu. "Homo sum humani nihil a me alienum puto". ( Ben bir insanım ve insana dair hiçbir şey bana yabancı olamaz) Bir övgü de Epsilon yayınlarına; kitabın kapağı, kalitesi, basımı, iç düzeni her şeyine bayıldım. Yani Sabahattin Ali' ye yaraşır olmuş Güzel bir koleksiyon eser oldu. Tavsiye edilir.
Tüm Eserleri - Öyküler
Tüm Eserleri - ÖykülerSabahattin Ali · Epsilon Yayıncılık · 2019108 okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Satranç, bir kadının yaşamından yirmi dört saat, bilinmeyen bir kadının mektubu, korku, dürtü... Okuduğum altıncı Stefan Zweing kitabı ve bana en çok hitap edeni Virata oldu. Abisinin ölümüyle bir kırılma noktası yaşayan Virata tüm ünü ve şöhreti elinin tersiyle iterken aklıma Hermann Hesse'nin Siddhartha kitabı geldi. Yaşadığı her olayda acı çeken, dolaylı veya dolaysız etkisi bulunduğu her yaşamda ölümsüz kardeşinin gözleri, vicdanın gözleri olup birşeyler yapması gerektiğini gösteriyor. Her Stefan Zweing kitabı okuduğumda ne kadar hassas bir kalbi olduğunu düşünmeden edemiyorum. Şiddetle tavsiye ederim...
Virata Ya Da Ölümsüz Bir Kardeşin Gözleri
Virata Ya Da Ölümsüz Bir Kardeşin GözleriStefan Zweig · Martı Yayınları · 20194,982 okunma
476 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Bir yerde okumuştum kara kitabı sevenler ve nefret edenler, ben sevenlerdenim kendi dilimizde okuduğumuz için de çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Kitabın sonunda Orhan Pamuk'a gelen bir eleştiri, böyle sıkıcı bir kitabı yanlızca Fransızların sevip okuyabileceği ve İsveçlilerin de ünlü ödüllerini verebilecekleri seklindeymiş alaycılıkla. Buram buram edebiyat ve insan kokuyor ve bence sonuna kadar ödülü hakediyor. Aklımda kalan, Galiple ilgili de beni şaşırtan, yanlızlığı, hastalıklı hüznü, kederli karanlığı ama karısı için verdiği bitmek bilmez mücadelesi, tevekkülü, ağırbaşlılığı ve acısını taşıma gücü oldu. Kitabın her yerinde tekrarlanan düşünce dünyanın ortak sorunu, kendisi olamamış insanlar, bir örnek, tekdüze yaşamlar ve nesiller boyu kendini tekrar eden bir kısır döngü. Orhan Pamuk'un yaptığı ve edebiyatı küçümseyenlere de bir cevap niteliğinde olduğunu düşündüğüm, değişimin ancak okuma, "edebi okumayla" olabileceğini hissettirdiği kısımlarda ayrıca çok hoşuma gitti.
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229bin okunma