Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Gönderi
Düşünme Üzerine
Birkaç konu üzerinde biraz düşünelim bakalım ;
~Özgür Olmak- Olmamak
Sizce özgürlük nedir? Özgürlük sınırsız bir şekilde istediklerimizi yapmak demek midir? İşe öncelikle özgürlüğün tanımını yapmakla başlayalım. Özgürlük; insanın, her türlü dış etkiden bağımsız olarak kendi istencine, kendi düşüncesine göre karar vermesi durumudur. Ama günümüzde özgürlük kavramını doğru anlayıp ona göre hareket etmek varken özgürlük kelimesini kendilerine göre tanımlayan ve daha sonrasında da bu tanıma göre hareket eden öyle çok insan var ki. Bu insanlar özgürlüğün her istediklerini sınırsız bir şekilde yapabilmek olduğu tanımını yapıyor kendilerine göre. Evet insanlar istedikleri gibi davranabilir bu konuda kimse onları yargılayamaz ama bunun bir sınırı olmalı. Belirli sınırlar çerçevesinde olmalı bunlar. Aksi takdirde yaptıklarının sonucuna da katlanmaları gerekir. Yani kısaca özgürlük belirli sınırlar dahilinde yapılırsa iyi sonuçlar doğurur.
~Mutluluk- Mutsuzluk
İnsanlar neden mutsuz ve mutlu olur? Mutlu olma veya mutsuz olma durumu nedir? Mutluluk parayla satın alınabilir mi? İşte tüm bu soruların cevaplarını hepimiz kendi içimizde vermeye çalışmışızdır. Ama genelde işin içinden çıkamadığınız durumlar olmuştur ve bu sorular kafamızda dolaşmaya devam etmiştir. Bu konu hakkında ben de düşündüm ama benim de herkeste olduğu gibi içinden çıkamadığım durumlar oldu. Şimdi sıra bu soruları cevaplandırmaya ve kafamızda dolaşıp duran bu sorulardan kurtulmaya geldi. İnsanlar aslında bir şeyin eksikliğini hissettiklerinde mutsuz olurlar. O eksiklerini tamamladıklarında ise, mutlulukları ve sevinçleri görülmeye değer olur doğrusu. Aklınıza hemen yoksul olan insanların hiç mutlu olamayacağı geldi biliyorum ama çok yanlış düşünüyorsunuz. Mutluluk sadece parayla olacak bir şey değil. Bir insan sadece parayla satın alınabilen şeylerin eksikliğini hissetmez. Nice zengin insan vardır ki hiç mutlu değildir. Neden mutlu değildir peki hiç düşündünüz mü? Çünkü onların parayla satın alınamayan sevgi gibi şeylere ihtiyacı vardır. Sevgi gibi şeyler de parayla satın alınamadığından dolayı bu eksiklikleri kapanmıyor ve mutsuz oluyorlar. Yani burdan çıkarmamız gereken şey parayla satın alınamayan mutluluklar da vardır ve mutlu olmak eyleminin eksikliğihissedilebildiği gibi bu eksikliğimiz kapatılmadığı vakit iyi sonuçlar doğmuyor.
