Gönderi

184 syf.
·
Not rated
Hasretinden Prangalar Eskittim, Ahmed Arif'in kendisi hayattayken 1968'de yayınlanan ilk ve tek şiir kitabı. Kitabın adını ilk başta Dört Yanım Puşt Zulası olarak belirlese de daha sonra yakınlarının uyarıları üzerine değiştirmiş. Kısa süre içerisinde kitabın ünü dilden dile yayılıp eser baskı üzerine baskı yapmış. 70 ve 80 darbelerinde işkence gören, haksızlığa uğrayan ve hayatını kaybeden pek çok kişi için Ahmed Arif şiirleri tutunulacak dal olmuş. Parmaklıklar arkasından dizeleri coşkuyla yankılanmış. Şiirlerinin yönünü çizerken o dönemler moda olan Garip akımının kendisini, hayata bakışını, toplumcu gerçekçi duruşunu yansıtmadığını görür. Diğer tarafta da Nazım Hikmet gibi bir "okyanus" vardır. "Şiire yeni başlamış devrimci bir delikanlının karşısına Nâzım'ı dikerseniz, çocuk ya paniğe kapılır ve ters akımların uydusu olur, yahut ezilir, kötü bir kopyacı kesilir. —Hidrojen bombasına karşı Kürt hançeri ne yapabilir?— Üniversitede ve mahpusanede bazı arkadaşlarım, "Nâzım'dan sonra şiir yazmak, boşuna bir gayret, hatta saygısızlık," diyordu. Onlarla hiç tartışmadım, hep sustum. Çünkü dedikleri bir bakıma doğruydu. Ne var ki "Nâzım gibi şiir yazmak" ile "Nâzım'dan sonra şiir yazmak" arasında vatanımın dipsiz uçurumları gibi bir uçurum vardı. Elbette Nâzım'ı yahut başka bir ustayı budalaca izlemekle kimse şair olamazdı. Ama Nâzım'dan da, başka ustalardan da sonra şiir yazılacaktı. Yoksa Shakespeare'den sonra trajedi, Moliere'den sonra komedi yazmak gerekmezdi." diyerek kendi yolunu çizer. Şiirlerini okurken hissettirdiği en yoğun duygular bir yanda öfke ve isyan diğer yanda ise aşk ve umuttur. "Şiir anlaşılır olmalıdır ve insanı yüreğinden yakalamalıdır. Ses benim için önemli değil, benim şiirimde söz vardır. Şiir benim öfkem, sinirim, isyanımdır. Bu da toplumun belli bir halinden geliyor. Deli değilim kendi kendime öfkeleneyim." " 'Umutsuzluğa düşmek' ise bir devrimciye yasaktır. Cellat elinde işkencede ölüme bir soluk kalmışken bile. Yalnız yasak değil ayıptır da. Çünkü devrimcinin kendisi, insanlığın yarını ve umududur. Bir kural, bir ilkedir bu. Namussuzluğun, alçaklığın egemen olmadığı, soylu, güzel ve onurlu bir dünya, bu temel ilke üzerinde kurulur." Aşka gelince, aşk onun için "dost" da olsa "sevgili" de hep aynı insanda cisimleşir: Leyla Erbil. Şiirlerinde aşk-sevda hissedince hep odur karşımıza çıkan. Öyle bir sevda ki evliliği üzerine "Suskun" şiirini yazıp armağan edecek kadar, "Leylim Leylim" ile şarkı olup dilimize dolayacak kadar. (Bahsettiğim şarkı Leylim Ley değil, çok karıştırılıyor...)
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201740.2k okunma
·
69 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.