Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sevgili Aliye'm, Mektubunu ve kağıtları, renkli resmi aldım. Çok teşekkür ederim. Yengemler vasıtasıyla gönderdiğin güzel yelege çok teşekkürler. Yalnız nüfus tezkeresini göndermeyi unutmuşsunuz. Bu mektubu alır almaz derhal postaya veriniz ki perşembe günü bana gelmiş bulunsun ve hemen o gün muamele başlasın, ondan sonra da ben yine size yazarım, Kadıköy Nüfus Dairesi'nin çabuk cevap vermesini temin edersiniz. Küçük resim öyle gözümü yumup bakacak gibi fena değildi. Sen en fena resimde bile güzelsin Aliye. Sen her zaman herkesten güzelsin. Kağıtların muamelesi her yerde çok üzücü. Ne yapalım, bütün bu muamelerin yapılması lazım. Artık sana kavuşacağım günü beklemekten başka bir şey yaptığım yok. Nikâh dairesindeki komik şeylere ve memurun sana söylediklerine ben de güldüm. Doğrusu, rahat yaşamak için aptal olmak lazım. Fakat aptal olmaktansa biraz daha rahatsız yaşamak daha iyidir bence... Bilmem sen ne dersin... Hemen cevap yazmanı bekler, hasretle güzel gözlerinden öperim Aliye'cigim. Sabahattin Ali
Aynı Bahçenin Başka Çiçekleri
“Bana gönderdiğin son mektubu aldım ve hanımefendi bir kurşun ilerliyor içimde olay mahalline Buralardan gitmeyi çok denedim ama oralara gelecek gücüm yoktu Hem sular hala bulanık akıyor burada, eridi karlarım ve genç yaşta şair olamadım. Elim ekmek mi tutsun Elim elini mi, Elim eli mi, Ellerim kırılsaydı da tutmasaydım o kalemi…” Turgay Can
Reklam
Susmak kime ne kazandırmış ki? Tersine, kaybetmiyor muyuz?
Sayfa 35 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Üç zengin yahudi kardeş annelerine doğum gününde birer hediye almaya karar vermişler. Hediyelerini yolladıktan sonra aralarında sohbet etmeye başlamışlar. Birincisi demiş ki; -' Ben anneme kocaman bir ev aldım'. İkincisi -'Ben bir limuzin aldım ve bir de şoför tutum. Üçüncüsü -' Benim hediyem hepinizinkinden güzel. Annemin Tevrat'ı okumayı ne kadar sevdiğini ve gözlerinin iyi görmediği için artık eskisi gibi okuyamadığını biliyorsunuz. Ona bütün Tevrat'ı ezbere bilen büyük kahverengi bir papağan gönderdim. Onu eğitmek için 12 Haham 12 yıl boyunca uğraşmış. Tevrat'ı ezberletmişler. Bu papağan için havraya 20 yıl boyunca 1 milyon dolar bağışlayacağım ama buna değer. Annem sadece bölümün adını söyleyecek ve papağan ona ezbere okuyacak.' Öbür kardeşler biz niye bunu düşünemedik diye hayıflanmışlar ve kıskanmışlarsa da bir şey dememişler. Kısa bir süre sonra anneleri üçüne de birer teşekkür mektubu yazmış. Birinciye, -' Abraham bu ev bana çok büyük geliyor. Tek bir odası yetiyor ama hepsini temizlemek zorunda kalıyorum.' İkinciye, -' Mişon yolculuk etmek için çok yaşlıyım arabayı hiç kullanmıyorum ve şöför çok kaba. ' Üçüncüye -'Solomon'cuğum, annesini mutlu etmeyi bilen tek evladım sensin. Her şeyin büyük maddi hediyeler olmadığını gösterdin. Gönderdiğin tavuk çok lezzetliydi. Teşekkür ederim
"... zayıf değilsiniz siz. Olamazsınız da. Ellerin titremesi, terlemesi, güvendiğiniz o sol elinizin sizi yalnız bırakması... bunlar, hep zayıflıktan mıdır?"
