Gönderi

394 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
KALBE ZARARLI BİR ADAM DOSTOYEVSKİ ve EZİLENLER'i
Bir yazar 1861 yılında, sürgünde hapis olarak geçirdiği senelerin ardından bir kitap yazıyor; bense yazıldıktan 160 sene sonra bu eseri okuyup diyorum ki ''sen nasıl bir psikoloji içindesin, sen gerçek bir hastasın Dostoyevski'' Değerli arkadaşlar, kitabı gece 02.30'da bitirdim ve uyumak için yattığımda yarım saat kitabı düşündüğümü fark ettim , uyuyamadım. Bir konuda anlaşalım; şu an çok mutluysanız, hiçbir sorununuz yoksa sakın Dostoyevski okumayın , zaten anlayamazsınız. Dostoyevski okumak, bile bile göre göre mutsuzluğu hissetme çabasıdır, karamsarlığı içine almaktır, depresyon uçurumunun kenarlarında gezmektir. O'nu okumak istiyorsanız bir şeye hazır olun; kalbinizin kırılmasına. Kalbim çok kırıldı, Dostoyevski kalbimi çok kırdı. Uzun bir inceleme olacak arkadaşlar, çünkü söylemek istediğim o kadar çok şey var ki, nasıl toparlayacağımı bilemiyorum ama yine de deneyeceğim. Dostoyevski hakkında az çok bilgi sahibi olanlar siyasi söylevleri nedeniyle bir dönem sürgüne gönderildiğini bilirler, orada yaklaşık on sene kalıp cezası bitince tekrar yazarlığa devam etmek isteyen Dostoyevski, ben daha ölmedim dercesine bir kitap yazıyor. Şimdi bu kitap klasik bir Dostoyevski kitabı. Peki klasik bir Dostoyevski kitabı nedir? En basit tanımla, psikolojiyi alt etmektir . Kitapta kötü olan bir karakterin betimlemesi, tahlili öyle bir kalemle yazılmış ki o kötü karakterin içinde kendimizi bulabiliriz, çünkü Dostoyevski çok dürüst bir yazar, iç hesaplaşmasını, iyi-kötü özellik olarak farkı gözetmeksizin karakterlerine yüklüyor ve hem kendisiyle bir karakteri üzerinden hesaplaşıyor, hem de bize olduğumuz, içimizde gizli saklı kalan kötü yerlerimizi tokat gibi yüzümüze vuruyor. İşte bu sebeple Dostoyevski okumak zordur, çünkü kendisiyle yüzleşmekten korkan, kendisini kandıran bir insan O'nu okuyamaz. Dostoyevski hepimizin aynasıdır aslında. Sadece bizden daha dürüsttür, daha cesurdur. Kendisinden nefret eder Dostoyevski ve bunları karakterlerine aktararak kendisini somut bir şekilde kağıtlarda bulur. Kitaptaki karakterlerin ortak özellikleri; hepsinin kusurları var ve hepsi kusurlarını biliyor bunun farkındalar. Ama kusurlarının affedilmesi için kendi gerekçelerini yaratmışlar, o gerekçe de mutluluk arayışı. Dostoyevski bize şunu soruyor, insan sırf mutlu olmak için kusurlarını görmezden gelebilir mi? Az önce kötü olan karakterde kendimizi bulacağımızı söyledim, aynı cümlem diğer acınası, zavallı, fakir, umutsuz, karamsar karakterler için de geçerli. Dostoyevski bize asla yeni bir şeyler vermez, bizi bize anlatır ve bunu yaparken şahane karakter tahlilleriyle gerçeğe ayna tutar. İnsan denen şeyin ne olduğunu parça parça halde bütün karakterlerine yayar, bizden seçim yapmamızı bekler, sen hangi karaktersin diye. Ama seçim yapamayız, hem mutsuzuz, hem kötüyüz, hem karamsarız, hem benciliz, hem nankörüz. Bütün özelliklere sahip olduğumuz için adımız ''insan'' kaldı. Biz iyi olamayız. ''Tarifsiz bir öfke duyuyordum. s291'' #100468751 diyor Dostoyevski. Peki bu öfke neden? İşte bu öfke ezilenlerin öfkesi, ezilenlerin sesi, ezilenlerin temsilcisi. Dostoyevski ezilen kavramının ta kendisi. Küçük yaşta babasını kaybetmesi, kızını yavruyken kaybetmesi, sara krizleri, parasızlık, açlık. Bu adam çok öfkeli olmak için gerçekten çok haklı. Dostoyevski gibi bir ruh, mutlu olsaydı nasıl kitaplar yazardı acaba? ''Hepsini kabule hazırım ama, ne yapayım ki