Gönderi

484 syf.
·
Puan vermedi
İstanbul üniversitesi halkla ilişkiler görevini yürüten Maya uçak seyahati esnasında bu romanı yazıyor.. Ara ara yazdığı zamana dönüyor , uçak seyahati uzun bir seyahat ve Boston’a gidiyor. Hikaye şöyle başlıyor, Maya profesörü karşılamaya gidiyor, karşılama sonrası duygularını yalın bir dille katıksız anlatıyor .. 87 yaşındaki profesörün hala yakışıklı olduğu gibi duyguları aklından geçiriyor. Onu konaklayacağı otele getirirken şoför Süleyman’dan da bahsediyor, ne kadar çıkarına göre hareket eden bir adam olduğundan bahşediyor. Pera Palas otele gelirken 30’lu yıllardaki İstanbul ile şimdiki İstanbul arasındaki farkı yoğun ve etkileyici bir tasvirle okuyorsunuz. Maya Otele giderken bir beyaz renkte Renoult aracın onları takip ettiğini anlıyor .. evine gittikten sonra da hala o aracı düşünüyor .. “ne için takip ediliyordu..” Oğlu Kerem’ sen bahsediyor, PC başında geçirdiği zamanlar , girmiş olduğu ölmek ile ilgili acayip siteler , onunla arasındaki uzaklık , babasının boşandıktan sonraki ilgisizliği gibi hayatından kesitlerden bahsediyor.. Profesör Maya’yı otele yemeğe davet ediyor .. Maya da hazırlanıp gidiyor ve orada yemekteyken sabah 4 de gitmek istediği yere götürülmek için Maya ‘dan randevu istiyor.. Hünkar beğendi yemeğinin hikayesini de öğreniyorsunuz .. Fransa kraliçesi Osmanlı’ya geldiği zaman bu yemeği beğendiği içim ismi böyle olmuş ve padişahla yaşadığı aşkla çok konuşulmuştur . Hatta Sultan Aziz öldüğünde bile ziyarete geldiği söylenir. Maya bu duruma şaşırıyor ve gece gördüğü rüya sonrası Süleyman onu evden alarak gidiyorlar.. Maya gördüğü rüya sonrası babaannesini hatırlıyor.. Babaannesi kendisi edebiyat fakültesinde okurken ve abisi de subayken bir gün fenalaşıyor hastaneye götürdüklerinde kalp damarla ilgili babaannesine genetik bir sorun var mi aileniz neden öldü diye doktor soruyor.. babaannesi ağlayarak öldürüldüler , bir hastalıkları yoktu diye ağlayarak anlatıyor. Bir gün Ermenilerin evlerinden toplanıp sürüldüğü zamanda bazı Ermeni çocukları da müslüman aileler sahipleniyorlardı .. sonra yetimhanelere veriliyorlardı.. anne ve babası yolda ölüyor . Babaannesi de adı değişmiş şekilde Türkiye’de yaşamaya devam ediyor. Bu hikayeyi duyan abisi “demek bizim de kanımız bozukmuş “ diyor ve Maya’nın abisine düşmanlığı orada başlıyor .. Profesör Wagner Şile’ye gitmek istediğini söylüyor. Önce şaşırıyor ve uzun bir düşünceden sonra gitmek zorunda kalıyorlar .. Mevsim kış ve çoğu yer kar altında bu arada.. Wagner yolda Şile’ye varmadan bir ara yola girilmesini istiyor ve oraya gidiyor .. buradaki hikaye film gibi anlatıldı ve soluksuz okudum.. Wagner soğuk, kar demeden onları geride bırakarak birazdan yanlarında olacağını söyleyip dağlık bir yeri aşarak sahilde duruyor. Süleyman ne yapacagını şaşırıyor, Maya soğuğu çok hissederek her şeyi beyninde konuşuyor , neden böyle bir işin içine girdiğini sorguluyor. Profesör kemanını çıkararak o yoğun soğukta denize karşı çalmaya başlıyor.. Maya tedirgin ancak ne yapacagını bilemeyen davranışlarla beklemektedir. En son dayanamayarak yanına gider ve adamın neredeyse donmak üzere olduğunu görür .. Bu arada hep yarım kalan bir serenad çalmaya çalışmaktadır.. aklına gelmediğini düşünmektedir.. sonra adamı alıp arabayla gitmeye çalıştılar ancak araba bozulur.. yakında görünen butik bir otele götürmeye karar verirler