Gönderi

133 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 hours
"Lânetlenmiştim Gökkuşağınca." *
17 yaşında bir şair adayı Rimbaud. Dergilere yazıyor durmadan; Ben gencim destek olun, el uzatın bana, sayın ustam, saygıdeğer büyüklerim!.. Eserin ilk kısımları, o sağ üst köşede adresin yazdığı, zaman zaman itekleyerek okuduğumuz mektuplardan değil. Bir Roman gibi, Rimbaud'nun bütün özel alanında dört nala koşturuyor. Bindiği trenin bilet parasını ödeyemeyince diğer borçları çıkıyor gün yüzüne ve emniyete götürülüyor, oradan yardım çağrılarıyla başlıyor hikayesi... Kendine tam da 17 yaşının verdiği o karamsarlık içinde, olmadık sıfatlar buluyor... "N’aparsınız, kayıtsız özgürlüğe ve bir sürü içleracısı şeye hayran olmakta ayak diriyorum ben, değil mi?" diyerek tek düzeliğine öfke duyuyor. Kendine büyük büyük sözler verip, bunları da yapacağım, şunları da başaracağım diyor, ahdim olsun... Bir anlamda, kareyi genişletip, şöyle bir uzaktan bakıldığında, bu kor gibi yanan, sınırsızmış gibi fokurdayan gençlik duygularının Rimbaud 'nun sonraki yıllarına nasıl bir kararlılık ve coşkuyla ilerlediğini görebiliyoruz... Öyle sert imalarda bulunuyor ki, buradaymış diyorsunuz o sunturlu ağacın kökleri. En çok da kendine yükleniyor, kendini hırpalıyor. Şöyle diyor mektuplarının birinde annesi için; "Annemin durumu ise, çarmıha gerilmiş İsa karşısındaki Meryem. " Kah, kalıplara sıkıştırılan şiirin tatsızlığından, kah saf şiiri aramanın onurundan dem vuruyor. Bazen öyle kızıyor ki muhatabına sadece iki satır gönderiyor ve lütfen aklınızla altını çizmeyin diye ekliyor :)) Sonra bir anda şiir hakkındaki olağanüstü fikirlerini bütün heybetiyle ve ihtişamıyla dile getiren bir usta karışıyor söze... Zehir zemberek eleştiriler ardı sıra geliyor. Eleştirmenler de payına düşeni alıyor tabii bu keskin cümlelerden. Yüzyıllar öncesinin şiir akımlarını taklit eden çağdaşlarına, haklı bir hezeyanda bulunuyor ve artık büyük düşün bir parçası ol ve kendini işlemeye koyul diyor... "Demek ozan gerçekten ateş hırsızıdır." Bir anda Rimbaud'nun ruhunu saran o ateş sözlerine sirayet ediyor ve şiirleşiyor. Baştan tırnağa şiir oluyor. Mısralar arasında çelik çomak oynayıp, ustaca dehlizler ve yabanotları serpiştiriyor her kelimeye... Tuzaklar kuruyor, kendine vadettiği o derin huzursuzluğu adeta kanatlarıymış gibi kullanıp, öğretilmemiş olanın izine doğru yükseliyor... Ve artık isimler ve şiirler üzerine konuşma zamanı gelmiştir. Sevdiği ve sevmediği dizeleri bir bir sayıp, merak içinde kitaptan kitaba koşturacaktır sizi... İyi ki çağdaşları arasında değilim diyeceğiniz an bu an, ya da bu sözleri haketmişse bir şiir, yazana ne mutlu :) Uzun bir listeye kavuşuyorsunuz, başınız önde :) Bazı mektuplarını muhatabını azarlayarak bitiriyor; "bunu yanıtlamazsanız şayet çok ayıp etmiş olacaksınız!.." :) Bir anda Fransız Edebiyatının bütün sırlarını ediniyor olmanın üzüntüsünü duyuyorsunuz. Çünkü okur yalnızca tüm masumiyetiyle okumak ister, bu oyunlar, çekişmeler, kavgalar okura göre değildir. Tıpkı müthiş lezzetli bir yemeğin soğanının kavrulurken nasıl koktuğunu bilmenin o yemeğe bir şey katamayacağı gibi... Şair'in eserdeki uslubu yer yer çocukçadır. 