Ne isek öyle tanınırız. Karakter, iradelerimizin üzerinde bir şeyler öğretir başkalarına. İnsanlar erdemlerini ya da kusurlarını sadece aleni eylemlerle bildirdiklerini sanırlar; erdemin ya da kusurun her an bir nefes yaydığını görmezler.
Akşama ne yiyeceğinden endişe etmeyen ve tıpkı bir lord gibi, başkalarını avutmak için ne bir şey yapmaya ne de söylemeye tenezzül eden oğlan çocuklarının aldırışsızlığıdır insan doğasının sağlıklı tavrı.
Güzel şeylerde çirkin anlamlar bulanlar, sevimsiz, sapkın kişilerdir. Bir kusur, eksikliktir bu.
Güzel şeylerde güzel anlamlar bulanlar, kültürlü kişilerdir. Onlar için ümit vardır.
Onlar, güzel şeylerde sadece güzellik bulan seçkinlerdir.
Arap ayaklanmasına önayak olanlar arasında özellikle Türk askeri okullarında okuyan ve eğitim gören Arapların büyük rolü olmuştur. Osmanlı devleti hizmetindeyken bile Arap subayların ve memurların hemen tümü Türkiye aleyhine gizliden gizliye çalışmaktaydılar. İngilizlerle birlik olup Türk'e karşı cephe alırlarken Arap milliyetçiliği adına en yararlı ve en etkili davranışta bulunduklarına inanmaktaydılar.
"Temmuz 1915'te Şerif, Mersin ve Adana'nın kuzeyinden İran sınırlarına dek olan havali de dahil olmak üzere Arabistan'ın bağımsızlığının sağlanması vaadine karşılık Britanya hükümetine askeri yardım önerisinde bulundu."
Kral Hüseyin'in göz koyduğu yerler arasında Adana, Mersin, Birecik, Urfa, Mardin gibi yerler de vardı. Abbusî adındaki bu Arap yazara göre Hüseyin, İngilizlerden çok daha fazla şeyler istemekteydi; fakat bağımsız bir Arap devleti kurmak konusunda onlardan aldığı sözle yetinmek zorunda kaldı. Ve bu söze karşılık da Türklere karşı "cihat" yoluna gitti.
Sayfa 285 - Djemal Pasha. Memories of a Turkish Statesman, 1913-1919, London. 1922, s.209. Türkçe metin için bkz. Cemal Paşa, Hatırat. 1913-1922, İstanbul, 1922.Kitabı okudu
Filistinli Arapların genellikle Osmanlı yöneticilerine, paşalarına karşı ortak bir nefrette birleşmiş olduklarını belirten yazar, oralarda seyahat etmiş bulunan diğer yazarların ve seyyahların Filistinli Araplardan işittiklerini de nakleder. Genellikle şu anlaşılmaktadır ki, o tarihlerde tüm Araplar, Hıristiyan yönetimi altında yaşamayı Osmanlı yönetimine her zaman için yeğ tutmuş ve temenni etmişlerdir.
Sayfa 283 - James Finn, Stirring Times, c.2, s. 179Kitabı okudu
"Araplar, Türklerden tiksiniyor ve nefret ediyorlar. Bu nefretin kökleri çok gerilere, Arabistan'ın Türk egemenliği altına girmesi tarihlerine inmekte. Düşmanlıklarının ve kıskançlıklarının nedeni kendilerinden olmayan bir ırkın boyunduruğu altında bulunduklarını hatırlamalarıdır.
Sayfa 179 - James Finn, String Times; Or Records from Jerusalem Consular Chronicles of 1853 m 185K. London. 1878Kitabı okudu