Gönderi
Tarihi yazılış açısından 'Biz' ve 'Cesur Yeni Dünya'dan sonra, '1984' ve 'Fahreinheit 451'den önce yazılmıştır. Böylece 'Kallokain'in "Kara Dörtleme"nin ilk iki eserinden etkilendiğini ve sonraki iki eserini etkilediğini söylememiz yanlış olmaz. Örneğin; 1984 romanında görülen 'teleekran'ları, Karin Boye romanında 'polis kulağı' ve 'polis gözü' olarak kullanmıştır.
Kitabı okuduktan sonra, 1984 gibi büyük bir eseri etkileyen Kallokain nasıl olur da bu kadar az kişi tarafından bilinir diye düşünmekten kendinizi alamayacaksınız.
Kitabın geçtiği evrene bakarsak; Devletten başka hiçbir şeye güvenmeyen bir toplum yapısı bulunmakta. Öyle ki insanlar en yakınlarının bile vatan haini olması ihtimaline karşı birbirleriyle hiçbir şey paylaşmıyorlar. Çünkü bu düzende aklınızdan geçirdiğiniz en ufak devlet karşıtı düşünce bile idam edilmenize yol açabilir. Yani devlet baskısı üst düzeyde demek yerinde olur. İnsanların sadece biyolojik olarak varlık gösterdiği bu düzende, çocuklar 7 yaşından sonra askeri kamplara gönderilirler. 7/24 kayıt yapan polis gözü ve polis kulağı denen cihazlar nedeniyle insanların yatak odalarında bile özel hayatları bulunmamakta. Aile kavramı ise yok denecek kadar az, çocuklar ve anne-baba arası ilişki hoş karşılanmıyor. Bu baskıcı rejimi uygulan devletimizin adı ise “DünyaDevlet”tir.
Diğer distopyalarda karşımıza çıkan devlet karşıtı ana karakterlerin aksine bu sefer ana karakterimiz olan Leo Kall tam bir devlet yanlısı. Devlete yardım amacıyla, Kallokain adını veridği bir ilaç keşfeder. Bu ilaç, insanların bütün düşüncelerini, sırlarını, bildiği her şeyi söylemesini sağlıyor. Böylece hainler daha eyleme geçmeden daha düşünce halindeyken durdurulabiliyor.
Leo Kall, bulduğu bu ilacı kendi çıkarları uğruna kullanacak mı? Yoksa devletine bağlı mı kalacak?
Boye’un yarattığı dünyada ARTIK DÜŞÜNCELERİNİZ DE YARGILANABİLİR.
·
9 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.