Gönderi

...Her devletin ülkesinde azınlıklar vardır. Bizde de, azınlıklar yaşarlar. Kürtler, bunlar arasında, en kalabalık kütleyi teşkil eder. Ve sayıları, her sayım sonunda, devletin istatistik yıllıklarında açıklanır. Kürtlerin anayurdu ve Kürt deyiminin gerçek manası üstünde görüş birliği ve kesin bilgi yoktur. Gerçi Lord Curzon'un genelkurmaya bastırılan bir eserinde ve Şükrü Mehmet'in La Question Kurde kitabında da Kürtlerin Turani olduğu yazılır. Ancak Kürtlerin, vaktiyle İran yaylasında, mesela Zağros Dağları'nın kuzeyinde yaşayan, oradan daha batıya ve bu arada Doğu Anadolu yaylalarına göçen, aslında ari bir kavim olduğu hakkında görüş birliği daha kuvvetlidir. Antropolojik görüş de bunu doğrulamaktadır. Fakat bu göç tarihi kesin olarak belli değildir. Kürtlerin tek tarihçisi olan Bitlis hakimi Şeref Han, bu göçü İran kaynaklarına bağlayarak İran hükümdarı 'Dahakk-i Zalim' zamanına rastlatır. Ama, tarihçiler nezdinde Dahakk'ın varlığı bile karanlık ve şüphelidir. Kürtler hakkında eser yazan ve eseri Berlin Şark Akademisi tarafından yayınlanan, sonra da 1918'de Aşiretler ve Muhacirler Umum Müdürlüğü tarafından dilimize çevrilen Dr. Fritz eserinde, Kürtlerin kaynaklarına ait bütün tahminleri toplar. Fakat bunların hiçbiri, rivayet ve yaklaştırma sınırını geçmez. Ama, çeşitli kanlarla karışmış olmak, çeşitli kolları ayrılmak, hiçbir zaman bir kavim ve millet birliği teşkil etmemek, hiçbir zaman güçlü, devamlı bir devlet kurmamış olmak ve çeşitli dil ailelerinden derlenip çeşitli kollara ayrılan bir diller grubunu benimsemek Kürtlerin tarihi bir gerçeğidir. Kürtler birbiriyle sınır birliği olan başlıca üç ülkede toplanırlar: Türkiye, Irak, İran. Kürtler bu sahalara, görünüşe göre Asurlular zamanında yayılmış olsalar gerektir. Fakat o zamanki adları neydi? Bu tam belli değildir. Çünkü Kürt adı, daha ziyade VIII-IX. yüzyıllarda ve Abbasiler devrinde yayılmıştır. Bu kelime de, reis manasına mı gelirdi ve oradan mı kavim manasını aldı, yoksa başka bir manaya mı gelirdi, bilinmez. Asurlular zamanında yüksek yaylada Urartu-Lahordu adında, Turani asıllı bir hükümetin varlığı bilinir. Ama bu bölgede yaşayan halklar arasında, bugünkü Kürtlerin de yaşadığına dair tam belirti yoktur. Ancak Urartu ile Asur memleketi arasında ve o zamandan itibaren Kürtlerin yayılmaya başlamaları mümkündür. Eski Yunanlılardan Ksenofon, Anabasis, yahut 10.000'lerin Ricati isimli meşhur eserinde, Mezopotamya kuzeyi ile yüksek yayladaki Ermenistan arasında kalan ve bugün Kürtlerin yoğunluk alanını teşkil eden yerlerden geçerken bu dağlık bölgede Karduklarla olan savaşlarından bahseder. Bu Karduk kelimesini, Gordi olarak çeviren ve bundan Kürt kelimesini çıkaran yazarlar vardır. Karduklar, belki de Kürtlerdi.
Sayfa 202 - 204Kitabı okudu
·
4 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.