KASÎDE DER NAT-İ HAZRET-İ NEBEVÎ
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Yâ muhit olmış gözümden günbed-i devvâra su
Zevk-i öğünden aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürur ilen bırağur rahneler dîvâra su
Velim ilen söyler dil-i mecruh peykânun sözin
İhtiyat ilen içer her kimde olsa yara su
Suya virsün bâğban gülzârı zamet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gülzâra su
Ohşadabilmez gubârını muharrer hattuna
Hâme tek bahmakdan inse gözlerine kara su
Ânzun yâdiyle nemnâk olsa müjgânum n'ola
Zayi' olmaz gül temennâsiyle virmek hara su
Gam güni itme dil-i bîmârdan tîğtin diriğ
Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su
İste peykânm gönül hecrinde şevkum sakin it
Susuzam bir kez bu sahrada menümçün ara su
Men lebün müştâkıyam zühhâd kevser talibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelür huşyâra su
Ravza-i kûyına her dem durmayup eyler güzâr
Âşık olmış gâlibâ ol serv-i hoş-ref tara su
Su yolun ol kûydan toprağ olup dutsam gerek
Çün rakîbümdür dahi ol kûya koyman vara su
Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su
Serv ser-keşlük kılur kumrî niyazından meğer
Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su
İçmek ister bülbülün kanın meğer bir reng ile
Gül budağımın mizacına gire kurtara su
Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktidâ kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr'a su
Seyyid-i nev'-i beşer deryâ-yı dürr-i ıstıfâ
Kim sepüpdür mu'dzâtı âteş-i eşrâra su
Kılmağ içün taze gülzâr-ı nübüvvet revnakın
Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hara su
Mu'ciz-i bir bahr-i bî-pâyan imiş âlemde kim
Yetmiş andan bin bin âteşhâne-i küffâre su
Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima
Parmağında verdiği şiddet günü Ensâr'e su
Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât
Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su
Eylemiş her katrede bin bahr-i rahmet mevchîz
El sunup urgaç vuzu için gül-i ruhsâre su
Hâk-i pâayine yetem der ömrlerdir muttasıl
Başını taştan taşa vurup gezer âvâre su
Zerre zerre hâk-i dergâhına ister salar nûr
Dönmez ol dergâhtan ger olsa pâre su
Zikr-i na'tın virdini derman bilir ehl-i hatâ
Eyle kim def-i humar için içer meyhâre su
Yâ Habîballah yâ Hayr'el-beşer müştâkınım
Eyle kim lebteşneler yanıb diler hemvâre su
Sensin ol bahr-i kerâmet kim Şeb-i Mi'rac'da
Şeb-nem-i feyzin yitirmiş sâbit ü seyyâre su
Çeşm-i hûrşidden her dem zülâl-ı feyz iner
Hâcet olsa merkâdin tecdîd eden mi'mâre su
Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dîl-i sûzânıma
ebr-i ihsanın sepe ol nâre su
Yümn-i na'tınden güher olmuş Fuzûlî sözleri
Ebr-i nîsandan dönen tek lü'lü-i şehvâre su
Hâb-ı gafletten olan bîdâr olanda rûz-i haşr
Hâb-ı hasretten dökende dîde-i bîdâre su
Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam
Çeşm-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su
Günümüz Türkçesiyle:
1-Ey göz! Gönlümdeki ateşlere su saçma. Çünkü bu kadar tutuşan ateşe su çare olmaz.
2-Dönen kubbenin (gökyüzü) rengi su rengi midir bilmiyorum. Yoksa gözümden çıkan su mu dönen kubbeyi kaplamıştır.
3-Kılıç gibi keskin bakışın zevkinden gönlüm parça parça olsa şaşılmaz. Çünkü devamlı geçmekle su duvarda yarıklar bırakır.
4-Yaralı gönül senin oka benzeyen kirpiğinin sözünü korkuyla söyler. Her kimde yara varsa o suyu ihtiyatla içer.
5-Bahçıvan gül bahçesini sele versin, boşuna (gül yetiştirmeye) zahmet çekmesin. Çünkü o bin gül bahçesine su verse bile senin yüzün gibi bir gül açılmaz.
