Simone De Beauvoır, Yıkılmış Kadın’ı 1968 yılında Fransa’da yazmış. II. Dünya Savaşının etkileri henüz yeni yeni geçmeye başlamışken, Simon dikkatini 3 kadın üzerine toparlamış. Evet, kitap üç ayrı yaşam süren kadının hikayesini anlatıyor. Keyif alma ve karaktere bürünebilme açısından bakacak olursak, ikinci hikayedeki karakter çok zayıf kalmış. Ancak diğer iki hikaye enfes. *”Kadın doğulmaz, kadın olunur.” Kitapta, Simone’un vermek istediği mesajı o kadar iyi anlıyorum ki... Çünkü sen bensin aslında. Simone, seninle aynı yüzyılda yaşayıp; sıra arkadaşım, ilham kaynağım, sırdaşım olmanı çok isterdim. Hayran olduğum, takdirle baktığım bir yazar, düşünür, felsefeci... Kitaptaki kadın karakterleri sarsmak, “Ne yapıyorsunuz siz böyle?” demek istedim. Hatta pataklama isteğimi gerçekleştiremediğim için dişlerimi sıka sıka okudum. Yahu sevgili kadınlar, bizler varoluşumuz gereği zaten özel canlılarız. Doğurma, doğaya ve insalığa can verme, estetik olarak benzersiz olma, bizim yaratılışımızda var. Neden oğlunuz yada kızınıza, eşiniz yada sevgilinize, anneniz yada babanıza, gereğinden fazla bağlısınız ve bu bağımlılıkla değerli koca bir ömrünüzü takıntılı bir şekilde geçiriyorsunuz??? Bi’ kendinize gelin. Herkesin, herkes olmadan yaşayabileceğini anlayın. Sizi siz yapan bir başkasının varlığı olmasın. İçsel olarak en büyük desteği önce kendinizden alın. En büyük yatırımı da, kendinize yapın. SPOİLER Üçünce hikayede adam eşini aldatır ve bunu açıkça söyler. Yaklaşık 20 yıllık evlilikleri vardır. Kadının iç sesi: “Şayet en ufak engelde pes edersem, o halde kendim hakkındaki tüm fikirlerim birer yanılgıdan ibarettir...Yine de anlamayı ve uyum sağlamayı becermeyi isterim.Bir erkeğin 20 senelik evliliğinin ardından bir macera yaşaması normal. Bunu kabul etmemekle anormal davranan ve sonuçta çocukluk eden ben olacağım.” Kadın kitabın sonuna kadar adamın başka bir kadına gitmesini kabullendi ve bunun sebebini daima kendisinde buldu. Adamın karşı taraftan zamanda bıkacağını düşündü. Kocasının karşısında ağladı, yalvardı, depresyona girdi, yataktan çıkmadı, yemeden içmeden kesildi... Ve eminim bunu bizim toplumumuzda da, Avrupada da, Amerikada da, Asyada da... yani pek çok coğrafyada, pek çok kadın yapıyor. Neden? Bu kadar aciz olamazsınız. Sevgi dilencisi olmak kimseyi mutlu etmez. Zamanla içten içe kemirir insanın tüm ruhunu. Simone sizlere bu kitabında diyor ki, “Kendinize gelin güzel kadınlar. Uzaktan bakılınca hiç sağlıklı ruhlar göremiyoruz.” Keyifli okumalar

Yıkılmış KadınSimone de Beauvoir · Alfa Yayınları · 2020798 okunma

··

238 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

hilalyalin