~Haklılık- Haksızlık
Haklı olmak ne demek haksız olmak ne demek? Kendi adaletimizi kendimiz sağlamaya çalışırsak ne olur? Bir haksızlığı başka bir haksızlıkla savunmaya çalışmak doğru bir şey mi? Birçok insanın yani en azından benim gördüğüm kadarıyla en nefret ettiği şeylerden bir tanesi de haksızlığa uğramak veya bir şeyde haksızlık yapıldığını sezmesidir. Peki ya insanlar neden nefret eder ki haksızlık yapılmasından nedir ki bu haksızlık kavramı? Haksızlık; adalete ve hakka aykırı davranma durumudur. Günlük yaşantımızda birçok olayla karşı karşıya kalırız. Bu olaylar karşısında kendimizce doğru olduğunu düşündüğümüz birtakım davranışlar sergileriz. Ve bu davranışlarımız olayın içeriğine göre uygun bir davranışsa haklı, uygun olmayan bir davranışsa da haksız duruma düşeriz. Günümüzde yaşadığı olaylardaki haksızlıktan dolayı çok sinirlenip kendi adaletini sağlamaya çalışan öyle çok insan var ki. Bu insanlar belki adaleti kendilerine göre sağlamış oluyorlar ama bu adaleti yasa dışı bir şekilde sağlamış oluyorlar. Adaleti sağlamakla görevli olan ve bu işten ekmek paralarını kazanan insanları da hiçe sayıyorlar hem de. Evet belki her zaman adaleti tam anlamıyla sağlayamayabiliyorlar. Bu çok ayrı bir konu ve şu anda bu konulara hiç girmeyeceğim. Bir de bu şekilde davranan insanlar dışında yapılan bir haksızlığı kendilerine göre sırf ödeşmiş olmak için onlar da başka haksızlık yaparak bu haksızlığı engellemeye çalışan insanlar var. Kulağa çok saçma geliyor öyle değil mi? Saçma ama maalesef ki gerçek, amaçları haksızlık yapılmasını önlemek olmasına rağmen kendileri de başka bir haksızlık yapıyorlar. Ve bu şekilde bir döngü oluşturarak haksızlığı devam ettiriyorlar. Kısaca özet geçecek olursak kendi adaletimizi kendimiz sağlamamalıyız bunu söylerken haksızlığa göz yumun sessiz kalın demek istemiyorum kesinlikle her zaman ne olursa olsun haksızlık karşısında direnin ve sonuna kadar mücadele edin. Ve yapılan bir haksızlığı da başka bir haksızlıkla kapatmaya çalışmayın.
~İyi- Kötü
Biz insanlar iyiyi veya kötüyü neye göre belirliyoruz? İyi ya da kötü olan biz miyiz? Yoksa davranışlarımız mı? İyi bir insan olmak için kurallara uygun davranmak yeterli mi? Hiç bu soruların cevaplarını düşünüp bu sorulara bir cevap aramaya çalıştınız mı? Eminim ki birçoğumuz bunu yapmamıştır. Madem birçoğumuz bunu yapmamış o zaman şimdi bu sorulara cevap aramaya çalışalım. İyi ve kötüyü bir davranışa göre söylememiz gerekiyor. Çünkü bizim aslında iyi veya kötü dediğimiz şeyler davranışlardır. Ama maalesef ki birçok kavram gibi iyi ve kötü kavramları da yanlış yerlerde kullanılıyor. Bu kavramların ne için kullanılması gerektiğini araştırmadan hemen direkt her şeye iyi veya kötü etiketini yapıştırıyoruz. Örneğin bir insana kötü veya iyi etiketini davranışlarına göre yapıştırabiliriz çünkü iyi veya kötü insan yoktur iyi veya kötü davranış vardır aslında. Ve tamamıyla kötü veya tamamıyla iyi insan da yoktur. Çünkü bir insan bu iki kavramı da içinde barındırır ve buna göre davranışlarını sergiler. Değinmek istediğim bir başka konu da iyiliğin tüm kurallara uyarak olup olmadığı. Tüm kurallara uyan bir insanı ele alalım. Bu insan evet tüm kurallara uyarak kötü davranışlar sergilemiyor ama aslında önemli olan tam olarak bu değil önemli olan o kurallara içtenlikle ve isteyerek uyup uymadığıdır. Ancak bu kurallara içtenlikle ve güzel bir niyetle uyan birine iyi diyebiliriz.
~Gerçeklik- Görünüş
Bir şeyin nasıl gerçek olup olmadığını anlıyoruz? Ya da bir şeye neye göre gerçek neye göre gerçek değil diyebiliyoruz? Bildiğimiz bilgiler değişebilir mi? Hadi gelin hep birlikte bu sorulara cevap arayalım. Bizler genelde gözümüzle gördüğümüz ve 5 duyu organımızla algılayabildiğimiz şeylere gerçek diyoruz. Ama sizce gerçek olan şeyler gözümüzle gördüklerimizle mi sınırlıdır başka gerçek olan şeyler yok mudur? Elbette vardır örneğin mikroskobik canlılar, onları çıplak gözle göremiyoruz ama bilim sayesinde var olduğunu ve gerçek olduğunu biliyoruz. Sıra geldi bildiğimiz bilgilerin zamanla değişip değişmeyeceğine. Bunun hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değil. Çünkü değişmeyecek bazı gerçekler vardır. Ve bunun yanında bilim geliştikçe değişen şeyler de vardır. Bu durumda yapmamız gereken şey belli aslında. Bilgilerimizden kuşku duymalıyız. Yani bildiğimiz bir şeyin doğruluğuna sürekli güvenmeyeceğiz. Ve arada bir o bilgimizden kuşku duyup o bilgimiz hakkında küçük bir araştırma yapmalıyız. Çünkü bildiklerimize pek güven olmuyor. Ve şunu da unutmamalıyım ki bir şeyin görünüşüne aldanarak onun hakkında kesin bir görüşe varmamalıyız. Dediğim gibi araştırma ve kuşku önemli.
