Dorn, Dorn, Dorn.. Yeni bir yazar keşfetmenin mutluluğunu yaşıyorum. Ama nasıl denk geldim de kitap siparişi verdim düşünüyorum düşünüyorum bulamıyorum. Neyse önemli olan keşfetmek neticede. Psikolojik gerilim türünün usta bir temsilcisi olan Wulf Dorn ile Şizofren kitabı ile tanıştım. Bütün seriyi aldım. Hangisinden başlasam diye kitap seçimi yapmaya çalışırken bir arkadaşım " etrafta çok şizofren var bak bakalım kitapta adı geçen şizofren ile aynı mı karakter özellikleri " dedi. Ufak bir kahkaha krizinden sonra aldım ve başladım. Yalnız kitaba başlama saati 01.52 çok manidar değil mi ? :)) Psikiyatr Jan' ın hayatının bir kesitinin ele alındığı kitap beni daha ilk sayfalarında içine çekti. Son bir iki aydır psikolojiye ilgimin başlamasından ötürü sanırım. Hukuk yerine psikoloji ile mi devam etmeliyim dersiniz :) Böyle de sadık kalıyorum hayallerime :) Kitabı elime aldığımda kapağına hayran hayran bakmıştım. Karda yürüyen bir adam vardı. Eee şimdi bunun nesine hayran hayran baktın ki demeniz ne kadar olası :)) Yurdun dört bir yanından kar storyleri, memleketim kar altında kalmış Çankırı' da tık yok. Sabah uyanıyorum koşa koşa pecereye çocuk gibi ama yok yok yok. Kitabı gece elime aldım. Hayran hayran bakarken telefonum çaldı. Samet. Çabuk pencereye çık. Ne oldu acaba içimi bir korku aldı. Bu arada saat 2.00 olmuş. Çıktım bir baktım kar. O an ki mutluluğumu anlatamam. Ama şimdi bu saatte tek nasıl çıkarım ki ben. Neyse uzaktan olan şeylere alıştık nasılsa. Hemen koştur koştur kahve yaptım perdeleri çektim en sevdiğim şarkıyı açtım. İzledim, izledim. Hayal kurdum, ağladım, güldüm, kendimle konuştum. İnsanlar hep sokaktaydı o gece. En son baktığımda saat 4 civarı falandı. Ve ben uzaktan izlemek zorunda kaldım. Ama içim huzur dolu uyudum. Ertesi gün erimiş bitmişti bile. Tıpkı güzel olan diğer şeyler gibi. Kar yağsın deliler gibi çıkayım eğleneyim gibi isteklerim olmadı hiç. Neydi bu sefer ki ? Aslında benim özlemim çok başkaydı. Zonguldak' a olan bir özlemdi. Herkes o kadar çok paylaşım yaptı ki sırf kar yağmadı diye daha çok sinirlendim bu şehre. Neyse ki Ilgaz var. Hadi bari Ilgaz' a gidelim. İyi halt yedin Meltem :) Böyle bir üşümek olamaz.Böyle bir soğuk da olamaz. Dondum ve geldim. Ama olsun artık benim de karda bir fotoğrafım var :))) Şimdi Dorn' un Oyunbaz'ını okuyorum. Dünden önceki gün elime aldım. Güzel bir başlangıç yapmış yazar. Dün hiç okuyamadım. Dün hiçbir şey yapmama günümdü. İçimdeki sıkıntıyı bastırmaya yetecek gücüm vardı sadece. Başka etkinliğe yetemedim. Böyle zamanları sevmiyorum, hissetmeyi, anlıyor olduğum zamanları. Ben bilmek, hissetmek istemiyorum ki. Neyse bari değişik şeyler deneyeyim. Meditasyon yapayım. Tütsü yak biraz ufff saat de olmuş gecenin 1' i sabaha iş var. Boğaz ve kalp çakram için "çok tıkalı" dedi biri. Konuşurken çok kekeliyorum bu ara sürekli ımm,hmmm, eeee sanki hayatım boyunca hiç kitap okumadım ben. Cümle kuramamak ne ? "Söylemek isteyip sustuğun şeyler yüzünden." Hmmmm her şeyi bir şeye yoralım diyorsunuz ? Yoralım madem. Kalp çakrası da kapalı. Açık olsa şaşardım. En güzeli o kapalı kalsın bırak onu dedim. Olmazmış. Çok omuz ağrısı yaparmış. Gittim doktora zaten ben bunun için. Kafamı kaldıramıyordum ağrıdan. Demek ki çakradan olmuş :))) Neyse uzadı yine konuşma. Meditasyona başladık. Kasları sık bırak, olumlama yap, kendimi seviyorum ve destekliyorum derken kafamda beliren süliet. Senin ne işin var şimdi burda git. Sanki dersin her ihtiyaç olduğunda beliriverdi de bir de nereden, kimin yanından gelmiş. Bunu ciddi ciddi dedim. Uf hocam baştan başlasak olmaz mı şu meditasyona :)))) Olur, olur her şey mümkün :)))

ŞizofrenWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20165.5k okunma

·

39 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Meltemmm