"ölüm herşeyi eşit kılar"
M.s.65 Seneca.
Seneca,
bugünü görse bu sözünü değiştirirmiydi bilemem ama bir ucundan tutup cevabı aramaya çıkabiliriz.
Ölümün eşitliği,sadece Yaratıcı karşısına çıktığımızda vereceğimiz sınavın herkes için aynı sorular üzerinden olacağıdır.
Günümüz şartlarında ise
her bir ölüm için ;
Devletler diplomatik,
hükümetlerse siyasi çıkarları
açısından değişiklik gösteren
bir eşitlik! geliştiriyorlar.
Dünya toplumlarıysa,öncelikle
Din, mezhep ve ortak bir aidiyet
üzerinden bakarak
Devlet ve hükümet yönetimlerinin etkisini ilave veya eksiltme olarak kullanıyorlar.
Daha dar kapsamda bireyler olarak,
Zengin,fakir,nüfuzlu veya baldırıçıplak olarak bakılan bir eşitlik! geliştiriyoruz.
Öyle ki,
Eşitliğin! fiziki karşılığını
Tanıdık veya tanımadık olsun bir zengin veya nüfuzlu ile baldırıçıplak bir garip gurebanın cenaze merasimindeki katılım ve sabır ile görebiliriz.
Birinde bir güçlü olanlar ile yanyana görünebilmenin vereceği gurur ve tatmin duygusunun sabrı!
Diğerindeyse öldü zaten daha ne uzatıyoruz işimiz var gidelim
bir an önce sabırsızlığıdır. Mezarlıklarımızda bulunan
mezar taşları bile
"ölüm herşeyi eşit kılar"
Sözünü yalanlarcasına,
Güzel ve modern bakımlı güvenlikli
duvar ve güvenlikçileri bulunan binaların yanında ki, sıkışık, düzensiz ve neredeyse adı dahi bulunmayan veya tabelası olmayan sokaklarıyla bir gecekondu mahallesi arasında ki fark gibi
eşitsizliği yüzümüze haykırır.
Bu yazı nereden çıktı sorusuna gelince ;
Bir şehirde vefat eden madencilerimiz kaçak işçi, diğerindekiler Şehit,
Bir şehrimizde olan sel, ihmalkarlık ve altyapı eksikliği, diğerindeki ne büyük afettir sayıldı.
Bu fakirin bir sözü ile sona yaklaşalım
"şüphesiz acılar merhamet ve vicdan sahibi olanları mutluklardan daha çok yaklaştırır"
Acılarımızı yarıştırmadığımız bir dünya dileklerimle.
Derda Yuşa
24 ağustos 13:11