~Doğru- Yanlış
Neye doğru neye yanlış diyoruz? Yanlış doğrunun öğretmeni midir? Bilgimizin doğruluğundan nasıl emin olabiliriz? Yine birtakım sorularla baş başayız o halde zaman kaybetmeden hemen cevaplarını vermeye çalışalım. Bizler genelde bize uygun ve mantıklı gelen şeylere doğru mantığımıza uymayan ve bize saçma gelen şeylere ise yanlış diyoruz. Şimdi de genelde yaptığımız ama aslında yapmamanız gereken bir konuya gelelim. Bizler hep hata yapmaktan yanlış yapmaktan korkarız. Ama aslında korkmamamız hatta hata yaptığımız zaman sevinmemiz gerekiyor. Biliyorum şu anda söylediklerim kulağa biraz farklı geliyor ama biraz daha açıklayınca anlamaya başlayacağınızı umuyorum. Hata yapmak aslında bizi adım adım doğruya götürür. Yani yanlış aslında bir nevi doğrunun öğretmeni gibidir. İşte tam da bu yüzden hata yapmaktan hiçbir zaman korkmamalıyız. Ve doğruya ulaştığımız zaman da araştırma yapmayı bırakmamalıyız aksine bilgimizin ne kadar doğru olduğunu anlamak için daha çok araştırmalıyız.
Düşünmeyi ve araştırmayı hayatınızdan hiçbir zaman eksik etmeyin sürekli araştırın keşfedin ve öğrenin.
Bakınız ben yazar olmadığım halde bu konuları kitabın yazarından daha güzel ve açık bir şekilde anlattım. Kitap inanılmaz derecede basit ve her şeyiyle yetişkinlere ve gençlere hitap etmediğini bas bas bağırıyor! Okumadan ölünmesi gereken kitaplar listenize hiç tereddüt etmeden ekleyebilirsiniz!
Felsefe eğitimi konusuna değinen ve okurlarını birçok konuda az çok bile olsa düşünmeye sevk etmeyen bu basit olarak nitelendirebileceğimiz kitabı okumayanlara kesinlikle TAVSİYE ETMİYORUM. Düşünme üzerine bir kitap okumak istiyorsanız emin olun bundan kat be kat daha güzel kitaplar var. Size çok bir şey katacağına inanmadığım bu kitabı okuyup zaman kaybı yaşamak yerine size gerçek anlamda bir şeyler katacak ve sizi düşündürecek başka düşünce kitaplarını okumanız daha akıllıca bir karar olur diye düşünüyorum. 8 -10 yaş aralığındaki çocuklara birkaç evrensel değeri aşılatmak için okutulabilir ama onun dışında yetişkinlerin okumamasını uygun bulduğum bir kitap oldu kendisi..
Çok düşünüp araştıran bir millet olmamız dileğiyle. Okumayla ve araştırmayla kalın, okuyacak ÇOCUKLARIMIZA da şimdiden keyifli okumalar diliyorum :)
Çok güzel bir inceleme olmuş teşekkür ederim 🙏🌸
Çok sağ olun. Zaman ayırıp okuduğunuz için ben teşekkür ederim ☺🌸🌼
İnceleme kalite kokuyor, tebrik ederim. Çok güzel olmuş 🤍🌸😊
Çok teşekkür ederim çok sağ olun ☺🌸
1 sonraki yanıtı göster
Okumak baya zamanımı aldı 😅 ama çok güzel olmuş, ellerine sağlık 😘🤗
Uzun olduğu kadar😀çok güzel, kaliteli bir inceleme olmuş .Kalemine sağlık 👏👏💕
Belirttiğiniz 6 konu ile ilgili düşüncelerinizi çok güzel ifade etmişsiniz.🌹 bnmde bu konular üzerinde düşünmemi sağladı. Kalemine ve yüreğine sağlık 😊
Çok teşekkür ederim :) 🙏🏻
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.