Amerikalı zengin bir işadamı, Meksika’ya yaptığı bir iş
seyahati sırasında küçük bir kıyı kasabasına uğrar. Limanda
gezerken, ağzına kadar balık dolu küçük bir tek nenin içinde
oturan bir balıkçı dikkatini çeker. Balıkçıya yaklaşır ve
merakla sorar:
“Merhaba, bu balıkları yakalamak ne kadar zamanını aldı ?”
Balıkçı, hepsini üç saatte yakaladığını söyler. Amerikalı
işadamı bu kez, “niçin daha uzun süre kalıp daha fazla balık
yakalamadığını” sorar. Balıkçı, “ailesinin geçimi için bu
kadarının yettiğini” söyler.
İşadamı merakla balıkçıya kalan zamanını nasıl geçirdiğini
sorar. Balıkçı anlatır:
“Sabah biraz balık yakalarım. Sonra çocuklarımla oynarım,
öğleyin de karımla biraz siesta yaparız. Akşamları, gitar çalıp
birlikte eğleniriz. Geç vakitte yatarım. Gördüğünüz gibi, dolu
ve meşgul bir yaşantım var efendim.”
Amerikalı; “Ekonomi alanında üniversite okudum, istersen
sana yardım edebilirim. Zamanının daha büyük bir kısmını
balık tutmaya ayırmalı, bunun için de daha büyük bir tekne ile
çalışmalısın. Bu tekneden elde edeceğin gelirle daha büyük
tekneler alırsın. Kısa sürede bir balıkçı filosuna sahip olursun.
Böylelikle, yakaladığın balıkları aracılara değil doğrudan
doğruya işleme tesislerine satarsın. Hatta kendi balık
fabrikanı bile kurabilirsin.” Amerikalı işadamı konuşmaya
devam eder: “Tabii bunları yapman için öncelikle bu küçük
balıkçı kasabasını terk edip Mexico City’ye, daha sonra Los
Angeles’e ve en sonunda holdingini genişletebileceğin New
York’a yerleşirsin.” Balıkçı sorar:
“Peki bayım, bu anlattıklarınızı ne kadar zamanda
yapabilirim?”
“On beş, yirmi yıl kadar.”
“Peki, bundan sonra efendim?” diye sorar balıkçı.
Amerikalı gülerek:
“Şimdi anlatacağım işin en iyi tarafı! Zamanı geldiğinde,
şirketini halka açarsın ve şirketinin hisselerini iyi paraya
satarsın! Kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanırsın!”
“Milyonlar?” der, Meksikalı, “Eee...sonra bayım?”
Amerikalı, “Ondan sonra emekli olursun. Geç vakitlerde
yatabileceğin küçük bir balıkçı kasabasına yerleşirsin, istersen
zevk için biraz balık tutarsın, çocuklarınla oynayacak, karınla
siesta yapacak zamanın olur, akşamları da arkadaşlarınla gitar
çalar eğlenirsin. Nasıl, mükemmel değil mi?”
“Kesinlikle mükemmel de ben şu an başka ne yapıyorum
ki!”
Sayfa 40