Gönderi

134 syf.
·
Not rated
Maalouf’un romanlarına ilişkin yorumlarda Türklere haksızlık ettiğine, Türkleri olduğundan kötü gösterdiğine, taraf tuttuğuna ilişkin birçok cümleye denk geldim. Ben Afrikalı Leo, Semerkant ve Doğu’nun Limanları isimli romanlarını okudum. Diğer romanlarını bilemiyorum ama bunların hiçbirinde özellikle Türklere karşı bir tutum olduğu izlenimine kapılmadım. Bence Maalouf’un eleştirilerinden kitaplarında yer verdiği her topluluk, her ülke, Doğu da Batı da eşit derecede nasibini alıyor. Ölümcül Kimlikler’i okuduktan sonra yazarın böyle bir tavır içinde olduğundan iyice emin oldum. Hatta Maalouf sadece toplumlara değil, kavramlar/olgulara da aynı bakış açısıyla yaklaşıyor, örneğin küreselleşmenin iyi ve kötü yanlarını birlikte ele alıyor. Mesela çoğumuzda olumlu çağrışımlar uyandıran farklılıklara hoşgörülü olmak veya pozitif ayrımcılık yapmak Maalouf’a göre kötünün iyisi birer davranış sadece, dengeleyici olduğu kadar önyargıların sürüp gitmesine de katkıda bulunan davranışlar. Bence Türklere yönelik aktarımlarının haksız bulunmasının nedeni de okullarda tamamen milliyetçi duygularla verilen nesnellikten uzak tarih dersleri (bunu birçok ülke yapıyor sadece Türkiye değil) nedeniyle birçok kişinin bunları ilk defa duyuyor olması. Ben Maalouf’un her söylediği doğrudur demiyorum -öyle bir tarih bilgim yok- ancak olamaz da demiyorum. Örneğin, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul’u fethettiğinde üç gün süresince şehrin yağmalanmasına izin verdiğini kaçımız biliyoruz? Ben bunu ilk kez Zweig’in İnsanlık Tarihinde Yıldızın Parladığı Anlar kitabında okuduğumda çok şaşırmış ve başka tarihi kaynaklardan araştırma ihtiyacı duymuştum. Neticede her toplum mevcut haline gelene kadar birçok evreden geçiyor, az veya çok zamanın ruhuna uygun davranışlar sergiliyor. Böylesine basit bir gerçeğin bizlerden adeta saklanması, daha baştan sağlıklı bir tartışma zemini oluşmasını engelliyor. Kitaba dönecek olursak, kitapta Maalouf’un kendisi üzerinden sorgulamaya başladığı kimlik kavramını modernleşme, küreselleşme ve dünyalılaşma olguları çerçevesinde tartıştığı dört adet deneme bulunuyor. Başlangıçtan itibaren bir hoşgörü dini olan İslamiyet ile hoşgörüyü uzun süre tanımamış olan Hristiyanlık nasıl oldu da tam tersi yönlere doğru evrildi; din mi toplumları şekillendirdi, toplumlar mı dini; modernleşme neden Batı’da başladı, Doğu toplumları tarafından neden bir Truva atı olarak görülüyor gibi soruların cevabını aradığı ikinci makalesi özellikle ilgimi çekti. Kitapta anlatılan her şeyi çok iyi anladım mı emin değilim. Bunda benim cahilliğimin olduğu kadar kitabın çevirisi ve/veya yazarın üslubunun da etkisi olabileceğini düşünüyorum. Bir paragraf uzunluğunda, başı sonu belli olmayan, tekrar tekrar okuduğum ve bana yapay gelen cümleler oldu. Yine de kitaptan hem dünya hem yakın coğrafyamız hem de kendi toplumumuz açısından çıkarabileceğimiz dersler olduğunu ve Maalouf’un romanlarını daha iyi anlayabilmek için okunmasının faydalı olacağını düşünüyorum. İyi okumalar dilerim. * Kitaptan altını çizdiğim bazı cümleler * Başkalarını çoğu zaman en dar aidiyetleri içine sıkıştıran bizim bakışımız ve onları özgür kılacak da gene bizim bakışımız. Çoğu zaman, kendinizi en fazla saldırıya uğrayan aidiyetinizle tanımlamaya eğilimlisinizdir. Hepimiz köklerimizin dayandığı topraklara hiç benzemeyen bir evrende yaşamaya zorlanıyoruz. Dilinizin küçümsendiğini, dininizle alay edildiğini, kültürünüzün aşağılandığını hissederseniz, farklılığınızın işaretlerini abartılı bir gösterişle sergileyerek tepki verirsiniz. Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatık kaşlı bir dinde. Bugün artık tarihin asla kendisine çizilen yoldan gitmediği biliniyor… Tarih her an sonsuz yollar üzerinde ilerlemekte. Gelenekler ancak saygıdeğer oldukları ölçüde saygı görmeye layıktır… Ayrımcı geleneklere saygı göstermek, bunların kurbanı olan insanları aşağı görmektir. Hangi halk olursa olsun, geleceğinden çok tarihine hayranlık duyması üzücü. Marc Bloch: “İnsanlar babalarından çok zamanlarının çocuklarıdır.”
Ölümcül Kimlikler
Ölümcül KimliklerAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20197.9k okunma
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.