Kitapta yazarın kendi bireysel yolculuğu, terapilerinden yola çıkarak varoluşçuluğu çok güzel bir şekilde tanıtması, ek olarak bir de 9 muhteşem yazar ve onların eserleri olunca, böyle katman katman bir eseri yorumlamak biraz zor olabiliyor... Ancak ben yine de bana o kadar katkısı bulunmuş bu kitap hakkında hislerimi belirtmenin kitaba olan farkındalığın artması yönünde boynumun borcu olduğu kanaatindeyim. Edebiyat terapi sayesinde egzistansiyalizm (varoluşçuluk) kavramıyla tanıştım. Daha doğrusu hep etrafında döndüğüm, anlamaya çalıştığım bir arayıştı bu kavram. Ama içselleştirmeden bir terim olarak yüzeyde bilincimle anlamaya ve tanımlamaya çalıştıkça bana oturmayan yabancı bir kavram gibi geliyordu. Camus’u okuyor, hislerini derinden anlıyor fakat kitabın sunduğunu tam olarak göremiyor varoluşçuluğu kabul halini hayatıma uyarlayamıyordum. Böylece bu tarz eserler sadece keyifli, güzel eserler olarak kitaplığımda yerini alıyordu. Mine Hanımın akıcı, anlaşılır, bir o kadar kendi deneyimleriyle ortaya koyduğu rehberliği sayesinde kendimdeki bu hisler benim için daha anlaşılır oldu. Meğer kurtuluşum varoluşçuluktan geçiyormuş da haberim yokmuş… Kitapta varoluşçu önde gelen yazarlar ve onların varoluşlarını keşfetmelerine giden süreçleri, çocukluk hikayeleri var. Hem yazarları tanıyorsunuz hem de birçok muhteşem eseri okuma listenize ekliyorsunuz. Ayrıca bir yandan bu yazarların Mine Hanımın ruhunda oluşturduğu izleri ve onun çocukluktan beri kendini özdeşleştirerek varoluşuna giden rehberliklerine şahit oluyorsunuz. Ve sonra görüyorsunuz ki; bu kitapla birlikte siz de varoluşunuza giden bir yapı taşı döşemişsiniz. Açıkçası kitap benim için çevre tarafından şekillendirilmiş benliğimden biraz sıyrılıp dibe bastırdığım bilinçaltımda neler oluyor diye –gerçek manada - kulak kabartmama sebep oldu. İçimdekilere bakabilmem ve bazen sevimsizde görünseler her birinin benim varoluşumu meydana getiren parçalarım olarak görebilmem için cesaret buldum. Tabi ki bununla yüzleşmek, o bastırılanları benimsemek kitaptan bağımsız kişinin çabasına dayalı zor bir süreç. Ancak –yok oluştan- var oluşa geçmek böyle bir deneyimden ve her gün bu uğurda yapılan yeni seçimlerden oluşuyor. Etrafımızı saran, kendimizi olmaya mecbur sandığımız tüm dış seslerden özgürleştiğimizde kendimizi buluyoruz aslında. Kısaca kitabın bana verdiği cesaret, bende uyandırdığı hisler ve düşünceler bu şekildeydi. Umarım hazır olduğunuzda sizin içinde benliğinize olan kapınızı aralar.

Edebiyat TerapiMine Özgüzel · Doğan Kitap · 2019228 okunma

·

231 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Melike