Dünya dışı dinleyicilere varlığımızı reklam etmek için akıllıca ne yapmalıyız? Ritmik titreşimler bunu başaramaz, 1967'de, titreşen yıldızı (pulsar) ilk keşfeden radyo gökbilimcisi Jocelyn Bell Burnell, 1,33 saniyelik frekans hızının kesinliğinden etkilenerek, şaka yollu, bu sinyale Küçük Yeşil Adam sinyali adını koymuştur. Daha sonra gökyüzündeki ikinci bir titreşen yıldız daha keşfetti, bu titreşen yıldız gökyüzünün başka bir yerindeydi ve titreşim periyodu farklıydı, böylece Küçük Yeşil Adam varsayımı çöpe atılmış oldu. Metronomsal ritimler birçok zeki olmayan olgu tarafından üretilebilir: sallanan dallardan damlayan sulara, kendini ayarlayan geri besleme döngülerindeki zamanlama gecikmelerinden, kendi etrafında ve bir yörünge etrafında dönen göksel cisimlere kadar. Galaksimizde şu ana kadar binden fazla titreşen yıldız bulunmuştur ve bunların her birinin tıpkı bir deniz feneri işığı gibi etrafımızda salınan, radyo enerjisi çıkaran ve dönen nötron yıldızları oldukları genel kabul görmektedir. Saniyeler ölçeğindeki zamanlarda kendi etrafında dönen yıldızları düşünmek muhteşemdir (günlerin 24 saat değil de, 1,33 saniye sürdüğünü hayal edin) ama nötron yıldızları hakkında bildiğimiz her şey zaten fazlasıyla muhtegemdir. Asıl konu, titreşen yıldız olgusunun artık zekánın değil temel fiziğin bir ürünü olarak anlaşılmakta olduğudur.
Sayfa 84 - KuzeyKitabı okudu
Ganga, Hindistan'ın bütün ırmaklarının prototipidir. Büyülü kur­tarma gücüne (daha düşük bir düzeyde olmakla birlikte) ülkedeki bü­tün su kütleleri de sahiptir. Bengal'deki çok güzel, siyah bir heykelde, hem göksel hem de yeryüzüne ait canlılık ve tatlılığını tecessümü ola­rak tasvir edilir. Sağlık ve bolluğun, ağırbaşlılık ve cesaretin kişileş­mesidir. Süslü bir saltanat tacı alnını çevreler; bir gerdanlık göğsünü süsler; kuşağı ve peştamalının zengin süslemeleri ve zincirleri bolluk ihsan eden erdemine işaret eder. Kendisine taşıt olarak hizmet eden bir deniz canavarının (makara) üzerinde durur. Yüzeyi hafif bir mel­temle hareketlenmişçesine, muazzam ırmağın yumuşak çalkantıları sağlam ve zarif bedeninin üzerinde oynaşır
Reklam
Yoksa düş müydü bütün bunlar? Şu meleksi bakışı için tüm yaşamını vermeye hazır olduğu, evinin yakınında bulunmayın en büyük mutluluk saydığı göksel varlık gerçekten ona karşı bu kadar lütufkar mıydı ?
Bana ne Faust'tan, o, havai fişeklerin şaşaasıyla süzülen iblisle yüzeyinde göksel parkenin! Biliyorum - - benim kunduramdaki çivi daha korkunç saçmalanndan Goethe'nin!
Ey kuşların neşesi! yuvaları var diye Ötüşüyorlar. Aşk Cennet havasının Göksel bir teneffüsüdür.
Gılgamış
Şehrimde ölür insan, yüreğim daralır. İnsan yok olur, yüreğim ağırlaşır... En uzun boylu insan bile göklere erişemez. En geniş insan bile toprağı örtemez. Duvarın arkasından bakıp ölenleri gördüm. Ben de mi duvarın ötesinden bakacağım? Kaderim böyle mi olacak?
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.