Pencere kenarında, loş ışıkta. Seversin. Sen zaten en çok sevmeyi bilirsin. Ama o tahtadan yatak ne öyle? Gel şöyle otur, hoş geldin.
Neden beni duymuyor gibisin? Bak buradayım. Duymuyor Allah’ım bu adam beni!
Neyse dinleyeyim. Zaten seni dinlemeyi çok severim.
-Hayır sana dargın değilim. İnsan, sevmeyi bilen insana darılmayı bilmez ki!