Sayfa 17 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Geceleri incecik bir yer yatağı serip gürültüsüz ve pide kalınlığında bir dünyada sevişiyorlar. Çocukları oluyor, çocukları ölüyor. Erkek belki birkaç kuruş daha fazla kazanıyor, üç günlük fasulye tenceresi yine kaynıyor, geceleri sevişiyorlar. Yorgunluk çöküyor, dünyaları küçülüyor, kadın durmadan çocuk yapıyor.
Sayfa 41 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Sevgilim, Baharın bu nazik günlerinde gönderdiğin mektubu aldım,derecesiz sevindim.Lakin sen çok siyasi konuşuyorsun.Ben bu türlü laflardan anlamam.Kalp kalbe karşıdır.Sen beni seviyorsan, bende seni seviyorum demektir,senin bana meylin düştüyse,benim de sana düştüğü tabiidir...
Kurbanı Olmayan Milletlerin, Bayramı da Olmaz...
"Anacığım selam eder o cennet kokulu ellerinden hasretle öperim. Beni merak etme. Sen dua et anam! Ana bu mektubu kumandanım yazmamı istedi. Buraya gelirken saçıma neden kına yaktın? Arkadaşlarım alay ediyor ama kumandanım da neden kına yaktığını merak ediyor. Oğlun Hasan..." Aradan 3 ay geçer, Sait Bey'in gözüne birkaç mektup ilişir. Gelen mektuplar arasında rastgele birini seçer ve açar okur. Mektup Yozgat'tan Kınalı Hasan'a gelmiştir. (15 yaşında) "Hasan'ım, kınalı kuzum benim. Gönderdiğin mektubu aldım, çok sevindim, Allah da seni iki dünyada sevindirsin yavrum. Nassın, eyi misin? Bizi merak edip tasalanma e mi yavrum? Hasan'ım, kumandanın saçındaki kınayı sormuş. Bunda bilinmeyecek ne var yavrum? Buralarda kurbanlar önce kınalanır, sonra kurban edilir. Ben de seni 4 kardeşin arasında bu vatana kurban seçtim de onun için kınaladım yavrum. İstedim ki Hz. ismail'e benzeyesin de ona kardeş olasın. İstedim ki yarın mahşer yerinde o kınalı saçından tanıyayım da şefaatine sığınayım yavrum. Bunda bilinmeyecek ne var? Hep kurbanlar kınalı olmaz mı?.. Hasretle gözlerinden öperim yavrum. Anan Haçça..." Bölük komutanı 3 ay önce sorduğu ve cevap alamadığı Hasan'ın saçının kınalanma hikmetini öğrenmiştir ama mektubun devamını getiremez, yaverine Hasan'ı bulup mektubunu vermesini emreder. Kınalı Hasan, 3 gün önce şehit düşmüş ve anasının dediği gibi İsmaillere kardeş olup, anasına şefaat etmek üzere mahşerin koridorlarında gezinmektedir.
... gözümüzü aşk bürüyünce aptallaşıyoruz, aklımızı yitiriyoruz; o yitikliğin içinde asıl gerçeği görmüyoruz.
