Gönderi

256 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Ahmet Örs, gastronominin geniş konu yelpazesinden faydalanarak yeme içme ile ilgili tabiri caizse her şeyi anlatmış, araştırmış, insanlar ile görüşüp bu görüşmeleri kitabında toplamış. Topraktan sofraya kadar yol alan bu serüveni her haliyle işlemiş. Konular, işin uzmanları tarafından incelenmiş, her konu için en ince ayrıntısına inme şansı yakalanmış durumda. Bazı bölümlerinde yemeğin pişirilme teknikleri işenmiş, bazı bölümlerinde organik gıda işlenmiş, bazısında yeme içmenin nasıl olması gerektiği ve nasıl olduğu işlenmiş... Kısacası gastronomi tam anlamıyla ele alınmış. Okuyucu tarafından her yerde bulamayacağı bilgiler açığa çıkarılmış dahası ince ayrıntısına kadar inilmiş. Bunun yanı sıra konu uzmanlarının kişisel yaşantısı doğrultusunda yaptıklarının işlerine nasıl yansıdığı kitapta mevcut. Yani ilham alınabilir bir biçimde kişilerin biyografi tadında, sohbet havasında bahsi geçiyor. Birde işi bilmeleri bir yana bu işin başlangıcında rol alanlar, ilk yapan kişiler söz konusu. Kitaptaki konulardan ziyade, konuların öncüsü olan insanları sıralayalım. Onlar; Gökçen Adar, Refik Aslan, Vedat Başaran, Yavuz Batur, Sinan Bilgin, Musa Dağdeviren, Atilla Dorsay, Sevim Gökyıldız, Beyti Güler, Nadir Güllü, Teoman Hünal, Ömer İsvan, Selim Kantarcı, Muhtar Katırcıoğlu, Keskin Keskinoğlu, İsmet Kolay, Taylan Kümeli, Harry Lenas, Gani Müjde, Semih Orcan, Mehmet Reis, Mustafa Seçkin, Osman Serim, John Sytmen, Hıncal Uluç, Artun Ünsal Mehmet Yalçın, Vefa Zat, Sedat Zincirkıran. Yazar, ismi geçen herkesle ya mekanlarında buluşuyor ya da ismi bilinen bir restoran veya yiyecek içecek işletmesinde buluşuyor. Onlara sorduğu soruları gazeteci kimliği ile hazırlıyor, soruyor fakat arkadaşça sohbet havasında yürütmeyi de ihmal etmiyor. Onları sıkıştırmıyor, sorduğu soruları cevaplamada bazen karşı tarafa yardımcı olacak şekilde -bu durum pek sık olmasa da- ilerliyor. Eklemek gerekirse kitapta konuşulacak konulara yeterli derecede hâkim oluyor. Konuştuğu insanlar bahsettiğim üzere alanlarının ustaları niteliğinde bunun getirisi olarak bahsi geçen konuya ilişkin alt başlıklar da ele alınabiliyor. Örneğin bir etten bahsediliyorsa sadece et hakkında yüzeysel konuşulmuyor, tavuk eti, deniz ürünleri, av hayvanı eti gibi çeşitli konularda konuşuluyor. Yazarlar ile ilgili birkaç örnek verebiliriz. Gökçen Adar, yazar, araştırmacı fakat öncesinde mühendis olarak çalışmış bir kişi. Adar, Yemek pişirme teknikleri, Ege mutfağı gibi konuları iyi biliyor ve bunun hakkında bilgi veriyor. Refik Aslan, tam bir işletmeci, küçüklükten işletmelerde yetişmiş ve yapılması gereken birçok iş hakkında detaylı bilgi verebiliyor. Yemek olsun yanındaki meze olsun, servis olsun her konuda kendini yetiştirmiş birisi. Bunu okuyucuya aktarıyor. İşin özü nedir iyi biliyor. Vedat Başaran, modern usulde Türk yemeklerinin servisini oluşturmuş ilk kişi. Yavuz Batur, ata tohum, genetik hakkında uzman. Organize olma konusunda şevk veriyor. Musa Dağdeviren, Türk yemeklerinin unutulmaması, eski-yeni bütün yemeklerin sıkı takipçisi. Yemeklerin tanıtımı hakkında da çok başarılı