6-Kâtip, gözlerine bakmaktan gözlerine kalem gibi kara su inse de yazısını senin ayva tüylerin gibi ince ve küçük yazamaz.
7-Senin yanağını anarak kirpiklerim ıslansa ne olur. Gül beklentisiyle dikene su vermek boşuna değildir.
8-Gam günü hasta gönülden bakışını esirgeme. Karanlık gecede hastaya
su vermek sevaptır.
9-Ey gönül, sevgilinin oka benzeyen kirpiklerini iste. Böylece onun ayrılığında benim ona karşı olan arzumu sakinleştirsin. Susuzum, bu sahradabir kez de benim için su ara.
10-Ben senin dudaklarının tutkunuyum, zahidlerse kevser istiyor. Nitekim sarhoşa şarap içmek, ayık insana ise su içmek hoş gelir.
11-Su galiba o hoş yürüyüşlü serviye aşık olmuş ki, her an onun köyünün bahçesine gidiyor.
12-Toprak olup suyun yolunu tutup o köye varmasını engellemem gerekir. Çünkü su benim rakibimdir. O köye varmasına izin vermem, engel olurum.
13-Ey dostlar! Eğer onun elini öpmek arzusuyla ölürsem, toprağımdantesti yapıp onunla yare su sunun.
14-Servi kumrunun yalvarmasından dolayı dik başlılık eser. Suonun (servinin) eteğini tutup ayağına düşüp yalvarmadıkça bu dik başlılıksürecektir.
15-Meğer gül, bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor. Su gül
budağının mizacına girsin ve bülbülü kurtarsın.
16-O güzel ahlakını (temiz yaratılışını) insanlara ilan etmiş. Su seçilmiş Ahmet’in yoluna tabi olmuş.
17-Onun mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir. O insanoğlunun efendisidir. Seçilmiş incilerin deryasıdır.
18-O peygamberlik bahçesinin parlaklığını tazelemek için, mucizeyle mermerden su çıkarmıştır.
19-Onun mucizesi âlemde öyle sonsuz bir denizdir ki su, o denizden binlerce ateşe tapan kâfirin ibadethanesine gidip ateşlerini söndürsün.
20-Onun savaş günü parmağından Ensar’a su verdiğini kim işitse, hayretinden parmağını ısırır.
21-Onun dostu yılan zehri içse, içtiği zehir ab-ı hayat olur. Düşmanı su içse içtiği su yılan zehrine dönüşür.
22-O abdest almak için gül gibi olan yüzüne eliyle su serptiğinde, o suyun her damlasında binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır.
23-Su, onun ayağının toprağına erişeyim diye, ömür boyu başını taştan taşa vurup avare gezer.
24-Su, onun türbesinin toprağına zerre zerre nur salmak ister. Su parça parça da olsa o dergâhtan dönmez.
25-Sarhoşun baş ağrısını gidermek için su içtiği gibi, günah işleyenler desenin na’tının zikrini daima dillerinde tekrarlamayı dertlerine derman bilirler.
26-Ey Allah’ın sevgilisi, insanların hayırlısı, susuzluktan yanıp dudağı kuruyanların su istemeleri gibi ben de seni özlüyorum.
27-Sen o keramet denizisin ki, Miraç gecesinde senin feyzinin çiğ taneleri, sabit ve seyyar bütün yıldızlara su eriştirmiştir.
28-Senin mezarını onaran mimara su lazım olsa güneş çeşmesinden heran çokça saf ve tatlı su akar.
29-Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmıştır. Senin ihsan bulutunun o ateşe su serpeceğini umuyorum.
30-Seni övmenin bereketiyle Fuzuli’nin sözleri, nisan bulutundan düşüp büyük inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur.
31-32-Mahşer günü gaflet uykusundan uyanıp gözünden hasret gözyaşı döktüğü vakit senin yüzünü görmeye susamış Fuzuli’yi vuslat çeşmenden mahrum etmeyeceğini ummaktayım. Fuzuli