ancak orada da konul alınmadan sadece bekçi bekletilmektedir. Bekçiye biraz kızarak parasıyla deyip profesörü soğuk odalardan birine yatırırlar .. Ancak ısıtma olmadığı için endişe artmaktadır .. Süleyman bişeyler yapmaya gitmiştir ve Maya’nın aklına eski kocasıyla üşümemek için sobalı evde yataklarında birbirlerine sarılarak ısırdıkları gelmiştir.. ve soyunarak Wagnerin yatağına girip ne varsa üstüne örterek her yerine sarılarak onu hayata döndürmüştür. Süleyman gelince onları böyle görüp yanlış anlayarak orayı terketmiştir.. Telefonuna bakıp oğlunun bir sürü aramasıyla karşılaşıp tedirgin olmuştur, oğluna dönüş yaptığında yanında o adamların olduğunu öğrenmiştir , Şile’ye gittiğinden haberi olduğunu söylerler be Maya iyice tedirgin olmaya başlar , son çare General olan abisini arayıp yardım ister , abisi onları oradan aldırır , Prof hastaneye götürülür , Maya eve gidip abisiyle konuşur sonra uykuya geçer. Ertesi gün abisiyle konuşmak için orduevine gider .. Orada Wagner ile ilgili konuşurlar ve bu işin peşini bırakması gerektiğini söyler , bilmemesi gerektiğini söyler , Maya onu babaannesine söylediğinden dolayı tekrar suçlarken bu kez de anneannesinin hikayesini öğrenmiştir. Anneannesi Kırım Türklerinden ve o dönemde devletin yönlendirmesiyle Sovyetlere karşı Almanya’nın yanında yer alınmaları istenmiş, devlet bu yardımı gizli yürüttüğü için bu şekilde hareket etmiştir. Almanlar için ihtiyaç kalmayınca Sovyetler hepsini öldürmek istemiş ve anneannesinin anne ve babasının da aralarında olduğu Kırım Türkleri Sovyetler bizi öldürecegine kendimiz ölelim diye denize atlayarak intihar etmişler ve kalanlar da trene bindirilip emirle Sovyetlere gönderilmiş, kimisi yolda ölürken , kalanlar da Sovyetler tarafından öldürülmüştür , anneannesi de tren kapılarının açılması için yalvarır ve onu indirmesini ister bir askerden. Ve kendini denize attığında dedesi Hataylı Ali tarafından kurtarılıp farklı bir kimlikle gizli yaşayan tek kişi olmuştur. Maya hem anneannesinin hem babaannesinin gizli kimlikle yaşadığını ve böyle bir kaderi olduğuna şaşkınlık içinde kendini alıştırmaya çalışmaktadır .. Maya okula gidince Rektör onu beyaz renoult arabasındaki kişilerle görüştürüyor , ve kendilerinin teşkilattan olduğunu söyleyip Wagner hakkında ne biliyorlarsa anlatmasını istiyorlar .. Maya’nın kafası daha çok karışmıştır . Kim bu profesör ?! Prof okulda bir konuşma yapıyor , orada Barbar kelimesinin asıl ne anlama geldiğini okurlar öğreniyor .. Aklıma gelen başka bir ayrıntı ilk geldiği gün Prof Maya’ya Çiçero’dan bahsediyor, onun da casusluk yaptığı ve parasız öldüğünü anlatıyor.. Bu arada oğluna bu durumları anlatmış , ve onun ilgisini çekmiştir , oğlu da bu konu hakkında araştırma yapmaktadır.. Bir gün internette Einstein ‘in Ataturk ‘ e yazdigi mektubu bulup annesine verir , Maya araştırmaya daha çok devam eder , mektupta o dönemde Alman Nazisinin baskısından dönemin bilim adamlarının Türkiye’ye sığınma talebi bulunmaktadır .. İnönü reddetmiş ancak bir şekilde Türkiye’de bulunmuşlar ve çok faydalı işler yapmışlardır . Maya okul kütüphanesinde bu durumla ilgili araştırma yapmaya devam etmektedir .. o bilimadamları ve yaptıkları çalışmalar hakkında bir çok şeyi öğrenmiştir , Wagner hakkında 2 sayfalık Bilgi edinmiştir . 