Gönderi

"Hasta mısın anne?" "Hayır, yorgunum." "Hiç uyumadın mi?" "Hayır." "Nine kötüledi mi?" Anne ellerine baktı. Kucağında yorgun aşıklar gibi yatıyordu elleri. "Keşke size söylemeyebilseydim. Keşke her şey cok...güzel olabilseydi." Baba,"Nine'nin durumu kötü öyleyse." dedi. Anne gözlerini kaldırıp vadinin karşı tarafına baktı. "Nine öldü." Ona döndüler. Hepsi...Baba sordu. "Ne zaman?" "Dün gece görevliler bizi durdurmadan." "Demek muayeneyi ondan istemedin." "Geçirmezler diye korktum. Nine'ye söyledim ona yardım edemeyeceğimizi. Ailenin geçmesi şarttı. Çocuklar var...Rozaşarn'ın bebeği var. Söyledim ona." Bir an ellerini yüzüne kapadı."Yemyeşil,şipşirin bir yere gömülebilir artık," dedi alçak sesle. "Başını Kaliforniya toprağına koyup yatacak." Anne'ye bakarken, onun gücü karşısında dehşete katıldılar. Tom, "Ulu Tanrım!" dedi. "Bütün gece orada onunla yan yana yattın!" "Ailenin geçmesi şarttı!" dedi Anne bitkin bir sesle. Tom kolunu onun omzuna sarmak üzere ilerledi. "Dokunma bana," dedi Anne. "Dokunmadıkça kendimi tutabilirim. O çökertir beni."
Sayfa 281 - SelKitabı okudu
··
69 görüntüleme
Uğur Ukut okurunun profil resmi
Cok iyi hatirliyirum bu bolumu. Tuylerim diken diken olmustu.
Reşat Karakaş okurunun profil resmi
Etkilenmemek mümkün değil. Bir Anne bu kadar güçlü olabilir. Aileyi bir arada tutma mücadelesi müthiş gerçekten.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.