Gönderi

Paz Atomika
Savaşın maliyeti çok artarken, faydaları da azaldı. Tarihin büyük bölümünde ülkeler düşman toprakları yağmalayarak veya ilhak ederek kendilerini zenginleştirebilirdi. Zenginliğin büyük bölümü de tarlalar, büyükbaş hayvanlar, köleler ve altındı; bu yüzden de yağmalamak ve ele geçirmek kolay oluyordu. Günümüzdeyse zenginlik büyük ölçüde beşeri sermaye, teknik bilgi ve bankalar gibi karmaşık sosyoekonomik yapılardır ve bunları da topraklara dahil etmek çok zordur. Örneğin California'yı ele alalım. Bu bölgenin zenginliği altın madenlerine dayanırken bugün artık silikon ve selüloide dayanıyor; en başta da Silikon Vadisi ve Hollywood'un selüloit tepeleri. Çinliler California'yı işgal ederek San Francisco kıyılarına bir milyon asker çıkarsalar ne olur? Çok az şey elde edebilirler. Silikon Vadisi'nde silikon madeni yok, zenginlik Google mühendislerinin ve Hollywood yazarlarının, yönetmenlerinin ve özel efekt sihirbazlarının beyninde, bunlar da Çin tankları Sunset Bulvarı'na gelmeden çok önce Bangalore veya Mumbay'a giden ilk uçağa çoktan atlamış olacaktır. Irak-Kuveyt Savaşı gibi eski usul geniş çaplı uluslararası savaşların, zenginliğin eski zamanlardaki gibi hâlâ somut olarak ele geçirilebildiği yerlerde olması tesadüf değildir. Kuveyt şeyhleri yurtdışına kaçabilirler, ama petrol kuyuları yerinde kalacak ve işgal edilecektir. Savaş daha az kârlıyken barış ise her zamankinden daha kazançlı; geleneksel ekonomilerde uzun mesafeli ticaret ve yabancı yatırımları yok gibiydi, bu yüzden de barışı sürdürmek savaşın maliyetinden kaçınmak dışında fayda sağlamıyordu. Örneğin 1500'de Osmanlı İmparatorluğu ile Hıristiyan Avrupa'nın büyük güçleri barış içindeyse Osmanlı halkları ağır savaş vergileri vermiyor ve Avrupalıların yıkıcı saldırılarına maruz kalmıyorlardı, ama bunun dışında herhangi bir fayda da elde etmiyorlardı. Modern kapitalist ekonomilerde uluslararası ticaret ve yatırım çok önemli hâle geldi, bu yüzden de barış kârlılık sağlıyor. Türkiye ve AB barış içinde olduğu sürece Türkler AB'ye ürünlerini satarak, AB'nin borsalarında alım satım yaparak ve AB yatırımlarını çekerek refah içinde yaşayabilir. Nükleer soykırım tehlikesi barışçılığı tetikliyor, barışçılık yayılınca savaşlar azalıyor ve ticaret canlanıyor, ticaret de hem barışın kârlılığını hem de savaşın maliyetini artırıyor. Zamanla bu döngü, savaşa karşı belki de diğerlerinden de daha önemli bir engel yaratıyor. Giderek sıkılaşan uluslararası bağlantılar çoğu ülkenin bağımsızlığını aşındırarak bunlardan herhangi birinin tek başına savaşı başlatma girişiminde bulunması ihtimalini azaltıyor. Çoğu ülke artık geniş çaplı savaşları başlatamıyor çünkü bu kadar bağımsız değil. İsrail, İtalya, Meksika veya Tayland vatandaşları bağımsız olduklarına ilişkin bir yanılgı içinde olabilirler ama kendi hükümetleri tamamen bağımsız ekonomik veya dış politika yürütemez ve kendi başlarına geniş çaplı savaş başlatamazlar.
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.