1. si casus olduğu , 2. si keman- nota - seranad ile şifreli çalıştığı.. Hastane ziyaretine oğlu Kerem ile gitmiş ve Maya’ya her şeyi anlatacağını çünkü bunu hakettiğini söylemiştir.. Bu arada Hitler’in o dönemde iktidara gelmeden önceki süreçleri , geldikten sonra hiç vakit kaybetmeden kanun değiştirmesi , denetlenmeyi kaldırması , yahudileri devlet işlerinden ayırmaya başlaması .. artık hızlı bir şekilde halkın hipnoz olması çok sade bir şekilde anlatılıyor .. Kemanın inkar ermesine rağmen arabasında çıktığını görüyor Maya. Hastaneye kemanı götürdüğünde yapılan tetkikler sonucunda Maya , Prof’un pankreas kanseri olduğunu öğreniyor . Hastane çıkışında Prof Sultanahmet meydanına gitmek istiyor , orada sa Maya ile yine tarihi bir konuşma yapıyorlar. Kanuni’nin İbrahim paşayı öldürmesi , İbrahim paşa’nın heykel dikmesi, öldürüldükten sonra heykellerin yıkılması , yabancıların Beyoğlu’na Pera demesi gibi bir çok tarihi anıyı konuşuyorlar . Bu arada Maya yaptığı araştırmalar sonucu Prof ‘un Şile’de sayıkladığı Scurla isminin nereden geldiğini buluyor. Bir Romanya gemisi.. o dönem her yahudinin öldürüldüğü dönemde de gizli ilanlar verilerek para karşılığı bazı yahudilerin ülkeden kaçırılması sağlanıyordu .. parası olanlar bu şekilde kırık dökük gemilere binip gidiyorlardı . Maya Prof un her şeyi anlatması sözü üzerine otele gidiyor ve orada koyu bir Tarih ve edebiyat sohbeti yapıyorlar .. Türk edebiyatı kaynaklarının az olduğundan bahsediyorlar . Sonra kendi hayatımı anlatmaya başlıyor, kültürlü be varlıklı bir ailenin oğlu olarak doğmuş , sonra üniversitede asistan olduğunu anlatıyor. Tabi yine o dönem Hitler’in yaptıklarını , o dönemi anlatıyor .. sonra Maya’ya asıl hikayeyi anlatıyor, maya ses kaydı alıyor , sonra yeniden dinleyebilmek için.. detay yok ama çok etkileniyor.. ağlıyor , o gece Prof’un yanında kalıyor ertesi gün uçağa binip gönderiyor. Maya uzun süre anlatılanların etkisinden çıkamıyor, hayatını bile sorgulamaya başlıyor, iş yerinden bile soğuyor ve bu yüzden 1 haftalık rapor alıyor . Babası hafta sonu Kerem’i alınca o da erkek arkadaşı Tarık’a gidiyor, kriz dönemi olduğu için ona değerlendirmesi için verdiği parayı batırdığını düşünürken , parayı değerlendirip Maya’yı zengin yaptığını söylüyor .. Prof ‘un anlattıklarını Tarık’a bile anlatmaya layık bulmuyor.. Nihayet hikayeyi anlatmaya başlıyor.. Maximilian Wagner asistan olarak çalıştığı üniversite sevilen bir hukuk asistanıydı .. Nadia’yı gördüğünde çok beğenmişti , sonra aşık olmuştu. Üniversitede de başlamıştı yahudi dışlanması Nadia da onlardan biriydi.. bir gün yine fiziksel şiddet göstermeye çalıştığı sırada Wagner onu korumaya aldı, onu seven öğrenciler bu durumdan memnun olmasa da o Nadia’yı korudu.. Nadia ile iletişimi ilerleyince ona daha güvenli olması için özel ders teklif etti .. Nadia evine gidiyordu Wagner’in . Ailesi oldukça hoşgörülüydü .Hatta müzikle ilgilendiği için Nadia’ya adını “ serenad” koyduğu bir eser besteledi .Bir gün evlenme teklif etti ve iki tarafın adetlerine göre evlendiler.. En uygun olan durumun başka bir şehirde yaşamak olduğu kanısına varınca istifa edip gittiler. Nadia bir Alman ismi alarak yahudi olmasını gizledi .Orada Wagner kariyerinde ilerlemeye devam etti.Profluğa kadar yükseldi.. Ancak gün geçtikçe Nazi’nin zulmü artmaya başladığını duymaya başladılar mutlu hayatlarında. Başka bir yere gitmeye karar verdiler . Gitmeden de rektöre eşinin yahudi olmasından gurur duyduğunu itiraf eden