''Oğuz Atay bir söyleşide bu kitabında insanın bizatihi ta kendisini anlattım demiş...Birçok yazardan anlatım tekniği bakımından ayrıştığının altını kırmızı kalemle çizmek ister gibi...O birçok yazar kendi belirlediği sularda yüzdürür "insan"ı. Atay bunu beceremediğini yine şu sözlerle anlatır."Ben, kahramanlarımın iplerini istediği gibi oynatarak insanlardan kuklalar yaratan büyük romancıların yeteneklerinden yoksunum. Roman kahramanlarına uygulayacak büyük nazariyelerim, onları peşinden koşturacağım büyük ülkülerim yok."derken Tutunamayanlar'la Türk romancılığında yeni bir çağın başladığını muştular.'' /alıntı/
Bazı insanlar, hayata dair kuralları maddelerini yazarlar, yazmayı yetinemeyip o maddeleri mutlaka hayata geçirmeye çalışırlar. Sonra herkes gibi yaşamayı çalışırlar ve yapamayıp tıkandıklarını hissederler … ve o maddeler başkalarına kalır; Selim’den Turgut’a kaldığı gibi. Babadan oğula geçiyormuş gibi değil, onlar birbirinin kopyasıdır diye.
Selim’in intiharı üzerinde zaman geçiyor ve arkadaşı Turgut, onu intihara hangi sebepler sürüklemiş diye araştırmaya başlıyor. Selim’den duyduğu ama hiç tanımadığı arkadaşları ile buluşuyor. Onunla ilgili hiç bilmediği detayları öğreniyor. Turgut, Selim’i zamanında iyi tanımadığı ve en önemli anda yardımcı olamadığı için kendini suçluyor. Selim, dünyaya kafa tutmuş, ama karşı koymaya gücü yetememiş. Turgut, Selim’den kalanları toplarken, kendisinin de Selim’den farklı olmadığını anlıyor.
Kitabın başkahramanı bence Selim. Hayatta olmadığı halde bile, Turgut'un hatıralar ve araştırmalardan oluşan anlatımından hep Selim çıkıyor. Kitabın sonunda, Selim kendisi bize, okurlara, takdim ediyor ve sadece arkadaşlarının onunla ilgili düşündükleri değil, direkt kendisinden onun tam portresinin son noktası ile tamamlıyor. Selim’in günlüklerini Turgut'un okuma fırsatı çok sonradan doğuyor ve o zamana kadar diğer ‘’tanıkların ifadelerini’’alıyor. Selim’in arkadaşları da tutunamayanlar… boşuna dememişler bana arkadaşını söyle…
Ve Olriç. Hepimizin bir Olriç’i vardır…
Okuduğum kitaplardan hiç birine benzemiyor Tutunamayanlar. Farklı. Güzel mi? Evet veya hayır diyemiyorum, kitabın başka kimyası var. Çevremdekilere çok daha dikkatli bakabiliyorum artık ve yanımda ‘’onlardan’’ var olduğunu görebiliyorum. Hayat boyu acı çekmeye mahkum olan tutunamayanlar, onlar olmazsa bize ‘’bat dünya bat’’ demek kalıyor.