Sayfa 44 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Bir fikra
Üç zengin yahudi kardeş annelerine doğum gününde birer hediye almaya karar vermişler. Hediyelerini yolladıktan sonra aralarında sohbet etmeye başlamışlar. Birincisi demiş ki; -' Ben anneme kocaman bir ev aldım'. İkincisi -'Ben bir limuzin aldım ve bir de şoför tutum. Üçüncüsü -' Benim hediyem hepinizinkinden güzel. Annemin Tevrat'ı okumayı ne kadar sevdiğini ve gözlerinin iyi görmediği için artık eskisi gibi okuyamadığını biliyorsunuz. Ona bütün Tevrat'ı ezbere bilen büyük kahverengi bir papağan gönderdim. Onu eğitmek için 12 Haham 12 yıl boyunca uğraşmış. Tevrat'ı ezberletmişler. Bu papağan için havraya 20 yıl boyunca 1 milyon dolar bağışlayacağım ama buna değer. Annem sadece bölümün adını söyleyecek ve papağan ona ezbere okuyacak.' Öbür kardeşler biz niye bunu düşünemedik diye hayıflanmışlar ve kıskanmışlarsa da bir şey dememişler. Kısa bir süre sonra anneleri üçüne de birer teşekkür mektubu yazmış. Birinciye, -' Abraham bu ev bana çok büyük geliyor. Tek bir odası yetiyor ama hepsini temizlemek zorunda kalıyorum.' İkinciye, -' Mişon yolculuk etmek için çok yaşlıyım arabayı hiç kullanmıyorum ve şöför çok kaba. ' Üçüncüye -'Solomon'cuğum, annesini mutlu etmeyi bilen tek evladım sensin. Her şeyin büyük maddi hediyeler olmadığını gösterdin. Gönderdiğin tavuk çok lezzetliydi. Teşekkür ederim....!
Üç Yahudi Kardeş Üç zengin Yahudi kardeş, annelerine doğum gününde birer hediye almaya karar vermişler. Hediyelerini yolladıktan sonra aralarında sohbet etmeye başlamışlar. Birincisi, “Ben anneme kocaman bir ev aldım.” demiş. İkincisi, “Ben bir limuzin aldım ve bir de şoför tuttum.” demiş. Üçüncüsü, “Benim hediyem, hepinizinkinden güzel. Annemin Tevrat’ı okumayı ne kadar sevdiğini ve gözleri iyi görmediği için artık eskisi gibi okuyamadığını biliyorsunuz. Ona bütün Tevrat’ı ezbere bilen büyük kahverengi bir papağan gönderdim. Onu eğitmek için on iki haham on iki yıl boyunca uğraşmış. Tevrat’ı ezberletmişler. Bu papağan için havraya 20 yıl boyunca bir milyon dolar bağışlayacağım. Ama buna değer. Annem sadece bölümün adını söyleyecek ve papağan ona ezbere okuyacak.” der. Öbür kardeşler, “Biz niye bunu düşünemedik?” diye hayıflanmışlar ve kıskanmışlarsa da bir şey dememişler. Kısa bir süre sonra anneleri üçüne de birer teşekkür mektubu yazmış. Birinciye, “Abraham, bu ev bana çok büyük geliyor. Tek bir odası yetiyor ama hepsini temizlemek zorunda kalıyorum.” diye mızmızlanmış. İkinciye, “Mişon, yolculuk etmek için çok yaşlıyım; arabayı hiç kullanmıyorum ve şoför çok kaba.” diye sitem etmiş. “Üçüncüye, “Solomoncuğum, annesini mutlu etmeyi bilen tek evladım sensin. Her şeyin büyük maddi hediyeler olmadığını gösterdin. Gönderdiğin tavuk çok lezzetliydi, teşekkür ederim!..” demiş
"... her gün okuyabileceğimiz (bir kitap gibi adeta) annemizi ne kadar anladık henüz?.. Annem kitabının kaçıncı sayfasındayım şimdi, bilmem bile. Yalnız onun kitaplığımdakilere hiç benzemediği, benzeyemeyeceği de bir gerçek."
Sayfa 16 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
... önemli olan, seni bulabilmiş olmamdır.
Sayfa 38 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Zaman geçmiş üzerinden. Sisler puslar... Her şey açık değil artık. Hiçbir şey açık değil üstüne üstelik... Yılların karanlığı ve yok oluşun kederi yaşlanan belleği gerilere çekiyordu.
Sayfa 24 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.