Mikrop kapmaktan, etkilenmekten, melezleşmekten korkan milliyetçilerin korkuları göçmenlere gülünç geliyor, çünkü göçmenlerin korkuları yanında bunlar fındık fıstık gibi önemsiz kalır; göçmenler erimekten, yok olmaktan korkuyorlar.
Sen yaşamını doğru göstermek için, ona bir anlam vermek için her zaman başkalarına muhtaçsın: Kara Panterler, Zengakurenli Japon komünistler, Filistinliler, göçmenler...
Reklam
Rig Veda
Hinduizmdeki bu en eski kutsal eser MÖ 1500 civarında Sanskritçede sözlü olarak bestelenmiştir. Zaten çoktan çökmekte olan Harappa medeniyetini, İndus ve Ganj vadilerini işgal ettikleri sırada yok eden (bir zamanlar Aryanlar olarak adlandırılan) Hint-Avrupalı göçmenlerin ilahilerini ve kutsal şiirlerini içeriyordu. Bu göçmenler yaklaşık beş yüzyıl önce Karadeniz ile Hazar Denizi arasında yer alan ata topraklarını bırakıp İran üzerinden Hindistan alt kıtasına geldiler. Arkeolojik kalıntılar göçebelerin Mahenjo-daro'yu istila ettiklerini, yangınlar çıkardıklarını, oranın sakinlerine kestiklerini ve katlettikleri yerde bıraktıklarını gösterir. Harappa medeniyeti muhtemelen yükselen deniz seviyesinin nehirleri taşırması ve sellere neden olması nedeniyle büyük ölçüde zayıflamıştı. Soluk tenli sığır çobanları yanlarında bir pantheon tanrı getirdiler: Gürbüz savaş tanrısı İndra, güneş ve ateş tanrısı Agni, dinî ayinlerde kullanılan halüsinojenik içecekle ilişkili Ay tanrısı Soma. Rig Veda MÖ 300 yıllarında yazılana kadar sözlü gelenekle aktarıldı. Kitap ve diğer Vedalar ya da kutsal yazılar Vedik döneme (MÖ 1500-600) adını verir.
Sayfa 200 - Kronik KitapKitabı okudu
bazı kişilerin uydurduğu "türkiyeli", "türkiyelilik" gibi deyimler! bazı safdiller veya herkesi bir şey bilmiyor zanneden tipler, "efendim ne var bunda, amerikalı oluyor da türkiyeli niye olmasın?" diyorlar. bir kere amerika, kolomb'un keşfettiği kıtanın ayrı bir kıta olduğunun farkına varan cenovalı kaptan amerigo vespucci'nin adından geliyor. amerikalılık anglo-sakson göçü ve ingiliz dili etrafında oluşan göçmenler için uygun, türkiye ise içinde türk ismi taşıyor, böyle bir benzerlikle ilgisi yok. ülkemizin geniş ölçüde türkleşmesinden beri, bir bölgenin böyle bir etnik kimliğe kavuştuğunu ecnebilerin bile görmesiyle kullanılan bir isim... "türkiyeli" ismi tercüme edilemez, içeriği bakımından bu kelimeyi teklif edenlerin amacını da zaten karşılamaz. başka bir kimlik kullanmak isteyenler bu ifadeyi kullanabilirler ama bu amaçla ülke yurttaşlığının ve kimliğin adını değiştirmelerine lüzum yoktur, hakları olduğunu da zannetmiyoruz
Sayfa 23 - timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
Sonuç olarak diyorum ki bu göçmenler pahalıya mal olmazlar, prense daha sadıktırlar; ve kurbanları da elleri kolları bağlanmış duruma düşmüşlerdir. Çünkü iki seçenekten biri: İnsanları ya okşayacaksın ya tepeleyeceksin; aslında, hafif hakaretlerin Öcünü alabilirler ama ağırlarına güçleri yetmez; o yüzden, bir insana yapılacak hakaretin derecesi onun öç almasından korkulmayacak kadar olmalıdır.
Göçmenler
Nefret ettikleri kaderleriyle yetiniyor, çoktan teslim oldukları talihsizliklerinden başka şeye güvenmiyorlar.
Reklam
Biz bilgimizi hizmete dönük kullanacağız. İslam böyle emrediyor. Önce en yakınlarınla, ailenle, eşinle, dostunla paylaşacak onlara hizmet edeceksin, sonra yolculara, yolda kalmışlara. Bugün yolda kalan yok, bugünün yolda kalmışları göçmenler, mültecilerdir. Türkiye şu an yolda kalmışlara hizmet ediyor. Biz Türkiye'de yaşadığımız için vatanımızın kıymetini layığıyla takdir edemiyoruz; ama Türkiye'nin dünyadaki yankısı çok daha büyük. Rızkı veren herkese rızkını veriyor. Bunu birileri üzerinden yapıyor. Türkiye'ye birileri geldiğinde ya da Türkiye göçmenlere yardım etti diye rızık azalmaz. Biz onlara hizmet eden bir vesileyiz, tıpkı Ensar ve Muhacirîn gibi... Hadiseye böyle baktığınız zaman rahat ediyorsunuz; ama tam ters bir istikamette bakarsanız ümitsizlik ve korku görürsünüz. Her zaman ümitvar olmak lazım.
