GECE GECE YÜREĞİNİ DAĞLAMAK İSTEYENLERİ BURAYA ALALIM!
Kerem: Ah Şule! Bir tanem! Bin tanem! Gitme! Kal!
Benimkisi yalnızca kafesteki yalnız aslanın
çürük cesareti!
Şule: Durma! Çek tetiği! Ben kendi kendimi
gömerim gerekirse... Mezarım! Taştan!
Yüreğim! Mermer! Gölgelerin içinden sıyrılıp
da gelen ruhumdur, icarus'tur... Vur beni!
Durma yoksa küçülürüm! Yaşantım! Bakir!
Onurum! Aşkınla seferber! Namluların
uğrunda kaldırılıp da indirildiği insanlar:
deyyustur!
Kerem: Konuşma! Yeter! Şule! Sus! Vururum! Sus!
Yeter! Bir kuş uçar, bir kuş uçar, bir kuş...
uçabilir! Ve bir kuş, isterse, mavinin her
tonu da yine doyasıya sevinçli ve özgür.
(anla!) şaşmadan, toyca kanat açabilir!.
Şule: Kerem ayrılmalıyız! Dön bir an ve hiçbir şey
söyleme!. "Biz kahredilen bir neslin malıyız!"
Kerem: Bu hangi komik neden
Bu hangi budanan dudak hangi eflatun
yüzden. Sanki hep bir acılanmanın
yüzünden, ha?
......
Şule: ayrılık, bir tür isyan - sabırsız!
Düşün ki: bir tür, sonbahardır
Kerem: Matematiği sevmeyen çocuklar sevdim ben
Kimsenin adını bilmediği, kimsenin adını
çözemediği geometri problemelerinde...
Gülsuyunda yıkanmış, yakasına gül ağacı
takmış kadınlar sevdim ben!
(Silahını kaldırır) Şuleeee!
Şuleeee!
- kendini vurur!..