Var olmak için hayatla mücadelemiz zaman zaman bir savaşa dönüşüyor. Bu yetmiyor gibi, dünya tarihi savaşın içine düşmek zorunda kalan her insanın elini kana bulayan nice olayla dolu. Tüm bunların sebebi ne peki? Birilerinin yaşam anlayışındaki keyfilik. Evet bazı heriflerin göbek çapı büyüsün diye. Bazı kadınların dişleri daha fazla kan tadı alsın diye. Sömüren ve sömürülenlerin olduğu düzende, iyilerin, kötülerin, pasiflerin, güçlülerin, hiç haberi yokların, mecbur kalmışların, bir ülküsü olmayanla birçok hayali olanların savaşı kulvar değiştirerek devam edecek. İnsan olmak demek ki biraz da kasap olmak demek. Bıçağı tutan el ille kendisinin olmasa bile. Kendi vatanımızı bize dar eylediler. Öldük ardımızda nesiller yetişti, onlar da öldü, yenileri geldi. Ama mesele hep aynı. Var olma savaşı. Halbuki yüzyıllara bakmak şöyle bir dönüp, her şeyi nasıl da anlamsızlaştırıyor. Mutluluk dediğimiz küçük şeylerdeymiş anlayabiliyoruz ama vahşi bir hayvanın keyfi diğer erkek yavruları öldürmesi gibi, bazı ruhlar var olmak için kan ve acıyla beslenme yolunda devam etti, ediyor, edecek. Ben artık meselenin sadece para olduğunu da düşünmüyorum. Bence kötülükten haz alan, gücü elinde hissetmekten elde ettiği kibirle bütün dünyayı ezip gezecek bir kesim var. Ne onlar tükendi, ne onlara hizmet etmek zorunda kalanlar. Bat dünya bat demişler boşa değil. Harika bir incelemeydi, ilk paragraf çok etkiledi. Kaleminize sağlık.