Gönderi

192 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Robert Walser, 1878’de İsviçre’de doğmuş, 1929 yılında geçirmiş olduğu ruhsal sarsıntı sonucunda  Psikiyatri Kliniği’nde tedavi görmeye başlamış. Dört yıl boyunca çeşitli şekillerde gizemli bir şekilde yazmaya ve yazdıklarını yayınlatma çabası olmuş. Fakat 1933 yılında çeşitli gerekçelerle, istemediği halde ağır bir kliniğe zorla nakledilmesi, yazmayı bırakmasına neden olmuş. Walser, bu klinikte geçirdiği bu 23 yıl içinde, içine kapanık ve dış dünyadan oldukça soyutlanmış. Bu dönemde Walser’ın hayatındaki en önemli gelişme İsviçreli yazar Carl Seelig’le tanışması olmuş. Kliniğe ziyaretine gelen Seelig yazarın yasal vâsisi ve yayıncısı olmuş. Carl Seelig tarafından devralınan edebî mirasın en önemli parçası, yazarın “kurşunkalem bölgesi” diye nitelendirdiği ve yabancı gözlerden özenle sakladığı edebî taslaklarmış. Walser’in ölümünden sonra bu edebî mirası inceleyen Seelig , burada gizli bir şifreyle karşı karşıya kalmış. Aynı dönemlerde, Köln Üniversitesi’nde Robert Walser üzerine bir tez hazırlayan doktora öğrencisi, Jochen Greven dergide gördüğü bu elyazmasının mercek yardımıyla okunabileceğini fark etmiş ve bu metinlerin gizli bir yazıyla değil de, boyutları bir ile dört milim arasında değişen aşırı küçültülmüş harflerle ve kurrent yazısı diye bilinen bir Alman alfabesiyle yazıldığını fark etmiş. Uzun uğraşlar sonucunda bu edebî taslaklara ve el yazıları için inceleme  iznini almış. Uzun yıllar boyunca meşakkatli zahmetlerden sonra Haydut kitabını ve daha bir çok şiir ile öyküyü 1966 yılından başlayarak yayınlamaya başlamış. “Haydut romanı 1972 yılında ilk kez okuyucusuyla buluşmuş. Romanın anlatım dilinde anlatıcı-yazar-karakter döngüsünün olduğu gözükmektedir. Karakterin ismini kitap boyunca tam olarak göremiyoruz. Yazar karakteri kabaca  “Haydut” olarak nitelemektedir. Post-modern olarak yazılmış olan eser, yazarın hayal dünyasını kapsamaktadır. Yazarın maruz kaldığı toplumsal dışlanmışlığın yansımasını, Haydut karakterinde yoğunlaşmış bir biçimde ortaya çıktığını görmekteyiz. Haydut beş parasız biridir; değer bilmeyen ve dış dünyadan soyutlandırılmış, toplum dışına itilmiş ve toplum normlarına uymayıp, ütopik kural ve düşler kuran hümanist ve sosyalist biridir. İnsan zihninin, bedeninin ve özgürlüklerinin toplum normlarına göre oluşturulmuş kurallarla sınırlanamayacağı düşüncesindedir… Burjuva toplum düzenine, kapitalist yapıya bir başkaldırıdır haydut…Burjuvazinin toplum düzeninden tiksinir Haydut. Fakat bir yandan da bunu kabullenmeye çalışır ve romanın sonunda: “parası olmayan alçaktır!” sözleriyle bunu acı bir şekilde kabullenir. Fakat bu alçaklık Haydut’un nitelediği bir alçaklık olmayıp burjuvazinin toplum düzeninde bireye dayatılan ve bireyin böylesi bir hissiyata kapılmasını sağlayan bir duygudur.”
Haydut
HaydutRobert Walser · Can Yayınları · 2016107 okunma
·
60 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.