İçimde oluşan duygu selini kelimelere dökebileceğimi pek sanmıyorum. İlk bölümlerde okuduğum ile sona gelirken okuduğum arasında muazzam bir duygu geçişi yaşadım. Bana kalırsa bu kitabı hayatta üç kez okumak gerekiyor. İlkin çocukken...Çocukluk hikayeleri tadında, saf ve masum duygular ile hüzünlenerek ve ders alarak okumalı insan. İkincisini gençliğin orta noktalarına girerken. 30 una gelmeden...Kendi işinin ve çekirdek ailenin başına yenilerde geçmişken, gerçek dünyayı kavramış biri olarak okumalı insan. Sonuncusu ise orta yaşlı dönemlere geçişte...Bugüne kadar yaşadığın hayata ve ardında ne bırakmak istediğini kesin bir yargıyla fark etmek için okumalı insan. Alınacak çok ders var. Dünya bu kadar kirlenirken bende yarattığı his, “bir kurt olsaydım keşke” oldu. Hayata bakış açısı, olayları öğrenme içgüdüsü, bağlılık, incinmek, saf nefret, yaşama arzusu ve dern sevgi arasında gidip gelişi beni hayran bıraktı. O masum bağlılığı ve sevgi ihtiyacından doğan kendini baskılama hali yüreğimi dağladı adeta. (Spoiler olabilir.) Küçücük yavru bir kurttan, dertli ve acılı bir genç kurda, sonunda ise kahraman ve sevgi dolu bir babaya dönüşmesini muazzam bir keyifle okudum. Çok uzun zamandır içime bu kadar işleyen bir kitap okumamıştım. Kimi zaman hıçkırarak ağladım, kimi zaman heyecandan ayakta dolanarak okudum. Kahramanlıkları ile göğsüm kabardı. Beyaz Diş’ in hikayesi içimde unutulmaz bir iz bıraktı. Dediğim gibi, daha uzun anlatmaya yetmiyor içimdeki kelime haznesi. Onu da benim insanoğluluğuma verin. Bir kurt misali baş kaldırın hayata, yaşama içgüdünüzle. Bir kurt gibi kendi cinsinize güvenmeyin bazen. Ve bir kurt gibi hayatınıza dokunan insanlara tüm yaralarınızdan sıyrılarak kocaman sarılın. Keyifli okumalar.

Beyaz DişJack London · Doğan Kitap · 201976,6bin okunma

·

12 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Parende