Gönderi

448 syf.
8/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Kitabı bitirdikten sonra oturup biraz nefeslendim. Buna biraz ihtiyacım vardı. Durup düşünmek, okuduklarımı sindirip duygularımı yatıştırmam gerekiyordu. Sevmek ve nefret etmek, her ikisini de hissediyor olmak tuhaf. Bu adam tam olarak beni arafa atmış durumda. Ignazio... Vitale... Naz. Tehlikeli... Kaçınılmaz... Aşık. Gerçek dünyada peri masallarına ve Beyaz Atlı Prens'e yer yoktur. Daha ürkütücü gerçekler ve canavarlar vardır. Karissa masallara inanıyordu, bir yere kadar. Onun karşısına çıkması ve hayatını değiştirmesi ile masalların çocuklar için olduğuna inandı. Çünkü Naz masallardaki prenslerden biri değildi. Karissa'nın karakter değişiminin ince ayrıntısıyla yazılmış olmasını beğendim. Başlangıçta toyken gittikçe olgunlaşmasını sevdim. Çocukluğunda annesiyle birlikte hep bir şeylerden saklanıp kaçmaları gerekmiş. Sürekli yer değiştirmelerinin, tedbirli yaşamalarının bir nedeni varmış. Bunu Karissa hiçbir zaman bilemedi tabi, annesinin hasta olduğunu düşünüyordu ama annesi hasta değildi, bir nedenden dolayı 'çok' korkuyordu. Karissa'nin çok genç ve deneyimsiz biri. Korunaklı büyümesi, annesinin koruyucu baskısı derken üniversite okumak için New York'a taşınır. Etraf tehlikelerle doludur ama o gerçek tehlikenin henüz farkında değildir. Gittiği bir partide başına geleceklerden habersizdir. İçtiği alkolün içindeki ilacın etkisiyle kendinden geçerken, karşılaştığı adam hayatını tamamıyla değiştirecektir. Naz. Birçok yüzü olan bir adam, tam anlamıyla bir muamma. Parlak zırhlı bir şövalye miydi yoksa kılık değiştirmiş bir canavar mı? Ignazio Vitale gibi bir adamın karşısında dirayetli durmak bir meziyet. Çünkü adama hayır demek imkansız gibi bir şey. Bir kere ikna kabiliyeti çok yüksek, iblis herif, düşündüğü ne varsa onu dile getirip bunun olmasını istiyorsun diyerek evet dedirtiyor. İstediği ne varsa alabiliyor, olsun dediği o an oluyor. Baştan sona değişmiyor, değişmeyeceğini üzerine basa basa söylüyor. Tehlikeli olduğunu, asla kabul etmemesi gerektiğini. Her ne kadar sert duruyor olsa da ben Naz'ın aşkına inandım. Biraz saplantı derecesinde olsa da sevgisi gerçekti. Kartlar her zaman onun için açıktı. J.M. Darhower’ın ülkemizde ilk basılan kitabı Gözlerindeki Canavar. Hikaye sizi içine çekiyor, bir sonraki sayfada ne olacak diye merak ettiriyor. Konu farklı işlenmiş olsa da temeli klişelerle süslü, bu da kolay okutuyor kendini. Olaylar konusunda yürüttüğünüz tahminler de doğru olabilir. Aslında seri başlangıcı olarak ortalama bir kitap. Birçok sır birçok gizem var, bir şeyler ima edildi, bir şeyler konuşuldu ama çoğu yarım kaldı. Bu da devam kitaplarında kıyametin kopacağı anlamına geliyor. Kitapta rahatsız olduğum bazi sahneler vardı; karakterlerin birbirlerine zarar verir cinsten kaba davranışları ve sert sevişmeleri beni bir duraksattı. Naz'ın dominant oluşu her söylediğini yaptırıyor oluşu aşkla harmanlayınca güzel geliyordu, bir yere kadar tabi. Ama boyut atlayıp işin siddet boyutuna tırmanmış olması beni rahatsız etti. Aralarındaki yaş farkı da çok gözüme battı. Asıl hikayeyi okuyup olaya aydınlanınca yaş farkının sebebi de gözler önüne serildi. Gerçek Ignazio Vitale kimdi? Gözlerindeki Canavar kitap serisini okuyarak sorunun cevabını bulabilirsiniz.
Gözlerindeki Canavar
Gözlerindeki CanavarJ. M. Darhower · Yabancı Yayınları · 2015891 okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.