bir mektup yazdı. İstanbul’a gitme kararı verildi ,orada tanıdıklarını olmasından dolayı bu karar alındı. Trene bindiler ve Wagner’in bir an gözden kaybolmasıyla Nadia kaçırıldı ve Wagner zorla İstanbul’a gitmiş oldu . Wagner gittiğinde her gün Nadia’yı aradı , her gün onu bulmanın yollarını aradı , acı çekiyordu ve yaşadığını bilmek istiyordu .. Yahudilere daha önce yardım eden konsolos , peter gibi görevlerde olan kişileri ziyaret etti ve birinden yardım alarak Nadia’nın yaşadığı kamptan memleketi Romanya’ya götürüldüğü bir yardım aldı.. Şimdi bir bilinmezliğe doğru gidiyor işte hikaye.. O dönemde Romanya Almanya’nın işgali altında , ancak yüksek paralara satılan gemi biletini Nadia da almıştır gemi aslındq Filistin’e gidiyor ancak yolda arızalanıp Türkiye kıyısına getiriliyor. Hikayenin başladığı yer :( O dönem Filistin İngiliz yönetimindedir , Türkiye baskı telefonları almaktadır Filistin’e geminin gelmemesiyle ilgili .. Aynı zamanda savaş dönemi olduğu için casusluk gibi şeylerden korktuğu için Türk hükümeti de yolcuları indirip risk almak istememektedir. Yolcular içerde çok kötü şartlarda yardım beklemektedir. Yaşadıkları kötü olayları Livaneli o kadar iyi anlatmış ki bazen satıra uzun süre bakıp insanlık sorgulamaya başladım .. insanlar yardım bekliyor , Max günler öncesinden orada bulunup Nadia’yı bekliyordu, ama bu olanlara anlam veremiyordu , Nadia çok yakınındaydı ama kavuşamıyordu.. Bir çok kişiyle iletişime geçti ancak buradaki duruma kimsenin gücü yetmiyordu .. aylar sürdü bu durum .. her gün gelip gitti Max.bu durumu paylaştığı yahudi tanıdıkları vardı, hayal kuruyordu Nadia’nın gelmesiyle ilgili..Nadia ‘ya bestelediği serenadı çalıyordu onlara da .Bir gün geminin yola çıkıp gideceğini duydular ancak gemi geri gidecekti , önce Şile yakınlarına uğrayacaktı , sabah yola çıkacaktı , Max oraya gidip yetişememişti ancak botla Nadia ‘ya haykırarak gelecegini söylüyor ve gemiye doğru gidiyordu ki bir bomba sesi duyuldu ve gemi havaya uçuruldu .. Wagner uzun süre tedavi gördü , ülkeden gitmesi istendi ve ABD ye gitti , orada tedavi gördü .. Maya işe bu olayları bilmesinin ardından , telaşlı bir araştırmaya başlamıştı , tek isteği Wagner’in Şile kıyısında unutup çalamadığı besteyi bulmaktı.. Eskiye dair anlattığı herkese ulaşıyordu bişeyler bulabilmek için. En çok beni etkileyen yer ise=> ajanların Wagner’in Türkiye’ye gelmesiyle hepsinin onun peşine düşme sebebinin anlaşılmasıydı. O gemideki insanların ölmesi İngiliz , Filistin , Türkiye devletleri ortak suçuydu ve onu ortaya çıkarabilecek biri olduğu için Prof’dan çekiniyorlardı. Bir sabah Maya gazetede çıkan haberle sarsılıyor , profla uygunsuz yakalandığı yazıyordu . Eski eşi , ailesi ve kendisi oldukça üzgündü , bir süre sonra haberlerin yalan olduğunu yazdırdılar ancak okuldan kovulmuştu. Ama bu duruma Maya çok seviniyordu , zincirlerini kırdığını düşünüyordu , artık kendi için birşeyler daha rahat yapabilirdi . Cesaretlenmişti.. öncelikle Prof’un bestesinin de yazılı olduğu belgeleri bulmaya Almanya’ya gitti, orada sevinç içinde belgeleri buldu. Dönüşte dinlenmek için ailesinin yanına gitmeye karar verdi, ve Bodrum’a gitti, ailesiyle uzun süre zaman geçirdi, anlayışlı ailesi yaşadığı her şeyi hoşgörülü karşıladı.Wagner’in çevirisini yapmasını istediği kitabı Maya aldı ve çeviri çalışmalarına başladı. Bir gün telefon aldı ve Prof’un