Babaannem derdi ki: "Bazen yol almak için koşmak değil, durmak gerekir... Durmak dinlenmek, düşünmek gerekir... Derinlere daldığın sıkıntılara basit takkeler giydirmek... Kendini pencerenin pervazından görebilmek... Aklının başındaki yerini fark edebilmek... Dünü görmek ama yarınlardan gelebilmek gerekir... Gemileri limanında dinlendir kızım... Çıktığımız yol, eninde sonunda bizi kendimize getirir.... Durmak da koşmaktır bazen... İnsan ne de olsa şöööyle bir geri çekilip gideceği yolu önce gözüne kestirir.... Kimi zaman dönmek için açarsın kapıyı, kimi zaman asla dönmemek... İnsanın en uzak olduğu nokta sırtıymış... Sırtın sırta varlığını hissedersen ne mutlu da; hissetmezsen gerektiğinde sırtına bile ser verip sır vermemek... Durma vakti bittiğinde, al feneri eline; gölgenin arkandan gelip gelmediğine bakmak neyine gerek?"Babaannem derdi ki: İnsan kısadır oğlum ve bilmezden gelir kısalığını, bilseydi yarışmazdı yollarla, göğe evler yükseltmezdi