ŞEB-İ NİSAN
Ey çeşm-i siyâh, ey dağınık zülf-i şeb-engîz, Ey leb ki eder âteşi her cinneti tecvîz, Ey sîne ki âlâmımı tenvîm edeceksin, Ey rûh-ı heves, rûh-ı ziyâ, rûh-ı mehâsin, Gelsen ve bu hicrânı, bu âlâmı bitirsen, Sen anlayacaksın beni, ey rûh-ı ziya, sen!
Geldin
Bir gün Akşamın ölgün Duran o nâmütenâhî ziyâ denizlerinde Gark olan eşcâr Gark olan ovalar Oluyorken sükût u hüzne makar, Geldin âlâm-ı kalbi (kalbin kederlerini) teskîne...
Reklam
Benimle böyle koşan kimdi? Bir gurûra rakîb Olan o savtı seherlerde eyledim ta'kîb: Yolun dikenleri üstünde bekledim, güldüm, Ve dinledim. .. yine savt-ı muakkibi buldum.
Yollar
Yollar, Âh gitmez mi hatt-î sâkitiniz, Şimdi zer gözleriyle, tâ öteden Tâ öteden Gam-ı ervâhı vecde da'vet eden
Göl Saatleri
Göl Saatleri, Ahmet Hâşim şiirinin açık denizi gibi... Bu yüzden Hâşim'i anlatırken "Ben şiir dediğimiz şey için bu baştan daha güzel bir mahfaza, zekâ denen kıvılcım için bu gözlerden daha mükemmel iki menfez görmedim" diyen Ahmet Hamdi Tanpınar'ın haksız olduğu söylenebilir mi?
Göl Saatleri
Göl Saatleri
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
Edebiyatçı Şair
Edebiyatçı Şair
Birlikte
Sana ait lebimdeki bûse, Lebinin surh-ı bî-zevâli benim...
Reklam
661 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.