Oruç Aruoba'nın Zilif mektubuna benzettim kitaptaki açık yürekliliği, derin hislerle yazılmış olmasını, en çok da içindeki hüznü. Fakat ayrıldıkları bir nokta var: Zilif bir intihar mektubuyken Tanrısal Arınma, hayata yeniden başlamak için bir manifesto gibi.
Kitapta derin bir hüzün olsa da bu hüznün kapıları hayata olan bağlılığa, yaşama sevincine, umuda çıkıyor. Üstelik ölüme de çok farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor yazar. (Bu, arınmanın son gecesi bölümünde yazdığı şiirden net olarak anlaşılabilir.)
Yaşadığı birtakım olumsuzluktan, kaybolmuşluk hissinden sıyrılıp hayata çok daha iyi bir yerden devam etmeyi seçmek, bunun için zaman ayırma çabası ve en çok da bu yoldan vazgeçmemek, güçlü bir insanın harcı.
Kendiyle başbaşa kalmak, durumu kabullenmek, zihnini ve duygularını dinginleştirmek için yazmanın insana iyi gelen terapi özelliğini böylesine doğru kullanmak çok kıymetli. Beş gününü yazarak arınmaya ayırmak, kendini bulma yolculuğuna okuru da dahil etmek fikri ...
En çok da anda gelişip şekillenen duygulara şahit etmesi okuru, kitabı daha çok hissetmemi sağladı. Aşka olan çözümlemeleri yaşadığı birtakım deneyimlere dayanıyor. Bu deneyimleri açıkça dile getirmemesi yazarı gizemli kılmış, her şeyi kitapta açıkça vermek yerine çoğu şeyi bize bırakmış. Muhteşem şiirler yazıp eklemiş kitaba. Hem yalın hem sanatsal bir dili var. Kesinlikle çok yetenekli. Keyifle okudum.
Bir sonraki kitabını heyecanla bekliyorum. Sevgiler..