Özgürlüğü ihtiyaçlarını genişletmeye ve gidermeye yarayacak bir araç saydıkları için yaratılışlarına zıt giderler, anlamsız, ahmakça arzu akışkanlık ve ipe sapa gelmez hayallere yer verirler. Sadece karşılıklı kıskançlık şehvet ve böbürlenme için yaşarlar. Şölenler, gezip tozmalar, arabalar, rütbeler, buyruk kulu uşaklar öyle önemli bir ihtiyaç sayılır ki, uğruna hayat, şeref, insanseverlik her şey göz kırpmadan verilir. Bunları sağlamayınca canlarına kıyanlar bile olur. Zengin olmayanlar arasında da aynı şeylere rastlanır.
İnsanlar hele şu son zamanda bir özgürlük şarkısı tutturdular; neymiş bu özgürlük? Yalnızca esirlik ve kendine kıymadan ibaret! Çünkü insanlar “ihtiyaçlarını tatmin etmeye bak, sen de en yüksek, en zengin kişilerle aynı haklara sahipsin,” inancına saplandılar. “İhtiyaçların giderilmesi konusunda hiç çekinme hatta isteklerini alabildiğine arttır!” Bugün herkesin dilinde bu var, ihtiyaçları alabildiğine genişletme hakkı neler doğurur? Zenginleri yalnızlığa ve manevi çöküntüye, yoksulları kıskançlığa, suç işlemeye götürür. Çünkü hak bağışlanırken ihtiyaçların giderilme yolları gösterilmiş değildir. Sözde mesafeler kısaltılmakla düşüncelerin havadan iletilmesiyle insanlar birbirine yaklaşır kardeşlik bağı güçlenirmiş. İnsanların bu tür birleşme araçlarına inanmayın.”
“Bunlar hem Tanrıya inanan Hristiyan, hem de sosyalisttir. Bizi en çok bunlar endişeye düşürüyor. Bir Hristiyan sosyalist, dinsiz bir sosyalistten daha korkunçtur.”