Gönderi

367 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 15 days
Başlamadan önce bu konuda hem felsefik hem de ideolojik olarak çok fazla bilgi sahibi olmadığımı ve bazı yanlışlar olabileceğini belirtmek istiyorum. Kitap hakkında ileride dönüp bakabilmek için bir şeyler yazmak istedim ve yazar hakkında onlarca şey okudum ki kafam allak bullak... Elimden geldiğince mantık çerçevesinde bunları birleştirip yazmaya çalışacağım, eksiklik ve yanlışlıklar için şimdiden özür diliyorum :) Hikmet Kıvılcımlı'nın adını ilk kez Yedi Güzel Adam dizisinde duymuştum. Dizide sağ-sol, alevi-sünni ayrımı yapılmadan yazarlardan, şairlerden bahsedilmesi eserlerinin paylaşılması çok hoşuma gitmişti. Diziden bahsetmişken bunu da yazmak istedim. Hikmet Kıvılcımlı'ya dönersek hayatındaki belli başlı, önemli gördüğüm olaylara değineceğim sadece: 17 yaşında Kurtuluş Savaşı'na Kuvâ-yı Milliye gönüllüsü olarak katılmıştır. Daha sonra İstanbul Tıp Fakültesi'ne girmiştir. Bundan dolayı kendisinden Doktor görüşlerini takip edenlerden de Doktorcular diye bahsedilir. Komünizm ile tanışması da öğrencilik yıllarına rastlar. Aslında komünist mi sosyalist mi olduğunu tam olarak anlayamadım bazı yerlerde kominist bazı yerlerde sosyalist diye geçiyor. Bilen varsa beni de aydınlatırsa sevinirim. Hayatının 22.5 yıl gibi önemli bir bölümüni hapiste geçirmiştir. Nazım Hikmet'in, Hikmet Kıvılcımlı'yı anlattığı düşünülen Mahkum Halil adlı şiirini de buraya bırakayım: Kitap okuyor mahkum Halil. Çevirirken dizinde duran kitabın yapraklarını çok rahat bir ustalıkla kullanıyor bileklerinden demirli parmaklarını. Kitap ve kelepçelerle On üç senedir bu beşinci yolculuğudur. Gözlerinin altında çizgiler Şakaklarında beyaz. Halil belki ihtiyarladı biraz. Fakat kitap, kelepçe ve yürek eskimedi. Ve şimdi Yürek her zamankinden umutlu. Halil okurken kitabını “kelepçem” diye geldi aklına “Seni pulluk yapacağız kelepçemin demiri” Ve öyle güzel buldu ki bu fikri yine üzüldü birdenbire ölçülü ve ölçüsüz şiir yazmak hünerini bilmediğine. Ve halil hatırladığını farketmeden hatırlamaktadır: Polis müdürlüklerinde odalar, jandarma nezaretleri hapishaneler, her biri kopmuş bir yürek gibi vurup akıllı kaderinde geçiyorlar kilometre taşları gibi durup yolunun kenarında. Evinin her basılışında aynı rahatlıkla açtı kapıyı. ve müdüriyette her kalkışında sopanın altından (yanaklarında parçalanmış gözlüğü ve tabanlarında ayıpladığı bir sızı.) yüreğinde fakat hiçbir şey söylememiş hiçkimseyi ele vermemiş olmanın rahatlığı, aynı rahatlık. Kitaba gelirsek; kitabın asıl hâli "İslam Tarihinin Maddesi" eseridir. Yazarın sayısız tutuklamalarından birinde el konulmuş ve iade edilmemiştir. Bu kitap da yazarın tekrardan hazırladığı ham notlardan oluşuyor. Zaman zaman anlaşılmayan, kopuk, akmayan cümleler var ama bunlara rağmen güzel bir eser ve Allah inancı konusunda yazardan farklı düşünsem de okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Hikmet Kıvılcımlı, yerli ve milli bir sosyalizm kurmak istemiştir. Bunun da İslamı yok sayarak değil onu anlamaya çalışarak olabileceğini düşünür. Hz. Muhammed'i bir devrimci olarak görür. Tanrı kavramının yerine evrim düşüncesini koyarak İslamı anlamlandırmaya çalışır. Burdan sonrasını kitabın genel düşünce yapısını belirtecek biçimde kitaptan alıntılar şeklinde paylaşmak istiyorum: "Bir kere daha anladık ki Türkiye gibi Doğulu geri bıraktırışmış ülkelerde Din; sosyal, kültürel ve psikolojik olarak sağlı sollu pek çok kafanın koparılmasına yol açabilecek, iliklere sinmiş bir konudur." (sayfa 28) "Ancak Evrim o denli zengindir ki, anlatmaya gücümüz yetmez. Muhammed de yüzlerce yıl evvel bu zorluğu yaşamaktadır. O, Evrime Allah der, ama daima onu daha yakından kavramak, tanımlamak için çaba gösterir. Sezi anlamında Allah kavrayışı, bilmeden Tarihsel Determinizme veya Evrim görüşüne yaklaştırır." (sayfa 55) "Muhammed, kendini yaratanı tanıyıp anlamak için bütün bilgi ve sezilerini kullanan; Allah'ı nur yüzlü bir ihtiyar olarak rüyalarına dek sokan fakat daima Allah kavrayışını o ilkel Komün kavrayışından bilge kavrayışa doğru yükseltmeye çalışan ama Peygamberlik rütbesini kimsenin gözüne sokmadan taşımayı bilmiş, kulluğunu bilen bir 'kul'dur." (sayfa 60) "Zaten Peygamber'in kendisine ayet indirilişini algılayışı Evrimin kişi üzerindeki belirleyici gücüyle oluşur. Evrimin Hz. Muhammed'e kuvvetle yansıyışı; yani Barbarlık ile Medeniyet zıtlıklarından en Devrimcil sonuçları çıkarışı mümkün olduğu için, kendisini doğal olarak Peygamber hisseder ve ilan eder..." (sayfa 339)
Allah Peygamber Kitap
Allah Peygamber KitapHikmet Kıvılcımlı · Derleniş Yayınları · 201849 okunma
··
241 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.