bir kişi. Bir bölümünde yaşlı kişilerden el almak için arkadaşıyla konuşurken konuyu yemek yemeye getirecek kadar önemsiyor konuyu. Dağdeviren benim favorim sanırım. Netflix'de belgeseli de var mutlaka izleyin. Atilla Dorsay, aslında film eleştirmeni fakat ilk restoran eleştirmeni olarak isim almış. Ağzı eğitmek, bu süreç içerisinde ön yargıyı çöpe atıp tabağı tatmaktan bahsediyor. Lezzetlerin değişmeden kalması tarafında kendisi. Sevim Gökyıldız, prensibinin tanıtmak ve sevdirmek olduğunu dile getiriyor. Bu kapsamda Türk yemeklerine küçük dokunuşlarla değişim yapmayı kabul görüyor. Küçük detayların önemli olduğunu bolca vurguluyor. İmajın ne olduğunu vurguluyor. Beyti Güler, ette işinin ehli. Ondan disiplin konusunda almamız gereken şeyler var. Yine Nadir Güllü disiplin konusunda “iş ahlakı” dediğimiz önemli kavramı bizlere bildiriyor. Ömer İsvan’dan hep söylenen “fabrika yapımından çok el işi daha lezzetli” cümlesini hatırlıyoruz. Yiyecekte dengeden bahsediyor. Ticari meselelerin ötesinde yemek yapmak... İsmet Kolay’dan organize olmak hakkında almamız gereken çok şey var. Harry Lenas’tan yenilikten ve yenilikleri kaçırmamaya yönelik yaptığı takipçilikten etkilenmemek elde değil. İşletme sürekliliğini sağlayan en büyük etmen olarak görüyorum. Osman Serim’den işinle bütün olman gerektiğini, “çifte ruh” kavramının işletme açısından da kişisel yaşantı içinde zararlı olacağını görüyoruz. Konular okuyucu tarafından anlaşılır nitelikte, sade bir dili var. Bazen yemek isimleri bazense yemeğin yapılışında kullanılan tekniklerin ismi geçiyor. Bunların bazen kendine has isimleri olabiliyor. Fakat bunlar kolayca araştırılıp bulunacak şekilde bırakılıyor. Konu tamamen açık kalmıyor sadece ilgili okuyucunun ulaşabilmesi için küçük terimleri araştırması gerekiyor. Bu da okuyucuyu araştırmaya itiyor ki bu gayet güzel bir şey. Bu kelimelere örnek olarak imbik var. Günlük hayatta pek rastlamadığımız bir kelimedir ve damıtma için kullanılırmış. Bir diğer örnek cassoulet. Bu kelime ise bir yemek ismi. Kendisine Fransız kuru fasulyesi diyebiliriz. Bir de biyodinamik var. Bu kelime de kitapta açık bir şekilde anlatılmamış, küçük bir araştırmaya sevk ediyor. Düşüncelerim: Kitap düşündüğümden daha akıcı ve bilgilendiriciydi. Soru cevap şeklinde olduğunu duyduğumda açıkçası çok güzel olacağını düşünmemiştim ama bütün ön yargılarımı yıktı. Hem eğiticiydi hem de eğlenceliydi. Konuşma havasında geçmesi kitaba samimi bir hava katmış. Okurken kendimi masada beraber oturuyoruz gibi tahayyül ediyordum ki bunun sebebi konuşmaların resmi bir dille yazılmamış olmasıdır. Kitap gastronomi alanında öz bilgiler edinmeyi sağlıyor. Öğrenirken ‘belki yanlış olabilir başka kaynaklara da bakayım” demek aklınızdan geçmiyor. Bu beni etkiledi ve gönül rahatlığıyla okumamı sağladı. Küçük bir öneride bulunacak olsaydım, kitaptaki uzmanların hangi konuda çalıştıklarının içindekiler kısmına yazılmasını isterdim. Böylece yapılacak herhangi bir araştırmada kitaptan kolayca yararlanılabilir.
Lezzetli Sohbetler
Lezzetli SohbetlerAhmet Örs · Oğlak Yayıncılık · 20091 okunma
·
83 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.