Gönderi

104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Roma Stoa felsefesinin temellerini ve tarihsel arka planını anlayabilmek için Sokrates’e uzanan süreci de anlamak gerekir. Sokrates bir okulu olmayan ve çoğunlukla agorada, pazarda dolaşarak insanları sorgulayan bir kişidir. Döneminde din uzmanı, politikacı gibi oldukça güçlü insanları sorgulama cesaretini göstermiş ve bu kişilerin kendi içlerindeki çelişkileri ortaya koymuştur. Bu da kısa sürede güçlü düşmanlar edinmesine yol açmış bir süre sonra da düşmanları tarafından, gençliği yozlaştırmak ve Atina’nın Tanrılarına hakaret etmek suçlarından mahkemeye verilmişir. Detaylarına Platon’un “Sokrates’in Savunması” adlı eşsiz eserinde ulaşabileceğimiz bu dava sonucunda Sokrates ölüme mahkum edilmiş ve baldıran zehirini içerek ölmüştür. Sokrates kendi deyimi ile bir at sineğidir. Amacı sağlıksız yani hareket etmeyen ve tembel bir atı rahatsız ederek harekete zorlamaktır ve onun görüşüne göre, bu atın menfaatine olan birşeydir, hareket eden at daha sağlıklı olacaktır. Burada atı Atina’nın o dönemdeki toplumu, düşünsel yapısı, entellektüel hayatı olarak düşünebiliriz. Aslında yapmaya çalıştığı şey kendi toplumu için oldukça faydalıdır. Eski inanışların sorgulanmasını sağlamış ve kendi ifadesi ile “Sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez” felsefesini temel almıştır. Bu nedenle Felsefenin Tanrısı olarak kabul edilen Sokrates prensiplerinden ödün vermeyerek ölmeyi tercih etmiş ve ölümsüz olmuştur. İşte Sokrates’den başlayan bu felsefi bakış açısının ve at sinekliğinin oldukça marjinal bir yorumu Sinoplu Diyojen tarafından geliştirilmiştir. Koskoca Büyük İskender’e “Gölge etme başka ihsan istemem” diyebilen Diyojen’den bahsediyoruz. Kendisi Kinik felsefesinin kurucusudur. Kelime anlamı köpeksi ya da köpeksi bir yaşam anlamına gelmektedir. Diyojen bir fıçının içinde ve gerçekten de köpeksi bir yaşam sürmektedir. Sokrates’in at sinekliğini felsefesinin merkezine alan Diyojen, insanların kendisi ile ilgili ne düşündüğünü ve ne hissettiğini hiçbir şekilde önemsemiyor. Tüm sosyal normların, ahlaki normların doğal olmadığı görüşünü kabul ederek red ediyor. Atsinekliğini bir nevi radikalleştiriyor. Toplum içinde herşeyi yapıyor. Insanların onu aşağılaması onun mutluluğunu ya da huzurunu bozamıyor. Diğer insanların senin hakkında söyledikleri sana zarar veremez, onlardan bağımsızlaşman ve özgürleşmen gerekiyor diye düşünüyor. Mal, mülk, para hiçbir şeyi yok ve önemsemiyor da. Uygulanması oldukça zor bir felsefi yaşam. Platon Diyojen için delirmiş Sokrates demiş zamanında. Diyojen’in ardından Kinik felsefenin takipçilerinden, Kıbrıslı Zenon bir gemi kazası geçiriyor ve bu kazada herşeyini kaybediyor ve hayatı ile ilgili bir arayışa girişiyor. Atina’da gezerken bir kitapçıdan Sokrates ile ilgili bir kitap buluyor ve onu okuyup etkilenerek, Kinik felsefe takipçilerinden Diyojen’in öğrencisi Krates ile tanışıyor. Krates’den ve başka insanlardan ders alıyor. Ardından kendi felsefe okulunu kuruyor. Böylece Stoa felsefesi biraz daha akılcı, pratiklere uygulanabilir ve gerçekçi bir şekile dönüşüyor. Seneca ve Roma Stoa felsefesine kadar uzanan bu tarihsel süreçte, Stoacılık da son şeklini alıyor. Roma Stoa felsefesine göre tüm toplumsal normların red edilmesine gerek olmadığı düşünülüyor. Toplumda özgürlük doğal ve mümkün kabul ediliyor. Diyojen’e göre toplum doğal değildi ve tüm normların red edilmesi gerekiyordu. Stoa Felsefesine göre en önemli değerler olan erdem ve huzurun bize bağlı olduğu kabul ediliyor. Doğa bir nevi Tanrısallaştırılıyor. Özgürlüğün ve erdemin doğaya uyumlu bir yaşamla mümkün olduğu belirtiliyor. Temel ihtiyaçların ötesindeki arzuların, şansın gelip geçici olduğu, sağlıksız olmanın ya da ölümün de doğal olarak kabul edilmesi gerektiği savunuluyor. İş Bankası Kültür Yayınları’ndan okuyabileceğiniz bu eserde Seneca’nın belki de en önemli yapıtı sayılan “Mutlu Yaşam Üzerine” ve “Yaşamın Kısalığı Üzerine” birlikte okuyabilirsiniz. Bu kısa kitap bizlere bazılarımız için bir rehber niteliği taşıyabilecek oldukça önemli yaşamsal fikirler sunuyor ve yaşamda değer verdiğimiz pek çok kavramı yeniden sorgulamamızı sağlıyor. Okurken çok keyif alacağınızı düşünüyorum. Özetle insanın kendi özünü, ahlakını, erdemlerini ve yaşamını yeniden sogulaması için önemli bir kaynak. Oldukça çalkantılı bir politik hayata da sahip olan Seneca İmparator Nero’ya karşı düzenlenen ve kendi adının da karıştığı bir süikast girişimi sebebi ile suçlu bulunuyor ve ölüme mahkum ediliyor. Yaşamı boyunca ölümün doğal karşılanması gerektiğini savunan Seneca, İmparator Nero’nun emri ile damarlarını keserek kendini öldürüyor. Trajik bir şekilde yaşamı Sokrates’e benzer bir şekilde son buluyor. İyi okumalar
Mutlu Yaşam Üzerine – Yaşamın Kısalığı Üzerine
Mutlu Yaşam Üzerine – Yaşamın Kısalığı ÜzerineSeneca · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20249,3bin okunma
··
2.306 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.