Sayfa 150Kitabı okudu
Volkanlar taşları, devrimler insanları fırlatır... ülkelerinden göçmüş, mahvolmuş, kader tarafından dışlanmış bu bireylere kimi isimler takılır: göçmenler, sığınmacılar, maceracılar. Kalırlarsa katlanılır, giderlerse sevinilir... Fransız Devrimi diğer tüm patlamalardan farklı olarak daha uzağa lav püskürtmüştü.
Sayfa 15 - 4.Basım, Nisan 2021Kitabı okuyor
Araştırmalara göre, sosyal medya üzerinden yürütülen propaganda, taraftar toplamak için önemli bir yöntem ve Suriye ve Irak'taki Orta Asyalıların neredeyse yarısı, Rusya'daki göçmen işçi toplulukları arasından geliyor. Tucker'e göre göçmenler, geçmişleri ne olursa olsun herkesin ulaşabileceği ütopik bir toplum hayali olan halifelikle bağdaştırılan olumlu imaj sayesinde kandırılıyor. Tucker ayrıca, Orta Asyalı üyelerin "İslam'ı dayanışma ve aidiyet hissi veren ve maruz kaldıkları zorluk ve ayrımcılığa açıklama getiren bir kimlik olarak kabul ettiğini" öne sürüyor.
Sayfa 122 - KETEBE YAYINLARIKitabı okudu
“Bunlardan yabancı devletlerce yapılan yardımlar genellikle sefâretler aracılığıyla veya bizzat sefâretlerce yapılmıştır. Meselâ Rusya elçisinin eşi göçmenler için kullanılmak üzere, 15 Osmanlı lirasını Hilâl-i Ahmer Merkezi’ne vermiştir. Amerika ve İngiltere devletleri İstanbul sefâretleri Edirnekapı dışında iskân edilen göçmenlere dağıtılmak üzere 2 araba eşyayı şehremânetine teslim etmişlerdir. Mısır Hidivi’nin annesi de Yenibahçe ile Topkapı civarındaki göçmenler için 300 İngiliz lirası, Prens Hilmi Kâmil Paşa’nın eşi Prenses Melek Hanım ise 5 büyük sandık içinde 700 takım eşya bağışlamıştır. İngiliz Konsolunun teşebbüsüyle İzmir’deki göçmenler için 1000 İngiliz lirasıyla, 2000 yorgan toplanmıştır. Öte yandan yine devlet, kuruluş ve konsoloslarca, Selânik, Üsküp gibi, Osmanlı Devleti toprakları dışında kalan yerlerdeki göçmenlere de çeşitli yardımlar yapılmıştır.”
Sayfa 124 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Avrupalı göçmenler ABD'ye geldikleri zaman; komik aksanları, giysileri ve ebeveynleri yüzünden çocuklarıyla alay ediliyordu. Bu çocuklar sokakta, herkese komik gelecek bir Avrupa oyununu oynayarak yine alay konusu olmak istemedikleri için beyzbolu seçtiler. Amerikalılar bu nedenle futbol oynamazlar.
Sayfa 244 - İthaki Yayınları, 1. Baskı: Ekim 2022, İstanbulKitabı okudu
Reddedilen düşüncelerden biri de, göçmenler toplumuna girdiğimizdi.
Avustralyalı yerliler kuşkusuz Avrupalıların yiyecek üretiminin önünü tıkıyordu, özellikle de en üretken olabilecek çiftlik arazisi ve süt ülkesi olan bölgeler Avustralya’nın en yoğun nüfuslu yerli avcı/yiyecek toplayıcılarını barındırdığı için. Avrupalı göçmenler yerli nüfusu iki şekilde azalttı. Birincisi, düpedüz tüfekle vurdular... ... İkincisi, Avrupalılar yerlilerin hiç tanımadıkları, bağışıklık ya da genetik dirençlerinin olmadığı mikroplan getirdiler.
Geçici olarak topluma uyamayanlardır ki, bu sınıfa girenler: hayatta yerini bulamamış fakat henüz bulma umudu taşıyanlar; delikanlılık çağındaki gençler; iş bulamamış yüksekokul mezunları; askerlikten ayrılmış olanlar; yeni göçmenler ve benzeri kişilerdir. Bu kişiler huzursuzdur, tatminsizlik içindedir ve amaçlarına ulaşıncaya kadar en güzel yıllarının ziyan olacağı endişesini taşımaktadırlar.
Resim