durumunun ağırlaştığı haberini aldı . Hemen elindeki belgelerle vize işlemlerini de hallettikten sonra ABD ye uçuş yaptı. Prof Max’la birbirlerini görünce çok sevindiler. Maya hemen ona olan sürprizini verdi Serenad’ın notaları, Nadia ile olan resimleri gösterdi .Struma gemisi ile ilgili araştırma yapıp geminin görüntülerine ulaştığı DVD izletti. Max çok şaşkındı , dalıp gitmişti , Maya onu yalnız bırakıp otel odasına gitti ,bir kaç gün sonra görüştü ve Maya’ya teşekkür edip Kemanı Kerem’e hediye edip ,son istediği şeyi iletti. Ertesi gün ölüm haberini aldı . Törenden sonra Maya onun istediğini gerçekleştirmek üzere Türkiye’ye dönüp Şile’de o tepeye gidip son isteğini yerine getirdi .. Bu arada da Kerem keman çalarak konservatuarda olmak istediğini söyledi . Kitabın içinden çıkamıyorum , “huzursuzluk “ romanı gibi etkisinden çıkamıyorum .. Livaneli ,İnsan olmanın dil , din, ırk , coğrafya ayrımı olmaksızın her şeyden üstün olduğunu bir kez daha iliklerinize kadar hissettiriyor. Hitler’in zulmü , Ermeni soykırımı, tarihin hiç yere yok ettiği insanlar, savaşların ülkelerin damarlarına kadar işlemesi gibi konularla tarih yolculuğuna çıkıp, yine karakterler arası diyaloğa aşık oluyorsunuz. İyi ki bu 3 kadının hayat hikayesini okudum ..Mari, Ayşe, Nadia..ve tabi ki Maya.. *İnsan ancak yapabileceğini isterdi.”istemek” kavramı , “dilemek” ten ve “hayallere dalmak “ tan farklı bir şeydi . Bedelini göze almakla ,gereğini yapmakla ilgili bir şeydi. *Çünkü kabaca Batı ve Doğu diye adlandırılan medeniyet biçimleri , birbirini tanımıyor .İletişimin bunca ilerlediği bir dönemde hala cahiliyle dönemini yaşıyoruz .. *İnsanın değerinin sadece insan oluşundan geldiği ; din, milliyet , cinsiyet ,renk , cinsel tercih ,siyaset gibi birtakım ön sıfatlarla ayrımcılığa uğratılmadığı bir hümanizm anlayışı.. *Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına , ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak .Kimi insanın yüreği karanlık , kimininki aydınlıktır . Geceyle gündüz gibi ! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme ,herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama ! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendimi koru! *Her yolculuk bir kader birliği diye düşünüyorum , ama insanlar bunu bilmiyor . *İnsanların kendi milletini veya kendi inancını diğerlerinden daha üstün görmesi , ne korkunç olaylara , ne büyük acılara neden oluyordu bu dünyada ! *Belki romantizm de bulaşıcı bir şey . Bu iş sadece dönemle açıklanabilir . Zamanın ruhu dedikleri şey doğru galiba. *Hayatımda mutlu günlerim olmuştu elbette , ama mesele sadece mutluluk değildi . Önemli olan yaşadığını , hayatın bir anlamı , bir değeri olduğunu hissetmekti .Elinde çiçekler tutan beyaz gelinlik giymiş bir kızın mutluluğu gibi bir şey değildi bu , daha derin bir varoluş sorunuydu. *Babam sık sık , disiplinli yaşananın özgürlüğü azaltan değil , çoğaltan bir şey olduğunu söylerdi. Disiplin hayatı düzenleten , serbest zamanı artıran , başkalarına engel olmadan serbestçe yaşamanın yolunu açan bir şey olduğunu anlatırdı .. *Oysa hayat karmaşık yollardan oluşuyordu , hangisine gideceğine de her insan kendi karar veriyordu . *Çünkü ancak hikayesi anlatılan insanlar var oluyordu.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2015137,3bin okunma
·
285 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.