Gönderi

352 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Özgürlük mü? Mutluluk mu?
Lütfen bu kitabı okumayı daha fazla erteleme. Spoiler içerebilir! :) Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, bana göre Orwell'in kutsanmış kaleminden çıkan alegorik ve politik bir distopya harikası. Distopyalar, gelecek nesil için her zaman bir uyarı niteliğinde olmuşlardır. Hangi distopik eseri okursanız okuyun benliğinizden bir parça, bir iz bulacaksınız. Ama bu kitap ''bütün zamanların'' distopyası ve en bilinenidir. Hangi tarihte bu kitabı okuduğunuzun bir önemi yok, ister yayımlandıktan 10, 20, 30 hatta 70 yıl sonra bile, yani 2021'de okumuş olun, günümüzden izler bulacağınıza adım kadar eminim. 1984'ün distopyasında, dünya birbiriyle sonsuz bir savaş mücadelesine giren üç süper-devlet'e -Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya- bölünmüş durumda. Bu 3 devlet de bitmeyen bir yarış halinde, diğerlerinden daha üstün olduğunu kanıtlama çabasında. Fakat rejim olarak dahi birbirlerinden hiçbir farkı yok. Bizim kara hikayemiz Okyanusya'da geçiyor. Okyanusya, Parti adında oligarşik, despotik ve totaliter bir grup tarafından yönetiliyor. Okyanusya'nın %2'sini oluşturan Parti, %13'lük Dış Parti'yi despot bir şekilde yönetiyor. Geriye kalan %85'lik kısım ise büyük ölçüde insan bile sayılmayan, değer verilmeyen proleterlerden oluşuyor. Bizim ana karakterimiz Winston'ın tek umudu ise bu proleterler. Peki neler oluyor bu Okyanusya'da? Parti, iktidarına güç katma amaçlı vatandaşlarını tek tip yetiştirmeye ant içmiş bir şekilde 7/24 onları denetim altında tutuyor. Evlere, tuvaletlere en küçük göz odalara bile cihazlar koyarak vatandaşlarını her an izliyor ve dinliyor. Yani ülke koca bir gözaltında yaşıyor. Eğer ki vatandaş aykırı düşünürse ''düşüncesuçu'' işlemiş olur ve geceleyin ansızın bir ''düşünce polisi'' gelip onları tutuklar ve ardından ''buharlaştırıverir''. Bir de ''çiftdüşün'' politikası var bu Okyanusya'nın, yani hem bilme hem bilmeme politikası. ''Ben ne dersem o doğrudur, bugün böyle söylerim yarın şöyle söylerim. Ama en nihayetinde benim yanlışım yoktur, ne dersem o doğrudur. Hatta 2+2=5'tir'' der Büyük Birader. İstersen kabul etme. ''Gerçek Bakanlığı'' ise geçmişte yayınlanan haberleri, makaleleri, dergileri vesaire değiştirir, düzeltir ve yine vatandaşlarını körü körüne inanmaya mecbur bırakır. Karşı çıktıkları takdirde Orta Çağ Batı'sındaki Engizisyon Mahkemelerinin belki de 100 katına maruz kalırlar. ''Bugünün gerçekleri, yarının doğruları değildir'' diyerek bu kısmı özetlemek istiyorum. Dil, din, kolektif ve bireysel bilinç, gerçeklik kontrolü, sınıf çatışmasından aşka, komünizme kadar birçok konuyu ele alan bu kitabı mutlaka okumalısınız. Daha fazla içeriği hakkında bilgi verme niyetinde değilim, okurken o hazzı yaşamanızı istiyorum. İyi okumalar
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166.1k okunma
··
287 views
Havva mirzaoğlu okurunun profil resmi
Kesinlikle okunması gerek. Günümüz de topluma dayatılan acı gerçeklerle yüzleştiren bir kitap.
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Sonuna kadar katılıyorum size.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.