17 yaşından 21'ine kadar süren şairlik yaşamı boyunca altüst ettiği şiir algısını bir yana bırakırsak daha çocuktur da :) Ve henüz çocuk denecek yaşta edebiyata, kitaplara ve yazarlara duyduğu o derin alaka ve boşluk, yapmacıklık içermeyen tutku şaşırtıcı düzeyde. Verlaıne, Rimbaud 'nun mektuplarının asıl kahramanı. Eser' in kalbi... Bazen bir dost, sadece bir dost, hayatınızın öznesi olabilir. İnsanın hep o aradığı 'kendini öğrenmek' (Rimbaud öyle diyor) duygusunu, istemediğiniz kadar size sunabilir, hem de sizin bile hesap edemediğiniz, en hayati, en kilit anlarda... Verlaine inançlarına sıkı sıkıya bağlı, Rimbaud'nun maddi manevi bütün ihtiyaçlarına durmaksızın koşturuyor. Fakât birgün aralarında bir anlaşmazlık çıkıyor ve Verlaine, Rimbaud'yu vuruyor. Hafif bir sıyrıkla kurtulan şair, dostundan şikayetçi olup sonra vazgeçiyor. Eserde mahkeme boyunca verilen ifadeler de yer alıyor. Paul Verlaine'le haklarında yapılan çirkin dedikoduların, bu mektuplarda ne derece büyük yalanlar olduğu açığa çıkıyor. Hiç değilse bu yönüyle bile kıymetli bir eser. Bir süre sonra Mısır'da çalışmaya başlar Rimbaud. O yıllarda İngiliz sömürgesi altında bulunan Mısır'da, tam bir kaosun ortasında, uzun yıllar hayata tutunmaya çalışır. 'Ev Halkına' hitabıyla, ailesine ve dostlarına pek çok mektup gönderir. Bu mektuplar daha çok çalıştığı şirketin durumuyla, çalışma şartlarıyla ve günlük meselelerle ilgili olduğundan çok ilgimi çekmedi ve hattâ korkunç şiddetli bir uyku bastırdı :) Neyse ki alarm sistemimiz oldukça sağlamdı ve sevimli bir tırtıl, sıkıysa gözünü kırp der gibi gözlerime bakıyordu :) ... Sevgili https://1000kitap.com/kitap_nar m, incelemeyi sana ithaf ediyorum ve tahmin ediyorum ki bu eserin büyük bir kısmını 'Ya Sabır' çekerek okuyacaksın. :) Çok ama çok sıkılacağın son 50 sayfa için kendimi feda etmiş bulunuyorum. :) Benim için zevkti, Rimbaud kadar hem şair, hem de cengaverine az rastlanır :) ... Sözlerimi Rimbaud'nun bir dizesiyle bitirmek istiyorum; "Kopardım lanetli gün defterimden bu uğursuz yaprakları..." Keyifle okuyun... Derin saygımla... *Arthur Rimbaud
Rimbaud'nun Mektupları
Rimbaud'nun MektuplarıArthur Rimbaud · Düşün Yayınları · 198534 okunma
··
222 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Sena Turgut okurunun profil resmi
Çok iyi bir inceleme olmuş 👏🏻👏🏻 Yanlış hatırlamıyorsam kaçakçılık yaptığını da bu kitaptan okumuştum
Eylül Türk okurunun profil resmi
Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.☘️ Bilâkis bu eser bütün bu doğru bilinen yanlışları aklayan mektuplar içeriyor. Rimbaud'nun köle ticareti, silah kaçakçılığı vs. yapması galat-ı meşhurdur. Bu da belgeleriyle sabittir. Mektuplarda hizmetkâr istediğinden söz etmiş, bu çarpıtılıp köle ticaretine çevrilmiştir😅 Komiktir. Aynı şekilde bir dönem silah ticareti yapmış ama yasal olmayan hiçbir suça karışmamıştır. Bu da kötü gruplarla işbirliği yaptığı yönünde asılsız yorumlara sebep olmuştur. Hattâ ölmeden evvel Tekbir getirdiği konusunu da kız kardeşi izah etmiş, doğru olmadığını söylemiştir. Rimbaud hakkında aklı başında bir biyografi okumak isterseniz;
Rimbaud
Rimbaud
eserini tavsiye ederim.
1 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.