Dostoyevski'nin beni en çok etkileyen kitabıdır. Subjektif olarak en iyi kitabı hatta :) objektif açıdan tabi Suç ve Ceza ve Karamazov Kardeşler başka bir seviye.. Sanırım beni bu kadar etkilemesinde ilk lisede okumanın etkisi var. Geçen sene bir kez daha okudum ve kitap bittiğinde bir süre kendime gelemedim etkisi bir süre sürdü. Oda da öyle kalakaldım resmen ilk kez bir kitap bitiminde bu kadar çarpmıştı beni. Kahramanımız Prens Mişkin'e bazen güldüm okurken bazen de okumayı bırakıp "Harbi Budala bu adam" diye sitem ettim. Tabi bir de Aglaya Ivanovna ve Nastasya Filippovna var.. Eminim bir çok erkek, ben gibi, bu iki kadından birine onları görmeden bile aşık olmuştur:) Üstad öyle bir betimleyip anlıyor ki görmeden hayran kalıyorsunuz. Sadece aşk kitabı olarak ele almak büyük hata olur bu eseri, inanılmaz felsefik altyapılar var tasvirler,betimlemeler zaten o kadar yoğun gibi,klasik Dostoyevski tarzı, adeta film izler gibi görüyorsunuz sahneleri tüm detaylarıyla. İnsan ruhunun derinine işleyen, psikolojik analizler çok yoğun, yan konular çok fazla.. yani "aa bu bunu, şu şunu seviyormuş" gibi bir basit aşk kitabından cok cok fazlası. Bayağı uzattım çünkü benim için "en iyi roman" olduğu için yazmayı bırakması zor. O yüzden aslında daha da yazasım var ama sıkıcı olmasın diye bitireyim. Uzun lafın kısası, okumanızı tavsiye ederim efendim özellikle Rus edebiyatı seviyorsanız :)

BudalaFyodor Dostoyevski · Yason Yayıncılık · 201525bin okunma

·

10 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.