Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hukuksal varoluştan farklı olan ve aslında göksel uzamda tek başına bir yerkürede var olan insan yaşamı, gündüzden geceye, bir ülkeden diğerine kendisine atfedilen akli anlayışlar içindeki kapalı sistemlerle hiçbir durumda sınırlı olamaz. İnsan yaşamını oluşturan "terk etme, akış ve fırtına" şeklindeki engin çalışmanın bu sistemlerin kusuruyla başladığı söylenerek ifade edilebilir
Hüzünperest
güz gibi olsaydım keşke... güz gibi olsaydım keşke keşke güz gibi suskun ve hüzün verici olsaydım arzularımın yaprakları sararırdı birer birer gözlerimin güneşi soğurdu acıyla dolardı göğsümün gökkubbesi ansızın pençesini indirirdi canıma, bir hüzün tufanı gözyaşlarım yağmur misali eteklerimi boyardı âh... ne güzel olurdu güz gibi olsaydım vahşi, heyecanlı, rengarenk olurdum gözlerimde bir şair göksel bir şiir okurdu yanıbaşımda yalazlanırdı âşığın kalbi ateşin kıvılcımlarında gizli bir dert. benim ezgim... kırık dökük, rüzgâr sesi gibi keder kokusu dõkerdi yorgun gönüllere. önümde: genç bir kışın acı çehresi ardımda: yazı birbirine katan zamansız bir aşk göğsüm: hüznün, acının, evhamın mahalli güz gibi olsaydım keşke
Sayfa 106
Reklam
Tam olarak ne denilmek isteniyor?
Felsefe, uzay ve zaman sınırlarının ötesinde göksel bir hayat yaşar. Filozoflar küçük uzaysal-zamansal yaratıklarsa da onların küçük uzaysal-zamansal ilgilerine özel dikkat, felsefelerini aydınlatmaktan çok engeller.
Tam da bu
“…kaldı ki bugünlerdeki havam bu değil. Ne kanıtlamak, ne şaşırtmak, ne eğlendirmek ne de inandırmak istiyorum. Sinirliyim,keyifsizim. Mutlak bir dinlenme ve sürekli bir gece arzu ediyorum. Şarabın ve afyonun verdiği hazların savunucusu olmama karşın, yeryüzünde bilinmeyen ve göksel eczacıların bile bana veremeyecekleri, ne canlılığı, ne ölümü, ne uyarıyı ne de hiçliği içeren bir içkiye susuyorum. Hiçbir şey bilmemek, hiçbir şey öğretmemek, hiçbir şey istememek,hiçbir şey hissetmemek, uyumak ve yine uyumak, bu günkü biricik dileğim bu. Şerefsiz ve iğrenç ama içten bir dilek.”
Kötülük Çiçekleri
Kötülük Çiçekleri
Din
“Sefilliklerinden kaçmak istiyorlardı ve yıldızlar onlara çok uzaktı. İç çektiler bu yüzden: “Ah, göksel yollar olsa da, usulca yaklaşsak başka bir varlığa ve mutluluğa!” – Bunun üzerine icat ettiler hilelerini ve kanlı içkiciklerini! *** “Peki kime borçluydular başka âlemlere gitmelerinin acısını ve sevincini? Bedenlerine ve bu yeryüzüne.”
Bu girişin yeri sonraki yüzyıllarda unutulmuş ve Müslüman halife El Memun M.S. 820’de piramide girmeye kalkıştığında, piramidin içine doğru bir tünel açmak için taşları deldirmek üzere duvar ustaları, demirciler ve mühendislerden oluşan bir ordu oluşturmuştu. Onu harekete geçiren şey, hem bilimsel arayış hem de hazine bulma hevesiydi; çünkü piramitlerin içinde geçmiş çağlarda saklanan “paslanmayan silahlar” ve “kırılmadan bükülebilen cam”ın yanı sıra göksel haritalar ve yer küreler içeren gizli odalar olduğunu da anlatan kadim efsanelerle hevesi kabarmıştı.
Reklam
Zeynep burclara inansin diye paylasiorum...
Bilakis, burcunuz size yeni bir itibar ve üstünlük kazandırır: Tüm evrene nasıl yakından bağlı olduğunuzu size gösterir. Hayatınız belki yıldızların hareketiyle belirleniyordur, fakat en azından bu belirlenimin benzersiz bir ihtişamı vardır. her ne kadar, son tahlilde görünmez ipleriyle bir kukla da olsanız, gene de cennetimsi göksel bir dünyanın parçasısınızdır.
Mesih
Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır. Göksel egemenliğin bu Müjdesi bütün uluslara tanıklık olmak üzere dünyanın her yerinde duyurulacak. İşte o zaman son gelecektir.
Açık Yara... Göksel
Bana acı veren şeyler de olsa unutmuyorum. Kafamda sürekli milyonlarca şey dolaşıyor. Hepsiyle tek tek konuşuyorum, kavga ediyorum, bazılarına saldırıyorum, kiminden kaçıyorum. Ama hepsiyle bir şekilde karşı karşıya geliyorum. Bazıları, üzeri kabuk bağlamış yaralar gibi. Üzerinden uzun zaman geçmiş ve iyileşmeye yüz tutmuş yaralar gibi. Ancak buna izin vermiyorum ve kabuğu tırnağımla kaşıyorum, kopartıyorum. Acı veriyor ve yara yeniden açılıyor. Bu böyle sürüp duruyor.
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
open.spotify.com/track/5fJpKF4Oj...
Reklam
Enlil’in oğlu NAN.NAR’ın (Akkadca Sin) sorumluluğuna verildi. İyicil bir tanrı olan Nannar, Sümer’in yeniden inşa edilmesine gözcülük etti, Tufan öncesi şehirlerin orijinal yerlerinde yeniden kurulmasını ve yenilerinin inşa edilmesini sağladı. Yeni şehirler arasında onun en sevdiği başkenti Ur vardı; İbrahim’in doğum yeri. Nannar’ın betimlemelerine, onun göksel “karşılığı” olan Hilal Ay sembolü de dâhil edilirdi
Sürya: (Göksel Tanrılar) Güneş yuvarlağını belirtir, güneşi simgeleyen tanrılar içinde en belirli olanıdır. Sürya'ya on kadar ilahi sunulmuştur. Sürya'nın gözünden, çeşitli yerlerde bah­ sedilirse de o, daha çok *Mitra ve *Varuı;ıa'nın, *Agni'nin ve başka tannlann gözü olarak anılır. O, her şeyi ve her yeri gö­ rendir; bütün
Dadhikra: Yedik mitolojide Tanrıların arabalarını süren göksel atlar içinde en göze çarpanlarından biri Dadhikra'dır. Çok sürat­ lidir. Bazen bir kartala, bazen de bir kuğuya benzetilir. Kanadı­ nın olduğu düşünülür. O, *Dasyuları öldüren bir kahramandır. Dadhyaiiç: (Dadhiça) Yedik bir ermiş ismi. *Atharvan'ın oğ­ ludur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.