insan erdemlerinin temelinde bencillik olduğunu bir türlü aklımdan çıkaramıyorum. s284'' #100462824 bu nasıl bir iç hesaplaşmadır? Hayata karşı hala bir arzusu, bir umudu olduğunu ama buna kendisinin bile inanmadığını ise ''Yaşama arzum, hayata inancım vardı!... Fakat bu düşüncenin ardından bir kahkaha attığımı da hatırlıyorum. s56'' cümlesinde gösteriyor bize Dostoyevski . Cemal Süreya'nın bir röportajında hayat hikayesini anlatması istendiğinde ''Dostoyevski okuduğumdan beri huzurum yok'' demesi. Daha doğru çok az cümle duymuşumdur. Ne zaman Dostoyevski okusam huzurum kaçıyor, kalbim kırılıyor. Çünkü şaşalı hayatlarımıza, yediğimiz pizzaları internette paylaşmamıza, pahalı giysilerimizi her yerde sergilememize, sahip olduklarımızla şov yapmamıza, aslında bir halt olmadığımız halde kendimizi bir halt sanıyor oluşumuza gülemiyor bile Dostoyevski. Bütün bu şaşalı hayatın perde arkasında bir hiçiz arkadaşlar. Dostoyevski bunu çok önceden gördü, insanın karakter analinizi her sayfasına ustalıkla çizdi, okumaya cesareti olan da buyursun okusun. Dostoyevski okuyacaksak, kendimizle yüzleşmeye hazır olalım. Uzun zaman sonra Dostoyevski okuduğum için, beni ne kadar mahvetse de çok mutluyum. Bütün yazarlara saygım sonsuz elbette ama ''yazar'' kelimesi bende ikiye ayrılır; Dostoyevski ve diğerleri. Dostoyevski okuyun arkadaşlar, O'nu okumadan göçüp gitmeyin, yaşamınıza haksızlık etmeyin. Herkese bol kitap okumalı günler dilerim... Sabır gösterip incelemeyi sonuna kadar okuyanlara teşekkürler... ''Keşke imkan olsaydı da herkes, hepimiz, benliğimizin en gizli köşelerini olduğu gibi açığa vurabilseydik; başkalarına, hatta en yakın dostlarımıza, sırası gelince kendimize bile itiraf etmekten çekindiğimiz ne varsa, hepsini korkmadan ortaya dökebilseydik, dünyayı saracak pis kokudan hepimiz boğulurduk .'' s279 Boğuluyoruz...
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202218.8k okunma
··1 quotes·
5 plus 1
·
16.9k views
Vera !!!nazımın biricik tek aşkı okurunun profil resmi
Bu nasıl bir inceleme elinize kaleminize yüreğinize sağlık ....
Betül Yılmaz okurunun profil resmi
Arkadaşlar kitapları nasıl okuyoruz?
irem okurunun profil resmi
her bir cümlesi ile neredeyse ezilenler kadar kalbe işleyen bir inceleme olmuş. ben de az önce bitirdim sonrasında ise büyülendim ve tarifsiz duygular hissettim, bu hislerde yalnız olmamak da ayrıca güzel bir duygu. sadece ben Dostoyevski okuduğumda kalbim paramparça olsa da aslında daha çok kendimi daha iyi hissettiğim hislerin içine giriyor, yarattığı karakterler sayesinde yalnızlık hissiyatını unutuyorum. bu güzel incelemeyi yazdığınız için teşekkür ederim
Kaan okurunun profil resmi
Öncelikle bu güzel cümleler ve değerlendirme için teşekkür ediyorum size. İyi hissetmenizdeki sebebi anlıyorum, şöyle ki Dostoyevski kitaplarındaki bütün karakterler öyle içsel ve yoğun işlenmiş ki her karakterde ya kendimizden bir parça buluyoruz ya da bulmasak bile o karakteri kendimize yakın hissediyoruz. Bu yüzden bir bağ kuruluyor resmen, bu da iyi hissettiriyor.
Mutlum okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş ama Dostoyevski ve diğerleri konusuna katılamıyorum.Tolstoy'u da unutmayalım ve yabana atmayalım.Ben şahsen ikisini de çok değerli buluyorum.
Elif Akdoğan okurunun profil resmi
İncelemeniz oldukça tatmin edici hem spoi vermeyip hem de kitap hakkında düşüncelerinizi vermişsiniz. Oldukça beğendim.
zehra okurunun profil resmi
Muhteşem bir yorum 👏
17 öğeden 11 ile 17 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.